Vietnam’ın hikayesi diğer ülkelere örnek olmalı
2020’nin parlayan yıldızı Vietnam’dı. Bütün dünyayı sarsan pandemiye rağmen ekonomisi daralmadı, büyümeye devam etti. Vietnam gayrisafi yurtiçi hasılasının 2020’de yüzde 3 dolayında büyüdüğü tahmin ediliyor. Geçmiş yıllardaki yüzde 7’lik büyümelere göre düşük ama dünyada büyüyebilen çok az sayıda ülke olduğu bir yılda Vietnam, Asya kaplanları arasında en yüksek büyüme hızına ulaştı. Zaten, koca Asya’da geçen yıl büyüyebilen üç ülke vardı: Vietnam, Tayvan ve Çin. Vietnam bağımsızlık hareketinin lideri Ho Chi Minh’in ünlü bir sözüdür: “Fırtına çam ve servi ağacının gücünü ve istikrarını göstermesi için iyi bir fırsattır.” Ülke, pandemide bu sözün ne anlama geldiğini gösterdi.
Vietnam mucizesi sadece ekonomik başarıdan ibaret değil. Vietnam’ın dünyaya örnek olacak asıl hikâyesi ülkenin COVID-19 virüsü ile olan mücadelesiydi. Oysa Wuhan’da salgın başladığında, Çin’le 1,306 kilometrelik sınırı olması nedeniyle koronavirüsden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösterilmişti. Hem sınır komşusuydu, hem de Çin ile ticareti çok fazlaydı. Üstelik sağlık altyapısının yetersiz olduğu sanılıyordu.
Ama Vietnam krizi o kadar başarılı yönetti ki, 100 milyonluk dev ülkedeki koronavirüs vaka ve ölüm sayısı çok çok düşük seviyelerde kaldı. Belki yakın geçmişteki SARS deneyimi de işe yaramıştır ama asıl neden başarılı liderlik ve kriz yönetimiydi.
Ülkenin lideri ilk aşamada halkın sağlığını ekonominin önüne koydu. Virüse karşı ordu da dahil olmak üzere tüm imkanları devreye soktu. Şeffafve etkili bir iletişim yapıldı. Halkın güveni kazanıldı.
Vietnam örneğinde başarının sırrının çabuk harekete geçmek olduğunu gördük. “Virüs bize bulaşmaz” ya da “bulaşsa ne olur” demedi. Olay ilk duyulduğunda hemen kapsamlı bir risk değerlendirmesi yaptı. Daha Ocak ayının ortasına gelindiğinde virüsü tespit etme ve önleme konusunda bir rehber hazırlanmıştı bile.
Ocak ayının sonunda ise ulusal hareket planı hazırdı; süreci yönetecek komiteler kurulmuştu. Sıkı önlemler hemen devreye sokuldu, seyahat yasakları ve karantinalar uygulanmaya başlandı. Diğer ülkeler tereddüt yaşarken Vietnam’da okullar kapandı, toplantılar ve sosyal buluşmalar yasaklandı, maske zorunlu kılındı. Gerekli olmayan hizmetlere ara verildi, insanlar evlerine gönderildi. Tüm bu adımlar atılırken Dünya Sağlık Örgütü henüz tavsiyelerine başlamamıştı bile. Biz ise virüsün genetik olarak bize bulaşıp bulaşmayacağını tartışıyorduk. ABD ve Batı olayı idrak edebilme noktasının çok uzağındaydı; virüse tamamen Çinlilerin bir sorunu olarak bakıyorlardı. Vietnam bugün birçok uluslararası kuruluş tarafından diğer ülkelere örnek bir model olarak sunuluyor.
Geçen yıl parlayan Vietnam ekonomisinin bu yıl da parlak büyüme performansını sürdürmesi bekleniyor. IMF yüzde 6.7’lik bir büyüme öngörürken, birçok ekonomist yüzde 10’a yaklaşabileceğini söylüyor. Bu başarı, bir imalat üssü ve ihracat ekonomisi olan Vietnam için daha fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımı demek. Çin’den kaçan Vietnam’a gidecek. Zaten bu trend bir süre önce başlamıştı. Son yıllarda çeşitli nedenlerle Çin’den ayrılmayı düşünen batılı şirketlerin yöneldikleri ilk adres Vietnam’dı.
2019’da başlayan ABD-Çin ticaret savaşı ve Çin’e uygulanan ABD yaptırımları Vietnam’a yaramış, ciddi bir fırsat yaratmıştı. Ülke ayrıca İngiltere ve AB ile yaptığı ticaret anlaşmaları ile ciddi bir avantaj sağlamaya başladı.
Yılda 15 milyon dolayında turist çeken Vietnam’a bir destek de turizmin canlanmasından gelecek. Yani 2021’nin yükselen yıldızı yüzde 10’a yakın büyüme ve buna karşın yüzde 3-4’lük enflasyonla yine Vietnam olacak.
Peki, bu başarı hikâyesini gölgeleyecek hiç mi risk yok? Var, olmaz mı? Mesela Trump döneminde ABD Vietnam’ı kur manipülatörü ilan etmişti. Ama S-400 konusunda NATO müttefiki olan Türkiye’ye tolerans göstermeyen Washington, kendisine ABD tarihinin en dramatik askeri yenilgisini tattıran Vietnam’a karşı kur manipülasyonu ile ilgili herhangi bir yaptırımı hala uygulamadı. Biden’ın da uygulaması beklenmiyor.