Yabancı “Dönsem mi, dönmesem mi” diye fal bakıyor!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Merkez Bankası'ndaki başkanlık operasyonu sonrası ilk iki hafta Türkiye'den kaçarcasına uzaklaşan yabancı yatırımcı ürkek bir şekilde yavaş yavaş yeniden dönüyor. Oysa "fiyatları düşürerek ve kuru artırarak" yabancıya dönmeleri için adeta kırmızı halı sermiş olduk...

Merkez Bankası 18 Mart’taki Para Politikası Kurulu toplantısında faizi artırdıktan hemen sonra Başkan Naci Ağbal’ın çok sürpriz bir şekilde görevden alınarak yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirilmesiyle birlikte özellikle yabancı yatırımcılarda oluşan Türkiye’ye dönük kuşkular bir türlü giderilemiyor.

Bu görev değişikliği operasyonuyla birlikte başlayan Türkiye’den kaçış, özellikle ilk iki hafta rekor düzeylerde döviz çıkışına yol açmıştı.

19-26 Mart haftasında 1.9 milyar dolarlık, 2 Nisan’da biten haftada ise 505 milyon dolarlık çıkış olmuş ve Türkiye, bir çırpıda 2.4 milyar dolar kaybetmişti.

Aslında ne kadar tuhaf; böylesine bir çıkışa ve beraberinde kurun bir anda zıplamasına yol açan operasyona niye gerek duyulduğu da hala pek anlaşılabilmiş değil.

Sorun, Merkez Bankası’nın 18 Mart’ta faizi yüzde 19’a çıkarmış olması ise, soru, hala bu faizin niye aşağı çekilmediğidir.

Yok eğer sorun, faizin yüzde 19'a çıkarılmış olması değil ise, soru, Türkiye'nin milyarlarca dolarına mal olan ve kurun yaklaşık yüzde 15 yükselmesi yüzünden ülkenin ciddi bir maliyet ödemesine yol açan bu operasyona niye gerek duyulduğudur.

Şu meşhur söz geliyor akla...

Doluya koysan almıyor, boşa koysan dolmuyor!

Bir gerekçe yok, en azından bizim bildiğimiz bir gerekçe yok!

Yabancı hala ürkek!

Merkez Bankası Başkanlığı’ndaki operasyon sonrası Türkiye’yi kaçarcasına terk eden yabancı yatırımcı daha sonra yeniden dönüş sinyalleri vermedi değil.

Yabancılar adeta fal bakıyor gibi; “Türkiye’ye dönsem mi, dönmesem mi” diye... O iki haftadaki panik atlatıldıktan sonra yabancılar Türkiye’yi gözler hale geldi. Ne öyle çok yoğun bir çıkış yaşanıyor, ne de kayda değer bir giriş oluyor.

Merkez Bankası’nın veri açıklamasında bayram tatili dolayısıyla bir haftalık gecikme oldu ve henüz mayısın ilk haftasına ilişkin sonuçları biliyoruz. İkinci hafta verileri de bugün açıklanacak. Ama gözlenen şu; nisanın son haftası ile mayısın ilk haftası toplamında küçük bir giriş söz konusu. Bu durum hem hisse senedi için geçerli, hem iç borçlanma senedi için.

Yabancı yatırımcı tedirginliğini bir türlü atamıyor. Haksız olduklarını söylemek mümkün mü? Merkez Bankası’na ilişkin bakışın değişmesini sağlayan Ağbal’ın görevden alınması bu kaygıların iyice depreşmesine yol açtı. Şimdi yüzde 19'da sabit tutulmakta olan faizin bir süre sonra yine ekonominin gerekleriyle hiç uyuşmayacak bir adım atılarak hızla aşağı çekilmeyeceğinin garantisini kim verebilir ki? Bu da haliyle "bekle gör” politikası izlenmesine yol açıyor.

NORMALDE YABANCININ KOŞA KOŞA GELMESİ GEREKİR

Aslında 22 Mart’taki başkan değişimini izleyen iki haftada yaşanan 2.4 milyar dolarlık kaçıştan sonra Türkiye’ye dönüş yeniden avantajlı hale geldi. Örneğin 19 Mart’ta 7.27’ye kadar gerileyen dolar, bir hafta sonra 8.30 dolayındaydı. Elindeki menkul kıymeti satıp doları 7.27’den alan ve bir süre kenarda bekleyen yabancı için aynı doları bu kez tekrar getirip 8.30’dan TL’ye geçmek kadar avantajlı ne olabilir?

Buna ek olarak bir de faiz yükseldi; yani menkul kıymetler ucuzlamış oldu. 100 lira nominal bedelli bir kağıdı örneğin 85 liradan sat, eline geçen TL’yi yaklaşık 7.30’dan dolara çevir; birkaç hafta sonra gel aynı dövizi bu sefer 8.30’dan TL’ye çevir ve 85 liraya sattığın kağıdı da 82’ye ya da 83’e geri al.

Katmerli karın bir de hisse senedi boyutu var tabii ki. Kur avantajı orada da aynen geçerli, hisse senedi fiyatlarının ucuzlaması da ikinci bir avantaj.

Bu dış güçler işini gerçekten biliyor. Ama içeriden de sanki birileri yardımcı oluyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gerçek enflasyon kaç? 12 Eylül 2024