Vergilendirmede basit usuldeki muafiyeti hatta basit usulün kendisini kaldırmanın zamanı gelmedi mi?
Ahmet Arslan
CPA, MBA
Devletin kaynak temin etmek için ek MTV ihdas ettiği ve KDV ve ÖTV oranlarında öngörülebilir olmayan artışlar yaptığı şu dönemde sayıları 835.719’u bulan bakkal, büfe, lokanta, tekel bayi, kuruyemişçi, tamirci, kuaför, taksici, dolmuşçu vb. kişilerin tek bir kuruş vergi ödemediğini biliyor muydunuz? Bu ayrıcalığın sebebi COVID-19 pandemisi döneminde getirilen ve ne hikmetse sonrasında kaldırılmayan basit usule tabi olanlardan gelir vergisi alınmamasına ilişkin muafiyettir.
14.10.2021 tarih ve 7338 sayılı Kanun’un 1’inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanunu’nun “Basit usulde tespit olunan kazançlarda gelir vergisi istisnası” başlıklı Mükerrer 20/A maddesinde; “Bu Kanuna göre kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin 46’ncı maddeye göre tespit edilen kazançları gelir vergisinden müstesnadır.” hükmü getirilmiştir.
Söz konusu düzenlemeden önce basit usule tabi olanlar belli kriterlere göre belirlenen gelirleri üzerinden beyanname vermekte ve beyan edilen tutar üzerinden vergi ödemekti idi. Söz konusu düzenleme ile bu kişiler tamamen vergiden muaf tutulmuştur.
Sözde aylık satışları 58 bin TL’yi (hizmet işletmelerinde 18 bin TL) geçmeyen ve kendilerini “küçük esnaf” olarak nitelendiren bu kişilere söz konusu vergi muafiyeti pandemi sürecinde sağlanmış olup, sonrasında da devam etmektedir.
Enflasyon sürecinde aslında bir nevi tacir haline gelen bu kişiler genellikle fiş-fatura vb. belge vermediklerinden gerçek kazançları vergi idaresi tarafından tam olarak tespit edilememektedir.
Öte yandan, 2021 yılında basit usulde vergilendirilen mükellef sayısının 836.871 kişi gibi büyük bir sayı olması ve mükellef başına ödenen vergi tutarının yıllık 775 TL’den ibaret olması söz konusu usuldeki denetim eksikliği ve kayıtdışılığı gözler önüne sermektedir.
1. Basit Usul uygulaması
Kısaca ifade etmek gerekirse basit usul; gelir vergisine tabi ticari kazançların tespit usullerinden biri olup, söz konusu usule tabi olanlar defter tutmazlar.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Basit usulde vergilendirilen mükellefler, faaliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar. Bu belgelerin kayıtları, mükelleflerin bağlı bulundukları meslek odalarının oluşturdukları bürolarda tutulur.
Basit usule tabi olanlar vergi tevkifatı yapmaz ve muhtasar beyanname vermezler. Teslim ve hizmetleri KDV’den müstesnadır.
Bununla birlikte, söz konusu mükellefler kazanç getirici faaliyetlerini belgeleyen fiş-fatura vb. vesikaları düzenlemek zorundadır.
Basit usule tabi olmanın genel ve özel olmak üzere 2 kategori altında sıralanan şartları bulunmaktadır.
Basit usule tabi olmanın genel şartları şunlardır:
1. Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak (işinde yardımcı işçi ve çırak kullanmak, seyahat, hastalık, ihtiyarlık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak bilfiil işinin başında bulunmamak bu şartı bozmaz),
2. İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırları içinde 35.000 lirayı (2023 yılı için), diğer yerlerde 22.000 lirayı (2023 yılı için) aşmaması,
3. Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde Gelir Vergisine tabi olmamak.
Söz konusu şartlar arasında yer alan işyeri kira bedeli şartı taksici, dolmuşçu vb. kişiler için söz konusu olmadığı gibi, diğerlerinde taşınmaz sahibi ile kiracı esnaf arasında muvazaalı kira sözleşmesi ve/veya limiti aşan kira bedelinin elden, kayıtdışı şekilde ödenmesi suretiyle sağlanabilmektedir.
Basit usule tabi olmanın özel şartları ise şunlardır:
1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarının 440 bin lirayı (2023 yılı için) veya yıllık satışları tutarının 700 bin lirayı (2023 yılı için) aşmaması,
2. 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 220 bin TL (2023 yılı için) lirayı aşmaması,
3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının 440 bin lirayı (2023 yılı için) aşmaması,
Söz konusu tutarların gerçek anlamda tespiti mal ve hizmet bedellerinin banka veya ödeme kaydedici cihaz (yazar kasa, POS vb.) ile mümkün olduğundan uygulamada büfe, tekel bayi, tamirci, berber, taksici, dolmuşçu vb. esnafa müşteriler tarafından ödeme genellikle nakit (elden) olarak yapılmakta ve karşılığında herhangi bir fiş fatura talep edilmemekte ve verilmemektedir.
Ödeme/tahsilatın bu şekilde yapıldığı bir durumda esnafın gerçek kazancının tespiti mümkün olmamaktadır. Bunun sonucunda, sanki aylık mal satışları 58 bin TL’yi, hizmet satışları ise 18 bin TL’yi geçmiyormuş bunların basit usule tabi kalmasına ve dolayısıyla tek kuruş vergi ödememesi durumu ortaya çıkmaktadır.
İşçilerin bile 18 bin TL tutarındaki ücretinin asgari ücreti aşan kısmının vergilendirildiği bir ortamda ondan kat be kat fazla kazanan esnafın bu tutardaki kazancının vergilendirilmemesi haksız olduğu gibi aşağıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Devleti yüzmilyarlarca lira vergiden mahrum bırakmaktadır.
2. Basit usul uygulamasından dolayı devletin vergi kaybı
Basit usulün büyük oranda uygulandığı 2021 yılında basit usulde tahakkuk eden vergi tutarı 648 milyon TL olup, söz konusu usulün 2022 ve 2023 gelir vergisine esas matrahların söz konusu yıllara ilişkin enflasyon oranında (sırasıyla %64,27 ve % 61.36) arttığı varsayıldığında 2022 yılında yaklaşık olarak 1,06 milyar TL, 2023 yılında ise yaklaşık olarak 1,72 milyar TL olmak üzere devlet şu ana kadar potansiyel olarak toplam 2,78 milyar TL tutarında vergiden mahrum kalmıştır.
Sonuç
Devletin kaynak arayışında olduğu şu günlerde vergide adalet ve verginin etkinliği için ÖTV, KDV, ÖTV vb. dolaylı vergilere yüklenmek yerine yaklaşık olarak 900 bin potansiyel vergi mükellefini kapsayan basit usuldeki muafiyetin kaldırılması ve basit usulün yeniden düzenlenerek ve hatta kaldırılarak söz konusu usuldeki kayıtdışılığın bir an önce kontrol altına alınması gerekmektedir.