Yabancı sermayenin Türkiye’deki seyri
Bugünlerde ülkemize döviz girişi olumlu seyrediyor. İşi gücü para olan ve parayı her şeyin üzerinde tutan bir kısım finans kesimi adeta bayram ediyor, ülkeye öyle veya böyle döviz giriyor diye…
Bunu izlerken ne yazık ki sağlıklı ve uzun dönemli döviz girişi ıskalanıyor. Yani Türkiye’ye yabancı sermaye girişi göz ardı ediliyor.
Kamuoyunun “doğrudan yabancı sermaye” diye yakından bildiği konu. Bu konu artık daha somutta “yabancı kontrollü girişim” olarak tanımlanıyor.
Bilindiği gibi; Yabancı Kontrollü Girişim İstatistikleri (IFATS), Türkiye‘de yerleşik girişimlerden doğrudan veya dolaylı olarak yabancı kontrolünde olan girişimlere ait bilgileri içeren bir istatistik seti olarak tanımlanıyor. Yabancı kontrollü girişim istatistikleri, Avrupa İş İstatistiklerine (EBS) ilişkin 27 Kasım 2019 tarihli ve 2019/2152 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Yönetmeliği ve EBS Yönetmeliği uyarınca teknik düzenlemeleri belirleyen 30 Temmuz 2020 tarihli ve 2020/1197 sayılı Komisyon Uygulama Yönetmeliğine uygun olarak derleniyor.
Yazımızın sonunda söyleyeceğimizi şimdi belirtelim.
Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye gelmediği gibi Türkiye’den yurt dışına yabancı sermaye gidiyor. Yani Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler, ülkemizde değil, yurt dışında yatırım yapmayı tercih ediyor.
Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi istatistikleri bunu gösteriyor.
Biz yeni tanımlamasıyla yabancı kontrollü girişim istatistiklerini bir de TÜİK’den izleyelim. İstatistikler 2021 yılıyla ilgili…
TÜİK’e göre:
- 2021 yılında toplam cironun yüzde 12,7'si yabancı kontrollü girişimler tarafından elde edilmiş. Bu rakam 2020’de daha fazla yani yüzde yüzde 13,8 olmuş.
- Yabancı kontrollü girişim sayısı 6 bin 111 olmuş. Bu rakam bir önceki yıl 2020 yılında 6 bin 154 olarak gerçekleşmiş. Yani girişim sayısı az da olsa 2021’de düşmüş.
- Özellikle 2018 sonrası hem cirolarının ve hem de sayılarının düşmesi dikkat çekici.
- Yabancı kontrollü girişimin en çok ilgi duyduğu sektör tütün ürünleri imalatı olmuş. 2021 yılında tütün ürünleri imalarında yabancı kontrollü girişimlerin ciro payı yüzde 91,8 olarak gerçekleşmiş. Türkiye’deki sigara içenlerin oranının yüksek olması, ister istemez, yabancıların dikkatini çekmiş.
- Yabancı kontrollü girişimlerin ciro payının en yüksek olduğu faaliyet alanı ise yüzde 46.2 ile sigorta, reasürans ve emeklilik fonları olmuş.
- Üçüncü sıraya otomobil, treyler, yarı treyler imalatı yüzde 42,3 ile yerleşmiş.
- Finansal hizmet faaliyetleri de üst sıralarda yüzde 32,3 pay almış.
- Yabancı kontrollü girişimlerin ülkelere göre dağılımında sayı ve ciro bakımından en büyük paya sahip ülke Almanya olmuş. 6 bini aşkın girişimin binden fazlası Almanya’ya ait. Cirodaki payı da yüzde 13,1.
- Almanya’yı ikinci sırada aynı ciro payı ile ve yaklaşık 700 girişim ile ABD izlemiş.
- İngiltere yüzde 10,4, Fransa yüzde 7,6, Lüksemburg yüzde 6,6, Hollanda yüzde 4,5, İspanya 3,7 pay almış.
- Görüldüğü gibi Avrupa ilk sırada olup 6 ülkeden gelen girişim ciro payı neredeyse yüzde elliye yaklaşmış.
- Bu arada ne yazık ki umut bağladığımız Körfez ülkelerinden gelen bir ses yok.
Unutmayalım ki yabancı sermaye; ülkeye yatırım gelmesi, üretimin olması, istihdamın artması, ihracatın hem çeşitlenmesi ve hem de artması, sonuçta ülkenin büyümesi anlamına geliyor. Bu da topyekûn toplum refahının yükselmesi demek oluyor.
Ancak yabancı sermayenin gelmesinin de başka şeyleri gerektirdiği biliniyor. Ülkede iyi işleyen bir hukuk sistemi, sağlıklı çalışan mali mevzuat, istikrarlı ekonomi ve dolayısıyla güven gerekiyor. Gelişmiş tüm ülkelerde bunu görüyoruz.
İşte bu aşamaya geldiğimizde ülkemiz yabancı sermayeye kavuşur ve herkes kazanır.