Yan kapılar
Po Chieng Ma
Yıl 1997. Manhattan’daki Federal Mahkeme öğle tatili dolayısıyla duruşmaya ara verir. Duruşmada tutuksuz yargılanan Po Chieng Ma, öğleden sonra duruşmaya gelmez. Ancak 14 saat sonra Vermont’dan Canada’ya geçerken yakalanır. Ma, bazı sınavların cevaplarını satmakla suçlanmaktadır. Hangi sınavlar? ABD’deki üniversitelerin lisans üstü programlarına kabulde istenen sınavlar; GMA (Graduate Management Admission Test), GRA (the Graduate Record Examinations) ve TOEFL (the Test of English as a Foreign Language).
Peki, Ma söz konusu cevapları nasıl elde etmiş? Amerika’nın batı ile doğu yakaları arasındaki saat farkından yararlanmış. Manhattan’da kiraladığı uzmanları sahte isimlerle bu sınavlara sokmuş. Sınava giren uzmanlar soruların cevaplarını kayıt etmişler ve/veya ezberlemişler. Sonra cevapları telefonla California’daki Ma’ya ve yardımcılarına iletmişler. Onlar da bu cevapları kurşunkalemlerin kenarına kodlayarak sınava girecek müşterilere vermişler. Bu iş, 1993 ile 1996 yılı arasında sürmüş. Bu süre zarfında 788 müşteriden aldıkları para, kişi başına en fazla 9.000 dolarmış ve müşterinin testteki başarısına göre değişiyormuş. Ma, verdiği hizmetten o kadar eminmiş ki, müşterilerden parayı sınavdan sonra alıyormuş. Ma’nın avukatı sunduğu savunmada “Sınav sorularının çalınması söz konusu değildir. Sorular, sınava giren uzmanların beyin gücü sayesinde başkaları için elde edilmiştir” iddiasında bulunmuş. Ancak Ma, avukatın savunmasına sığınmamış; suçluluğunu kabul etmiş. Mahkeme salonunda ağlayarak pişmanlığını dile getirince 4 yıllık hapis cezası ile kurtulmuş.
William Singer
William Singer, yukarıda sözünü ettiğim Po Chieng Ma’ya göre daha kapsamlı bir sahtekârlığın aktörü. Singer çalışma hayatına öğretmen ve spor koçu olarak başlamış. Üniversitelere giriş danışmanlığı yapan ilk firmasını 1992 yılında kurmuş. O dönemde böyle bir hizmet yokmuş ortalıkta. Başka bir deyişle, Singer bu alandaki ilklerden, bir öncü. Sonra bu şirketini satmış ve çeşitli çağrı merkezlerinde yöneticilik yapmış. Daha sonra 2004 yılında Sacremento’da yine üniversitelere giriş danışmanlığı için “The CollegeSource” diye bir şirket kurmuş. Uzaktan eğitim yapan bir ortaokulun kurulmasına yardımcı olmuş ve bunu eğitim hizmeti veren Kaplan Şirketi’ne satmış. Kolejlere giriş konusunda tavsiyeler veren bir kitap da yazmış(Getting In: Gaining Admission To Your College of Choice) ve bunu 2014 yılnda bastırmış.
Singer’in kariyer çizgisi, FBI kayıtlarına göre 2011 yılından başlayarak yasal sınırlar dışına çıkmış. Singer o ana kadar, kendi deyimiyle üniversitelere “Ön-kapı”dan, yani yasalara uygun olarak, giriş konusunda müşterilerine hizmet veriyormuş. Ama daha sonra “Yan-kapı”dan giriş için, yani sahtekârlık yaparak hizmet vermiş. Skandal 2019 yılında ortaya çıkmış. Açılan davaya “Operation Varsity Blues” adını vermiş fedareller. 57 kişiye dava açılmış. Bunlardan 47’si suçlarını kabul ederek cezalarını almış. Kalan 10 kişi suçları kabul etmeyip mahkemeyi tercih etmiş. Davada adı geçen üniversiteler şunlar: Georgetown University; Stanford University; University of California, Los Angeles;University of San Diego; University of Southern California; University of Texas at Austin; Wake Forest University; Yale University. Davalı veliler arasında ise yatırımcı, girişimci iş-insanları,üst düzey yöneticiler, profesyoneller ve Holywood oyuncuları var. William Singer suçunu kabul edip savcılık ile işbirliği yapmış,ama henüz cezasını almamış.
