Vergide yeni gündem: Küresel asgari kurumlar vergisi
Meslek mensupları, vergi ve finans uzmanları, şirket yöneticileri, yeni yıla enflasyon muhasebesi uygulanacak mı? sorusuyla girdi. Bu soru şimdilik, enflasyon muhasebesinin 2023 yılı sonuna ertelenmesini öngören ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen madde ile rafa kalkmış gibi duruyor.
Ancak gündemde birçok konu daha var. Özellikle, Hazine ve Maliye Bakanı’nın KDV konusunda, ses getirecek yalın bir KDV sistemi söylemi merak uyandırdı. Cumhurbaşkanı ise konuya dair “KDV’de etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlayacak çalışma tüm taraflarla görüşülerek hazırlanıyor” mesajını verdi. Tabi konu KDV’de reform olunca akıllara hemen; devreden KDV’nin iadesi, genel KDV oranının kayıtdışı ekonomiyi azaltacak derece indirilmesi, %1 ve %8 indirimli oranların tekleştirilmesi, grup KDV mükellefiyeti, iadede yüklenilen KDV hesabının kaldırılması, arsa teslimlerinin KDV’den istisna tutulması gibi birçok önemli konu geliyor. KDV konusunda öncelikle tüm paydaşların görüşlerinin alınması önemli, dolayısıyla Bakanlık tarafından başlatılan çalışmaya özel sektörün de dahil edilmesini çok değerli buluyorum. Gündemde olan bu konuların, 2018 yılında yapılan çalışmalar sırasında etraflıca tartışıldığını da unutmamak gerekiyor. Ayrıca, KDV konusunda Bakanlığa sunulacak önerilerin, yeni açıklanmış olan 2021 yılı bütçe performansı ve düzenleme etki analizleri göz önünde bulundurularak hazırlanması da faydalı olacaktır.
Bu yoğun gündem arasında, öneminin yeterince anlaşılamadığını düşündüğüm bir diğer konu ise küresel asgari kurumlar vergisi, bir diğer adıyla Sütun 2 Model Kuralları. Globalleşmenin ve dijitalleşmenin ekonomi üzerindeki etkilerini de dikkate alarak hazırlanan, uluslararası vergilemede temel oluşturacak OECD çalışması, 137 üye ülke tarafından kabul edildi ve Ekim ayında G20 Maliye Bakanları ve Liderleri tarafından onaylandı. Bu çalışma, iki sütundan oluşuyor ve ikinci sütunun en önemli parçası %15 oranındaki asgari kurumlar vergisine ilişkin katılımcı ülkelerin mutabık kaldığı model kurallar.
Sütun İki Model Kuralları’nın amacı
Belirli bir büyüklüğe sahip çok uluslu işletmelerin (MNEs), faaliyet gösterdikleri her bir ülkede elde ettikleri gelir üzerinden, asgari düzeyde vergi ödemesini sağlamak için tasarlanmıştır. Bu kapsamda, küresel asgari kurumlar vergisi oranı %15 olarak belirlenmiştir. Yani çok uluslu işletmelerin, faaliyet gösterdikleri ülkelerden elde ettikleri gelirlere ilişkin en az %15 oranında vergi yüküne katlanmaları amaçlanmaktadır.
Avrupa Birliği ve İngiltere’de çalışmalar hızlandı
Asgari kurumlar vergisine ilişkin Sütun İki Model Kuralları, OECD tarafından 20 Aralık 2021'de yayımlanmıştı. Oldukça kapsamlı ve ayrıntılı olan bu kuralların özeti mahiyetinde bir metin, yine OECD tarafından paylaşıldı.
Asgari kurumlar vergisine ilişkin bu kuralların 2023'de yürürlüğe girecek şekilde, iç mevzuat düzenlemesi şeklinde olması öngörülüyor ve bu iç mevzuatların 2022’de tamamlanması bekleniyor.
Bu konuda Avrupa Komisyonu da, Avrupa Birliği'ndeki çok uluslu işletmeler için asgari düzeyde küresel bir vergilendirme sağlamaya ilişkin Konsey Direktifi Önerisi’ni yayınladı. Birleşik Krallık ise, Sütun İki Model Kuralları’nın iç hukuka dahil edilmesine yönelik kamuoyu görüşlerini almak üzere bir doküman yayınladı.
Hangi şirketler kapsamda
Kapsama, asgari kurumlar vergisine konu mali yıldan önceki dört mali yılın en az ikisinde, Konsolide Mali Tabloları’nda yıllık geliri 750 milyon Euro veya daha fazla olan çok uluslu işletmeler grubunun üyesi şirketler girmektedir. Çok uluslu işletmeler ise, ana şirketin mukim olduğu ülkeden başka bir ülkede en az bir tüzel kişiliği veya daimi işyerini barındıran topluluklar olarak tanımlanıyor.
Efektif vergi oranı nasıl hesaplanacak?
Efektif vergi oranının hesaplanabilmesi için öncelikle gelirin, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) dikkate alınarak hesaplanması ve belirlenen kurallar çerçevesinde gerekli düzeltmelerin yapılması gerekiyor. Örneğin, emsallere uygun olmayan işlemler varsa, gelirin emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde düzeltilmesi şartı bulunuyor.
Aynı şekilde, bu gelir üzerinden alınan vergilerin de belirlenerek, öngörülen kurallar çerçevesinde düzeltme işlemlerine tabi tutulması bekleniyor. Bu kapsamda, kar dağıtımı ve varsayılan kar dağıtımı üzerinden alınan vergiler de efektif vergi oranının hesaplanmasında dikkate alınabilecek.
