"Yabancıların gözüyle Türkiye ekonomisi…"
Geçen hafta yabancı bir finans kurumunun açıkladığı raporda düşündürücü yorumlar bulunuyordu: Benim sürekli altını çizdiğim düşük büyüme-yüksek enflasyon gerçeği, Rusya-Ukrayna savaşı ile Fed'in faiz adımları gibi gelişmelerin, özellikle gelişmekte olan ülkeler için farklılaşma yaratacağı belirtilmiş. "Emtiası olan ve olmayan" olarak ana hatlarıyla çizilmiş değerlendirmenin Türkiye bölümü ise şöyle yazılmış:
- Politika faizi yılsonuna kadar %14'te kalır ve 2023'ün ilk çeyreğinde % 18'e yükselir
- Ortodoks olmayan politikalar ve emtia fiyatları enflasyonda sert yükseliş yarattı ama Merkez Bankası buna ciddi bir müdahalede bulunmayacak, dolayısıyla yerli yatırımcının güvensizliği artabilir
- Enflasyondaki yükselişi tetikleyen döviz kuru geçişkenliği, emtia fiyatlarındaki yükseliş, kötü hava koşulları, güçlü iç talep, gevşek para politikası, ortodoks olmayan politika kararları zaman içinde değişecek gibi gözüküyor. Bazıları kendiliğinden bazıları ise mecburen.
- Küresel olarak emtia fiyatları yüksek seyrini koruyacak ve tedarik zincirinde sıkıntılar devam edecek gibi gözüküyor. Enflasyon yılsonuna kadar % 65 civarında seyredecek gibi gözüküyor.
- Cari işlemler açığı yıl sonunda 30.4 milyar dolara yükselebilir. (2021'de 14,8 milyar dolar idi)
- Yabancı yatırımcı pek kalmadığı için yerli yatırımcı piyasayı belirleyecek
- Büyüme % 3.2 olur ama tahmin yapmak giderek zorlaşıyor.
- Devam eden mali disiplin hazine üzerindeki baskıyı azaltıyor
"Yabancıların Her Dediği Doğru Çıkmıyor..."
Açıkçası, ben kendi adıma yıl sona kadar faizlerin bu seviyede olacağını düşünmüyorum. Bu durumda kur yükselişi kaçınılmaz olur ve enflasyon öngörülen seviyelerin üzerine çıkar. Dolayısıyla kendi içinde çelişen bir yaklaşım olmuş.
Cari açık geçen yılın iki katı bekleniyor ancak 2020 'den daha düşük gerçekleşecek. Eğer büyüme yavaşlayacaksa bu durum enerji ve emtia fiyatları ile turizm gelirlerindeki düşüşten kaynaklanacak gibi gözüküyor.
"Devam eden mali disiplin" ibaresinde sanıyorum dolaylı vergilerin birçoğunda ısrar edilmesi ve yükselen enflasyon sebebiyle çok da azalmayacak vergi gelirleri kastediliyor. Yine de bu haliyle raporun Türkiye'nin kırılganlıklarına "esnek" yaklaşan bir üslup ile yazıldığını söyleyebilirim.
Sanıyorum bu sancılı dönemde problemli alanlardan bahsetmeyi sorumluluk sayıp bunların ifadesi için dikkatli kelimeler seçilmiş. Belki farkındalıktan, belki de Türkiye ile ilgili öngörüde bulunmanın zorluğundan. Bilemiyorum.