Amerika’daki elit okullara “Ön kapı”dan girmenin mümkün olmadığı durumlarda bir de “Arka Kapı” olabiliyor. Bu arka kapı da iki tür anahtarla açılıyor. Birincisi siyasi anahtar. Amerika’daki politikacıların veya Amerika’nın müttefik olduğu ülkelerin liderlerinin çok parlak olmayan çocukları, örneğin Harvard gibi bazı okullara politik kaldıraç kullanarak, politik amaçlı olarak sokulabiliyor. Diğer anahtar ise, her yerde geçerli “master key”, yani para. Zenginler bu üniversitelere milyon dolarlar seviyesinde bağış yapıyorlar. Parayı veren düdüğü de çalar, üniversitede bir sırayı da” deyip çocuğu üniversiteye kabul ediyorlar. Singer, herkesin kabul ettiği gibi müthiş bir pazarlamacı imiş. Önce zengin müşterilerini “Yan Kapı”ya ikna etmiş. “Çocuğunuzu bu okullara sokmak için “Arka Kapı”yı kullanabilirsiniz. Ama benim size sunacağım “Yan Kapı” çözümüne göre bunun maliyeti 10 kat fazla.” Bu fark, ikna edici olmuş. “Yan Kapı” girişleri için çeşitli yöntemler geliştirmiş.
William Singer’in uyguladığı sahtekârlıkta birinci aşama, üniversite girişlerinde kullanılan SAT ve ACT testlerinde aday çocukların skorlarını yükseltmek olmuş. Bunun için velilerden çocuklarına bir “Öğrenme zorluğu özürü” raporu almalarını istiyormuş. Bu durumda öğrencinin söz konusu sınavları teke tek ayrı bir odada alması imkanı ortaya çıkıyormuş. Bunun için de ya Houston’da bir devlet lisesi ya da Holywood’ta bir özel kolej alternatifi varmış . Sonra velilerden o tarihlerde o şehirlerde olmak için mazeret uydurmaları isteniyormuş. Neden mi? Çünkü bu okullardaki gözlemciler satın alınmış, ayarlanmış. Bu gözlemci, aday öğrenciye ya sınav sırasında yardım ediyormuş ya da sınav sonrası cevap kağıdında yanlış cevapları düzeltiyormuş. Bir diğer yol da aday öğrenci yerine sınava başkasının sokulmasıymış. Bu hizmetler için velilerden istenen para 15.000 dolar ile 75.000 dolar arası imiş.
Çocukların test skorları yükseltildikten, üniversite girişine aday olduktan sonra velilerden rüşvet vermeleri isteniyormuş. Bu rüşvet ya doğrudan üniversitelere ya da Singer’in “Key Worldwide Foundation” isimli vakfı aracılığı ile üniversite koçlarına ve idarecilerine ödeniyormuş. Bunun amacı da aday öğrenciyi spor kontenjanına sokmakmış. Çocukların lisedeki düzmece sporculuk yaşamları için de sahte belgeler üretiliyormuş. Örneğin, Napa Vadisi’nde büyük bağları olan bir iş adamının kızının resmi fotoshop ile bir sutopu oyuncusunun yüzüne uydurulmuş
Geçen hafta Boston’da görülen ilk davada iki veli suçlu bulundu. Jüri, kararını hemen, 24 saat gibi kısa bir sürede vermiş. Bu velilerden birisi 2018 yılında kızını University of Southern California’ya basketçi kontenjanı ile sokmak için 300.000 dolar rüşvet vermek ve sahtekârlıkla suçlanmış. Bırakın üniversite takımına aday yıldız bir basketçi olmayı, kız lise basket takımında oynamamış bile. Suçlu bulunan velinin üç yıla kadar hapis cezası alacağı söyleniyor. Diğer veli de 2014 yılında oğlunu yine aynı üniversiteye sutopu oyuncusu kontenjanından sokmak için 220.000 dolar rüşvet vermek ve sahtekârlıkla suçlanmış. Oğlunun sutopu takımında yer alacak kadar iyi bir oyuncu olmadığı ortaya çıkmış. Suçlu bulunan veli bir de verdiği rüşvete vergi indirimi almaktan da ceza giyecekmiş. Söz konusu velinin 5 yıla kadar hapis cezası alması bekleniyor.
Sonuç
Geçen hafta Boston’daki dava sonuçlanınca bu konuda yazmak istedim. Görüldüğü gibi, sahtekârlığın tek bir memleketi yok, her yerde ve her zaman rastlanabiliyor. Hatırlayacağınız üzere ülkemizde de bu tür sınav sahtekârlıkları oldu. Yani Amerika gibi bir ülkede de oluyor, Türkiye gibi bir ülkede de. İnsanın olduğu her yerde her şey oluyor Peki ülkeleri birbirinden ayıran ne? Fark, suça ve suçlulara karşı takınılan tavır. Hukuk devletlerinde gerçek kurumlar var ve sağlam. Suçlar ortaya çıkınca olayın dibine kadar gidiliyor; en son kişisine kadar suçlular bulunup cezalandırılıyor. “Bizim çocuklar, bizim cemaat” koruması olmuyor. “Yan Kapı”lar o kadar geniş değil.