Efektif vergi oranı %15’in altında gerçekleşirse ne olacak?
Kurallar kapsamında çok uluslu işletmelerin, faaliyet gösterdikleri her bir ülke için efektif vergi oranlarını hesaplamaları ve ülke başına efektif vergi oranları ile %15 asgari oran arasındaki farka isabet eden tutar kadar ilave vergiyi, nihai ana kuruluşlarının bulunduğu ülkede ödemeleri öngörülüyor.
İlave verginin ödenmesine ilişkin iki yöntem öngörülmüş. Birinci yöntem, Gelire Dahil Etme Kuralı (İncome İnclusion Rule). Bu yöntemde ilave vergi, düşük vergilendirilmiş gelire sahip kuruluşlardaki mülkiyet paylarıyla orantılı olarak nihai ana kuruluş düzeyinde ödenecek.
Bir diğer yöntem ise, Az Vergilendirilmiş Ödeme Kuralı (Undertaxed Payment Rule). Bu yöntemin, düşük oranda vergilendirilmiş kuruluşların, Gelire Dahil Etme Kuralı’na göre ek vergiye tabi tutulamadığı durumlarda, yan kuruluş düzeyinde vergiyi artıran biz düzenleme (bir kesintinin reddi gibi) şeklinde uygulanması öngörülmekte.
Sütun İki Model Kuralları ayrıca, ülkelerin kendi yerel asgari ilave vergilerini uygulamaya koyma alternatifini de göz önünde bulundurmaktadır.
Ek vergiye ilişkin bir istisna düzenlemesi var mı?
Ortaya çıkacak ek vergi yükünü azaltmak amacıyla, maddi duran varlıkların defter değerinin %8’i ile personel giderlerinin %10’u 2023 yılında hesaplanan gelirden istisna tutulacak. Dolayısıyla bu istisna, nihai ana kuruluşun bulunduğu ülkede ödenecek ilave verginin matrahını azaltan önemli bir düzenleme. Bu oranlar, on yıl içinde aşamalı olarak %5’e indirilecek.
Ek verginin hesabı
Kapsama dahil olan şirket veya şubelerin efektif vergi oranını hesaplaması ve bu yeni kurallardan ne şekilde etkileneceğine ilişkin bir çalışma yapması yerinde olacaktır. Efektif vergi oranı ile bu oranın %15’in altında olması durumunda uygulanacak ilave vergiyi, aşağıdaki formülleri kullanarak hesaplayabiliriz.
Kapsanan Düzeltilmiş Vergi
Efektif Vergi Oranı=
Düzeltilmiş Gelir
Ek Vergi Oranı= Asgari Oran (%15)- Efektif Vergi Oranı
Ek Vergi Matrahı= Net Düzeltilmiş Gelir-Madde Bazlı Gelir İstisnası(Ücret*0,08+Maddi Duran Varlıklar*0,1)
Ek Vergi= (Ek Vergi Oranı x Ek Vergi Matrahı)- Yerel İlave Vergi
Öngörülen raporlama
Asgari kurumlar vergisi uygulamasına ilişkin, mali yılı takip eden 15 ay içinde bir raporlamanın yapılması öngörülüyor. Raporlamada, şirket ya da şube bilgileri, çok uluslu işletmeler gurubunun yapısı, efektif vergi oranı, ek vergi tutarı gibi detaylı bilgilere yer verilecektir.
Önümüzdeki süreçte bizi ne bekliyor?
Asgari kurumlar vergisi kurallarına ilişkin iç hukuk süreçlerinin, 2022 yılı içerisinde tamamlanması ve yeni uygulanacak bu kuralların 2023’te yürürlüğe girmesi bekleniyor. Dolayısıyla, çok uluslu işletmelerin nihai ana kuruluşlarının bulunduğu ülke uygulamalarının sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekiyor.
Bilindiği üzere, İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması, Serbest Bölge Kazanç İstisnası, Teknopark İstisnası, Ar-Ge/Tasarım İndirimi gibi istisna ve indirimler çerçevesinde, bazı mükelleflerin katlandıkları vergi yükü %15’in altına inebilmektedir. Dolayısıyla çok uluslu işletmelerin Türkiye’de faaliyet gösteren şube ve iştiraklerinin, nihai ana kuruluşlar nezdinde ilave vergiye tabi tutulması, Türkiye’de telafi edici ek verginin alınması, vergisel teşviklerin efektif vergi oranı (%15) ile sınırlanacak şekilde uygulanması, yatırıma katkı tutarlarının kullanımının hızlandırılması gibi konular 2022 yılında gündemde olacaktır.
Diğer taraftan, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, bu yeni kurallara ilişkin uyumlaştırma kapsamında yapacağı düzenlemeler çok önemli. Buna ilişkin, özel sektörün de içinde bulunduğu bir ortak çalışma gurubunun ivedilikle kurulması yerinde olacaktır.
Bu kapsamda kurulacak bir çalışma grubunun en önemli başlıklarından birisi de kurumlar vergisi teşviklerine yönelik olası sınırlamaların telafisi amacıyla, rekabet eşitsizliği yaratan vergi yüklerinin azaltılmasına (damga vergisi, BSMV, KKDF, iadeye konu olmayan devreden KDV vs.) yönelik öneriler olacaktır.