Ya ben anlatamadum ya sen anlamayisun
İstanbul Sanayi Odası, 55 meslek komitesiyle Koronanın ekonomiye ve sektöre etkisini, sanal konferans ile tartıştı. Yeni nesil konferansın öncüsü İSO, daha önce meclis toplantısını, yüzlerce üyesiyle internet üzerinden gerçekleştirmişti.
Hakan Güldağ, Can Fuat Gürlesel, Ferda Besli’nin paneli ve ardından gündeme gelen tartışma konularının ortaya koyduğu gerçek; Korona sürecinde ekonomiyi canlı tutma gayretlerinin fazlalığı ancak bütüncül olmadığı idi.
16 farklı paketin devreye alındığı bu dönemde, sanayicinin üretime devamı için alınan tedbirlerin hayat bulma sürecinin hızlandırılması gerektiği ortaya çıkıyor. Ekonomik krizlerden çabuk çıkma becerimizin; sanayimizin varlığına bağlı olduğuna inanıyorum.
Ancak bu süreçte üretim-tüketim dengesi bozuldu. Yarın sokağa çıksak bile kimse harcama yapmayacak, güvensizlik ve belirsizlik yüzünden tüm göstergeleri uzun süre aşağı doğru gidecek. Devlet, üreticiyi, ihracatçıyı ayakta tutmalı ki çarklar dönsün ama devletin elinde para yok.
Şu anda ertelenen borçların faizleri, çakışan ödemeler, siparişin daralması, hammadde sıkıntıları üst üste geldiğinde ne yapacağız? Dalga kabararak geliyor. Devlet; yatırımların geri ödemesini mi umacak? Sanayiciyi mi yaşatacak? Peki, çare şu olmaz mı? Kontrollü para basmak…
Kontrolden çıksa ne mi olur? Bizim kuşak bunu ne demek olduğunu zaten biliyor. Yüksek enflasyona rıza gösterip çarkların dönmesini sağlamak zorundayız.
PAKET ÇOK PARA YOK
16 farklı paket aynı anda devrede… Ancak kamu, kükrediği kadar yağamıyor. Zira para yok. Desteği almak için bankalara gidenlere destek sınırlı kalıyor. Bankalar para basamayacağına göre endüstriye destek verilecekse, kamu para üretmek zorunda…
Ben temel sorunun, yöneticilere; bu krizin reel sektörün merkezinde olduğunu anlatamadığımızdır. Karadeniz türkünde olduğu gibi; “Ya ben anlatamadum / Ya sen anlamayisun / Ellere yağmur oldun / Bana damlamayisun.”