Virüs komplosu ve borsaların direnci
Ülkemizde de yaygın ilgi gören komplo teorilerine oldum olası sıcak bakmam, hiçbir kanıta dayanmayan spekülatif tezler ortaya atanların, ucuz yoldan ilgi çekmek için bu yönteme başvurduğunu düşünmüşümdür hep. Bu görüşüm hala değişmedi ama son zamanlarda yaşanan gelişmeler, günümüzün dünyasında olan biteni açıklayabilmek için spekülatif senaryolara da ihtiyaç olduğunu düşünme noktasına getirdi beni.
Çin’den dünyaya yayılmakta olan koronavirüs (ya da daha yeni adıyla Covid-19) salgınının küreselleşmenin ayrılmaz bir parçası olan küresel arz zincirlerinin Çin’de en yoğun bulunduğu bölgede başlamış olması, kuşkularımı daha da artırdı. Birilerinin, hem de komplo senaryolarında adı en çok geçen ülke olan ABD’de iktidarı ele geçirmiş olan birilerinin, küreselleşme sürecine ve bu sayede ABD’nin başlıca rakibi haline gelen Çin’e darbe vurmak için her yolu denemeye hazır olabileceğini düşünmeye başladım.
ABD Çin’e soğuk savaş mı açtı?
Birileri derken Başkan Trump ve çevresindekileri kastediyorum tabii ki. Trump’a göre küreselleşme süreci başta Çin olmak üzere küresel arenaya yeni çıkan ülkelere yaramış, Amerikan halkının sanayi işçisi olarak hayatının kazanan önemli bir bölümü ise yeni yükselen ülkelerin rekabeti nedeniyle eski günlerini arar hale gelmişti. Kendisinden önceki ABD başkanlarının bu gelişmelere kayıtsız kalması Çin’in hızlı yükselişine ortam hazırlamış ve mağdur edilen Amerikalıların bir kurtarıcı arayışına girmesine yol açmıştı. Trump “America First” (Önce Amerika) sloganıyla beklenen kurtarıcının kendisi olduğunu ilan etti. Öncelikli hedefi, birçok sanayi dalında ABD şirketlerinin tedarikçisi haline gelen ve dijital teknolojide bile ABD ile rekabet etmeye başlayan Çin’in haksız rekabetini önlemekti.
Trump, Çin’den ithal edilen birçok ürüne yüksek oranlı gümrük vergileri koyarak Çin ile ticaret savaşını başlattı. Ayrıca 5G teknolojisinde dünya liderliğine oynayan ve Avrupa dahil pek çok pazarda anlaşmalar yapmış olan Huawei firmasının boykot edilmesi için herkese çağrı yapmaya ve baskı uygulamaya başladı. Bunlara paralel olarak Batı medyasında Çin rejiminin baskıcı karakterini, insan hakları ihlallerini öne çıkartan ve virüs salgınını yönetmedeki yanlışlarını ve olayı örtbas etme çabalarını öne çıkartan haberler ve yorumlar birbirini izlemeye başladı. Ortaya çıkan tablo Soğuk Savaş günlerine geri dönüldüğünü, SSCB’nin yerini ÇHC’nin (Çin Halk Cumhuriyeti) aldığını düşündürüyordu. Çin rejimini kötülemek ve zor duruma düşürmek için özel bir çaba harcanıyordu sanki. Şimdi bu ortamda bu virüsün Çin’in en önemli sanayi bölgelerinde ortaya çıkarak yayılmasında yabancı parmağı ararsa insanın kafasında soru işaretleri beliriyor ister istemez. Yanlış anlaşılmasın ben Çin yönetiminin bu krizi yönetmekte yetersiz kaldığını ve Çin gibi medyanın sansürlendiği ülkelerde gizlenen bilgilerin zaman kaybına ve krizin ağırlaşmasına yol açtığını düşünüyorum.
Borsaların krizi küçümseme çabası
Virüs krizinin Çin’in en önemli sanayi bölgelerinden yayılması ve bu bölgelerde hayatın felce uğraması, küreselleşmenin gereği olarak oluşan küresel arz zincirlerinin dünya sanayiinin ne kadar vazgeçilmez bir unsuru olduğunu bir kez daha gösterdi. Ayrıca Çin’in dünya imalat sanayiinin ne kadar önemli bir halkasını oluşturduğu tekrar hatırlandı. Başta Apple olmak üzere dünyanın önde gelen firmaları ortaya çıkan durum nedeniyle birçok üründe üretimin ve teslimatın aksayacağını müşterilerine duyurmak zorunda kaldı. Dünya turizminden en büyük payı alan Çinlilerin gezi planlarının iptal etmelerinin ve salgın korkusunun turizmi genelde olumsuz etkilemesinin kaçınılmaz olduğu da ortadaydı.
Dünya ekonomisinde ve ticaretinde böyle bir hengame yaşanırken başta ABD borsaları olmak üzere hisse senedi borsaları krizi küçümseme havasına girdi. Trump’ın seçim yılında borsaların rekorlar kırmaya devam etmesi gerekiyordu. Ayrıca durumun kötüye gitmesi halinde ABD Merkez Bankası (Fed) nasıl olsa imdada yetişir ve borsaları ayakta tutardı. Önceki gün bu direncin kırıldığı görüldü ve ABD borsalarında çok ciddi düşüşler yaşandı. Komplo teorilerini dikkate almasanız da olur ama borsaların gidişatını izlemeye devam edin derim.