Vergide bir türlü sağlanamayan "barış"!...
Vergide barış ve yapılandırmaların yol hikayesi...
Hani Türkiye’nin Avrupa Birliği ile birlikteliğinin veya Avrupa ile nişan yapmasının uzun bir hikâyesi vardır, 1957 yılına uzanan ve 1963 Ankara Anlaşması ile de resmi nitelik kazanarak günümüze kadar gelen ama sonu gelmeyen bir garip yol hikâyesi...
Bu hikâyeye benzer bir hikâyesi daha var Türkiye’nin, daha doğrusu Türkiye’yi yöneten AK Parti iktidarının. Bu da sonuçsuz, etkisiz bir başka hikâye.
AK Parti iktidarının hikâyesinin serüveni, “vergi barışı” ile başlayıp “kamu alacaklarında yeniden yapılanma” tefrikasına dönüşen aslında vergi afları.
Bu hükümet 2002 yılında kuruldu ve birkaç ay sonra Vergi Barışı Kanunu ile vergi aflarının ilk fitilini ateşledi, şimdi dokuzuncusunu ateşlemek üzere.
Gelin fitili ateşlenen düzenlemeleri sıralamaya çalışalım.
4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu (27.2.2003 tarihli Resmi Gazete)
5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun (22.11.2008 tarihli Resmi Gazete)
6111 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden yapılandırılması. Hakkında Kanun (25.2.2011 tarihli Resmi Gazete)
6486 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (27.5.2013 tarihli Resmi Gazete)
6552 sayılı İş Kanunu. ve Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun (11.9.2014 tarihli Resmi Gazete)
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun (19.8.2016 tarihli Resmi Gazete)
7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması. Dair Kanun (27.5.2017tarihli Resmi Gazete)
7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması. İlişkin Kanun (18.5.2018 tarihli Resmi Gazete)
İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (16.10.2020 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunuldu, ekim ayı sonuna kadar çıkması bekleniyor)
Listeden de görüldüğü üzere 18 yıllık AK Parti iktidarında 9 kez vergi ve sosyal güvenlik mevzuatında değişiklik yapılmış. Yani 2 yılda bir vergi sistemi alt üst edilmiş ve kısmi affa uğramış. Çoğunda da “yeniden yapılandırma” yaklaşımı benimsenmiş; ama bir türlü yapılandırılamamış! Hatta yapılandırılamadığı gibi baştan sona vergi sistemi bozulmuş. Açıkçası bu Hükümet, çaba sarf etmiş gibi göründüğü, ama aslında mesafeli olduğu vergiye bir türlü çeki düzen verememiş.
Bugüne kadar yapılanları ana başlıklar halinde toparlamak gerekirse.
►Başta vergiler olmak üzere, aslına dokunulmadan belli küçük katsayılarla artırılarak vergilere bağlı ceza, faiz ve tazminatlar silinmiş.
►Kesinleşmiş, ihtilaflı alacaklar için de benzer yol izlenmiş.
►Çeşitli para cezaları ile vergi aslına bağlı olmayan cezalar indirilmiş.
►Bir iki kez stok affı, nakit düzeltme, matrah artırımı yoluna gidilmiş.
►Yurt dışındaki varlıkların ülkeye getirilmesinin yolu az bir vergiyle açılmış, sonra da bu vergi de kaldırılmış.
►Kayıt dışı varlıkların işletmeye alınması teşvik edilmiş.
►Sosyal güvenlik ile ilgili olarak işverenlere dönük çok sayıda teşvik düzenlemesi yapılarak kayıtlı istihdama yönelme amaçlanmış.
Bu düzenlemelerden “başarı hikayesi" çıkmıyor ?...
Biliyorsunuz; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, her ne kadar vergi affının olmayacağını söylediyse de söylediği gibi olmadı!... AK Parti Grubu, vergide bilinen adıyla yeniden yapılanmayı yani kısmi vergi affını gündeme getirdi ve görüşülmekte olan Torba Kanun’a önergeler verdi. Bu önergeler de yıldırım hızıyla Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçti.
Açıkçası bu yeni düzenlemeden de sonuç almak çok zor. Şöyle ki;
►Her şeyden önce ekonomi ile ilgili çok ciddi sorunları var. İşsizlik başta olmak üzere enflasyon, büyüme, bütçe açığı gibi sorunlar ortada.
►Yetmiyormuş gibi COVID-19 salgını durumu daha da vahim hale getirdi, bazı sektörler ve bölgeler adeta ekonomik yıkıma uğradı.
►Bu konjonktürde değil varlıkları ekonomiye kazandırmak, ülkeden kaynaklar çıkıyor, şirketler gidiyor.
►Gerçekçi ve bütüncül ekonomik istikrar programları ve yapısal düzenlemeler uygulanmıyor, acı ama sonuç verici reçetelere başvurulmuyor.
►Kaynağa aşırı ihtiyaç olunan bu zamanda hesapsız bir şekilde vergi ve sigorta ile ilgili teşvikler getiriliyor.
►Bu aflarla ezber bozulup daha gerçekçi yöntemler uygulanmıyor. Örneğin batmış ve bitmiş özellikle küçük esnafın vergi borçlarının silinmesi yoluna gidilmiyor.
Bu arada matrah artırımı, stok affı, nakit düzeltme ile COVID-19 cezalarının affı gibi konuların Genel Kurul’da kanun teklifine eklenmesi kuşkulu.
Şunu bilelim ki bu düzenlemelerin de derde deva olmayacağı ortada... Olsaydı bundan önceki benzerleri olurdu ve bugüne devreden sorunlar kalmazdı. Ekmek derdinde olanın vergi derdi olmaz; dolayısıyla vergi affına da ilgi duymaz.