Ya merkez bankaları olmasaydı?
2 019’da küresel ekonomiyi merkez bankaları kurtardı. Küresel krizden çıkmak üzere olduğumuza inanmıştık ki, 2019’da bunun illüzyon olduğunu anladık. ABD miyop çıktı, küçük hesaplar yaptı, ticareti baltaladı. İngilizler beceriksiz çıktı, AB’den ne çıkmayı ne de kalmayı beceremediler. Avrupa liderlik zaafiyetini her alanda hissettirdi. Çin hava döndüğünde dünyayı taşıyamacağını ve Japonya ise sorunlarıyla küresel liderlik yapamayacağını gösterdi. Rusya’nın ne yapmaya çalıştığını ise kimse çözemedi. Hal böyle olunca iş yine merkez bankalarına düştü. Faiz artıran Fed tekrar indirmeye başladı. Bu sayede ABD resesyonun kıyısından döndü. Varlık alımını bitirmeyi planlayan AMB, politikasını daha da gevşetti, Avrupa düze çıkamasa da daha kötüleşmekten kurtuldu. Büyüme sorunu yaşayan Çin’de iş merkez bankasına düştü, o da çareyi gevşek para politikasında buldu. Kur ve ticaret savaşında soluk alabildi. Üç yıldır faize dokunmayan Japonya ekonomiyi canlandırmak için faiz indirimi sinyali verdi.
Son 6 ayda merkez bankalarının üçte birden fazlası politikalarını gevşetmiş. Aralarında biz de varız; 6 ayda 12 puan faiz indirmişiz. Oysa 2018’de bu bankaların yarıdan fazlası politikaları sıkıyordu. Ne oldu da böyle oldu? Klişe deyimle görünüm bozuldu; belirsizlik arttı. ABD herkesle ticaret savaşına girdi. Washinghton hemen her alanda tırmandırma politikası izledi. Sonuçta küresel ticaret durakladı. Büyümenin lokomotifleri aksadı. Merkez bankaları resesyon tehlikesi karşısında harekete geçtiler. Ama güçleri sınırlı. Hükümetlere önlem almak için zaman kazandırmanın ötesinde bir şey yapmıyorlar. Borcu GSYH’sının iki katını aşan Japonya’dan trilyonlarca dolarlık borcun üzerinde oturan ABD’ye kadar birçok ülke borç sorunu yaşıyor. Şu
ana kadar sorun daha fazla borçlanarak çözüldü, ya da döndürüldü. Ama sorun hala var. “Çok endişeliyim. Uzun vadeli bir mesele ama er ya da geç bu sorun ile yüzleşmek zorunda kalacağız” diyen Fed başkanı bile bu kadar kaygılıysa banknot matbaalarında dolar basma imkanı olmayanlar ne yapsın? Hükümetler bütçelerini kontrol edemedikçe daha çok borçlanıyorlar. Borçlandıkça faiz ödemeleri artıyor. Faiz yükü arttıkça açık genişliyor, açık genişledikçe tekrar borçlanıyorlar. Tam bir kısır döngü. Bu döngüyü para politikası ile kırmak imkansız, çare maliye politikasında ve yapısal dönüşümde.