Yabancı için çok kelepir bir ülke olduk!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Kur arttıkça yabancı yatırımcı Borsa İstanbul'u adeta yeniden keşfediyor. Dün itibarıyla ocak ayına göre aynı miktar dövizle yüzde 50 daha fazla hisse senedi almak mümkün hale geldi.

✔ Yeni ekonomi politikası yatırımları gerçekten artıracak, öyle anlaşılıyor. Ama bu artış yabancının Türkiye'de varlık edinmesi yoluyla gerçekleşecek. Elimizdekileri ucuza kaptırmış olacağız.

Yüksek döviz kuru herhalde en çok Edirne ve Van esnafına yaradı. Edirne’yi Bulgarlar, Van’ı da İranlılar adeta ihya ediyor. Öyle ki dün gelip iki dolara aldıklarını, bugün bir buçuk dolara alma durumuna eriştiler. Onlar için fiyatlar sürekli geriliyor. Bilmem izliyor musunuz özellikle Bulgarları... Ağızları kulaklarında "Fırsat olsa daha çok geleceğiz, ne buluyorsak alıyoruz” diyorlar.

Edirne ve Van’daki alışveriş masum bir ticaret. Hiç olmazsa oradaki esnaf para kazanıyor. Ama ülkenin varlıklarının kelepir fiyata gidiyor olması; işte orada durup düşünmek gerek.

Borsa İstanbul’a son dönemde hiç görülmedik bir yabancı akını var. Sahi, bizim şirketlerimiz birden çok karlı hale mi geldi, birden niye bu kadar gözde olduk?

Nedeni çok açık, daha az dövizle aynı hisse senedini almak mümkün hale geldi de ondan!

Endeks bir fiyat olsaydı...

Borsa endeksi hisse senetlerinin bir anlamda ortalama fiyatı gibi. Bu çerçeveden bakarak şöyle bir hesap yapalım.

Bir yabancı ocak ayında (ay ortalaması bazında) 1.000 dolar getirdiğinde eline 7.39 liralık kurdan 7 bin 390 lira geçiyordu. Bu yabancı eline geçen bu TL ile (7.390/1.528) 4.8 adet endeks alabiliyordu.

Dün öğleden sonranın verileriyle bir hesap yapalım şimdi de. Bir yabancı 1.000 dolar getirip 13.5 dolayındaki kurdan TL’ye döndüğünde eline 13 bin 500 lira geçiyor ve bununla 1.875 düzeyinde bulunan endeksten artık tam (13.500/1.875) 7.2 adet alabiliyor.

Doların miktarı aynı ama alınabilen endeks 4.8’den 7.2’ye çıkmış durumda. Bakar mısınız, tam yüzde 50 artış var.

Yabancı alım yaptığı için hisse senedi fiyatları da yükseliyor ancak kurdaki artış öyle hızlı ki, hisse fiyatlarındaki artışa adeta fark atıyor.

Kar cebe konmak istendiğinde...

Yabancı yatırımcılar ya da yurtdışı yerleşikler kasım ayında 1.1 milyar dolara yakın alım yaptı. Bu, yılın en yüklü alımı olarak kayıtlara geçti.

Yabancıların kurdaki yükseliş sürmesine rağmen geçen hafta 65 milyon dolarlık satış yapmış olması eğilimin bozulduğunu göstermiyor. Zaten geçen haftaki satış çok da önemli boyutta değil.

Genel eğilimde bir bozulma yok. Kur artmaya devam ettiği sürece yabancı ilgisinin de sürmesi bekleniyor.

Ama bir aşamada elde edilen kar cebe konmak istenecek. Acaba o ne zaman gerçekleşir?

Yabancıyı en mutlu edecek, en çok sevindirecek gelişme, kurun birden çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi olacaktır.

13 liradan 1.000 dolarına 13 bin lira al, bir süre hisse senedinden de kazanç sağla, sonra birkaç ay geçince bu sefer 12 liradan ya da daha düşük bir kurdan çık!

Böyle bir durumda hisse senedinden hiç kazanç sağlanmasa bile kurdan kaynaklanan ciddi bir avantaj söz konusu olacak demektir.

Dolayısıyla kurun birden geri dönmesi sonucunu doğuracak adımların atılması durumunda yabancının büyük bir hızla çıktığına tanıklık ederiz. Tabii ki o durumda hisse senedi fiyatlarında da bu kez önemli ölçüde gerileme yaşanması kaçınılmaz olur.

Blok alımlar daha önemli

Yurtdışı yerleşiklerin borsadan hisse senedi almasından öte çok daha yüklü alımlar da gündeme geldi ve bu gidişle gelecek.

Kimi şirketlerdeki yabancı ortaklar paylarını daha da artırmak için herhalde bundan daha uygun bir ortam bulamaz. Bunun örneklerini gördük zaten.

Kurdan kaynaklanan ucuzluğumuz, yabancının iştahını kabartıyor. Uygulanan bu ekonomi politikasının yatırımları artıracağı söylenirken farkında olunmadan aslında yabancı yatırımlara vurgu yapılıyor gibi.

Bizim yerli yatırımcının bu kurla yeni yatırımlara girişmesi ya da işini büyütecek adımlar atması zaten hiç mümkün görünmüyor. Ama yabancı için durum tam tersi. Dolayısıyla “Yatırımlar artacak” söyleminin, en azından yabancılar anlamında doğru bir yönü var.

Ne var ki yabancılardan beklenen yatırım umulduğu gibi sıfır yatırım değil, mevcut payı artırma ya da kurulu tesisleri satın alma biçiminde olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar