Yapay zekâ inovasyon yapabilir mi?
Yapay zeka (YZ) son sürat hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. Ebette bu durum iş pratiklerimize yansıyor, yansıyacak. İşimizi elimizden alacak mı gibi klişe tartışmalara girmeden inovasyon yönetimini nasıl etkileyeceğini tartışabiliriz bugün. Daha çok büyük resmi gösteren konuya genel bir bakış ya da giriş yazısı olacak. Önümüzdeki haftalarda sair örneklerle detaylandıracağım. Konuya geçmeden kısaca YZ’den en çok etkilenecek mesleklerin doktorlar ve hukukçular olacağını belirteyim.
YZ’nin ana akıma ulaşması çok eski olmasa da inovasyona etkisine dair önemli sayıda bilimsel araştırma yapıldı halihazırda. YZ inovasyon mudur? Anlamsız bir soru. YZ geniş bir teknoloji kümesidir. İçinde ses-dil-görüntü işleme, makine öğrenme, M2M, bulanık mantık gibi pek çok teknoloji alt kümesi, onun altında da spesifik dikeyler yatmaktadır. Eğer bu teknolojileri müşterilerin ihtiyacını gideren ürünlere dönüştürebiliyorsak, elbette inovasyondur. Daha önceki yazılarımda altını çizdiğim gibi teknoloji ve inovasyon ayrı kavramlardır. Birisi elma diğeri portakal. Kıyaslanamaz. Ama bizim bağlamda elma portakala dönüşebilir.
YZ teknolojilerinin inovasyona dönüşmesi bir tarafa, bu teknolojileri inovasyon süreçlerinde nasıl kullanabiliriz? Bu, çok daha net ve güzel bir soru. İnovasyon yönetimi temel olarak ‘fırsatın yakalanması, fikir geliştirme, prototipleme ve ticarileştirme’ adımlarından oluşur. Tüm bu aşamalarda YZ etkin olarak kullanılabilir. Özellikle pazar araştırması ve prototipleme süreçlerini fazlasıyla hızlandırdığını görüyoruz. Müşteri ihtiyaçlarını doğru tespit etmek için etkili anketler hazırlayabilir, veri toplayabilir, ihtiyaçların validasyonunda ve akabinde ön prototip ve konsept ürün geliştirmede insandan çok daha etkin sonuçlar üretebilir. Fakat tüm bu adımların halen bir insan tarafından yürütülmesi gerekir. Özellikle toplanan verinin anlamlandırılması için insan muhakemesine ihtiyacımız var.
Kısaca YZ tüm süreci orkestra eden yönetici değil hızlandıran ve etkinleştiren bir araçtır. Nedeni basit. İnsan dediğimiz canlı determinist modellere göre hareket etmez. Rasyonel değil çoğu kez irrasyonel ve duygusal kararlar verir. Ürününüzü satın alacak insanı anlamanız gerekir. Bugün itibari ile insanı ancak insan anlar. Onun felsefeden, sosyal bilimlerden, tecrübe ve sezgilerden güç alan yorumlarına ihtiyacımız var. Gelecekte iki nedenden dolayı durum değişebilir. 1. YZ çok ilerler ve insan gibi hissetmeye başlar, 2. Ürünü satın alan artık insan değil makinedir. Müşteriniz değişmiştir. Dolayısıyla insanı anlamaya gerek kalmaz. İnsan adına karar veren makineler domine edebilir satın alma süreçlerini. Ya da artık insan bilinci körelmiş bir makineye dönüşmüştür. Bu iki olasılık kısa vadede olmasa dahi uzun vadede mümkün. Özelikle ikincisi. Haftaya devam edeceğim.