Yapay Zekâ ve Demokrasi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Halkımız savaşa ve silaha meraklı olduğu için basının da biraz şişirmesi ile SİHA ve İHA’lar sayesinde yapay zeka ile tanıştı. Birçokları için yapay zeka adeta bu silahlarla özdeş hale geldi. Bu yaklaşım aslında yapay zekanın ne anlama geldiğinin bilinmemesinden gelmekte.

Yapay zeka, makinaların, bilgisayarları sorun bulma, çözme yeteneğine sahip olması, insanın yapacağı işleri yapma yeteneği olarak tanımlanabilir. Yapay zekanın tohumları 1950’li yıllarda atılsa da içerilmiş hale gelmesi 1990’lı yıllarda başladı ve hızla hemen tüm alanlarda farklı düzeylerde kullanılmaya başlandı. Bu yazıyı kaleme aldığım Salı günü Google’ın yarattığı yapay zekanın duygusal dürtüler verdiği haberleri veriliyordu.

Yapay zeka alanın hızlı gelişmesi ekonomik, toplumsal ve siyasi etkileri üzerine tartışmaları özellikle yurtdışında artırdı. Kurumsal yapı ile ilgili çalışmaları ülkemizde de çok iyi tanınan Daron Acemoğlu’nun son çalışması bu konuda oldukça ufuk açıcı. Çalışmanın Türkçesi de geçen hafta yayımlandı. Bu hafta ki yazımızda Acemoğlu’nun ana vurgularını özetlemek istiyorum. Elbette kitabın tamamının okunması konuya merak duyanlar için çok daha fazla faydalı olur.

Aslında çoğu beyaz yakalı uzman, mesleklerin çoğunun önümüzdeki yıllarda yapay zekâdan etkileneceğini tahmin etmekte. Özellikle muhasebe, finans, tıbbi tanı ve orta düzey yönetim alanlarındaki daha nitelikli görevlerin yerini alacak. Mevcut yapay zekâ uygulamaları daha şimdiden düşük ücretli işçilerin işsiz kalmalarına neden olmaya başladı.

Facebook ve Twitter da dâhil olmak üzere yapay zekâ kontrollü sosyal medya, siyasi iletişim ve tartışmaları tamamen dönüştürmüş durumda. ABD’deki son seçimlerde Twitter’ın tutumu bunun açık göstergesi oldu. Yapay zekâ bu platformlara, kişiye özel mesaj ve reklamlarla kullanıcılara etkileme gücüne sahip. Acemoğlu’na göre “kaygı verici olansa, sosyal medya yanlış bilgilerin yayılmasını kolaylaştırarak kutuplaşmayı, kurumlara karşı güvensizliği ve siyasi kini artırmış olması…Cambridge Analytica skandalı, bu tehlikelere bir örnek. Bu şirket, yaklaşık olarak 270,000 Facebook kullanıcısının paylaştığı verilerden 50 milyon civarında kişinin özel bilgilerini elde etti. Daha sonra bu verileri Brexit referandumunda ve 2016 Amerika başkanlık seçiminde kişiye özel ve amaca yönelik siyasi reklamlar tasarlamak için kullandı.”

Son zamanlardaki “yapay zekâ uygulamaları dünya genelinde demokrasi ve özgürlük için daha da tehlikeli” olacak gibi durmakta. Temel görüntü tanıma teknikleri, devletlerin ve şirketlerin, bireysel davranışları, siyasi görüşleri ve iletişimleri izleyebilmesini sağlayacak güce sahip. Örneğin, Çin Komünist Partisi internet ortamındaki fikir ayrılıklarını ve karşıtlıkları belirlemek ve hatta kökünü kazımak; kitlesel gözetleme sağlamak ve ülkenin hâkimiyetine genel olarak muhalif olan bölgelerindeki (Xinjiang ve Tibet gibi) siyasi faaliyetleri kontrol etmek için bu teknolojileri uzun zamandan beri kullanmakta.”

Yapay zekânın askeri alanda her geçen kendine daha fazla alan bulmasıyla “devletler kendi vatandaşlarına despot, dış düşmanlara karşı ise daha agresif davranma konusunda daha güçlü hale gelebilirler….Gözetleme teknolojilerini bir düşünün baskıcı (ve hatta bazen demokratik görünen) devletlerin gözetleme talebi çok büyük olup firmaların ve araştırmacıların yüz tanıma ve izinsiz gözetleme teknolojilerine yatırım yapması için çok sayı da mali teşvik sağlayabilir.”  

Üstelik “yapay zekânın etki gücü birkaç kilit oyuncunun ellerinde toplanmıştır. Yapay zekâ araştırmalarının çoğuna harcanan para, tamamı algoritmik otomasyona odaklı bir avuç teknoloji devine -Google (Alphabet), Facebook, Amazon, Microsoft, Netflix, Ali Baba ve Baidu- ait. McKinsey raporuna göre, dünya genelinde yapay zekâya yapılan toplam 26 ila 39 milyar dolarlık özel yatırım harcamasının yaklaşık 20 ila 30 milyar dolarını bu şirketler yapmakta.

Acemoğlu herkesi otomasyon tehlikesinin dikkat çekmekte, yapay zekanın önümüzdeki yıllarda ülkeleri iktisadi, siyasi ve toplumsal bir sınavla karşı karşıya bırakacağını, şimdiden bu dönüşüm için hazırlık yapmamız gerektiğini söylüyor.

Okuma Önerisi: Daron Acemoğlu, Yapay Zekâyı Yeniden Tasarlamak: Otomasyon Çağında İş, Demokrasi ve Adalet, 2022.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gizli veri 02 Ekim 2024
Venezuela’nın kaderi 21 Ağustos 2024