Vergi reformlarına (deformlarına) devam!...
Gün olmasın ki vergi ile ilgili bir düzenleme olmasın.
Şimdi de KDV’de iyileştirme adına reform çalışmasının yapıldığını duyuyoruz. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bu reformla tanışacağımızı bekliyoruz.
Kaldı ki bu düzenlemelerin de;
- Sürekli veya geçici istisna, muafiyet ve indirimler,
- Çok sık aralıklarla vergi afları veya yapılandırmaları,
şeklinde olduğunu biliyoruz.
Bu Hükümet, sanki “kargadan başka kuş tanımaz” gibi sürekli olarak vergi ile oynuyor. Vergi ile de her oynadıkça zaten olmayan sistem alt üst oluyor. Vergi gibi çok önemli ve sağlıklı bir kamu kaynağı sürekli olarak değişiyor.
Dilerseniz 2021 ve 2022 yılı vergi gelirlerine bir bakalım.
- 2022 yılı vergi gelirlerindeki artış oranı yüzde 22.7 civarında. Aslında 2021 yılında toplanan vergi geliri hedefi aştığı için şimdi baz etkisiyle 2022 yılı daha düşük görünüyor.
- 2022 yılında gelir vergisindeki artış oranı yüzde 19.5’da kalmış. Özellikle asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının bu tahminde etkisi olumsuz olmuş.
- Kurumlar vergisinde ise 2022 yılında sadece yüzde 2.8 oranında artış bekleniyor. 2021 yılı gelirlerine uygulanan kurumlar vergisi oranı yüzde 25 olarak uygulanacağı halde çok ciddi düşüş söz konusu. Doğal olarak artan kurlar ve faizler firmaların kurumlar vergisi matrahını ortadan kaldırmış durumda.
- Gelelim dahilde alınan KDV konusuna… Dahilde alınan KDV tahsilat artışı 2022 yılında yüzde 143 görünüyor. KDV iadeleri dikkate alınırsa bu tahsilatın daha da düşeceği açık. Ancak çok ciddi bir KDV artışı öngörülmüş. Bunun da sebebi, yüksek oranlı enflasyonun 2022 yılında da devam edecek olması.
Şöyle bir düşünelim.
- Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu zor durum ortada. ABD başta olmak üzere, gelişmiş ülkeler yüzde 6-7 oranında (bizdeki gibi 10 katı değil) enflasyonu yaşıyor.
- Dünya ekonomilerine yönelik toparlanmanın reçeteleri henüz oluşmuş değil. Uluslararası finans çevrelerinin fetvaları yok. Her ülke veya blok kendi ülkesinin özel koşullarına göre çare arayışında.
- Türkiye bu gidişatta özellikle gelişmiş batı ülkelerinden zaten ayrışmış durumda. Enflasyonda, faizde, kurda rekorlarımız ortada.
- Hükümetin bütüncül ve gerçekçi ekonomik istikrar programı yok. İfade edilen heterodoks ekonomi programlarının da ne olduğu belli değil.
- En önemlisi de 2022 yılı için erken seçim tamtamlarının çaldığı veya naralarının atıldığı bir ortam söz konusu.
Böyle bir tablo karşısında perakende bir anlayış ve yaklaşımla KDV’de iyileştirme adıyla yeni bir vergi reformu (!) ilan ediliyor.
Şunu sormak lazım. Bu yeni yaklaşım KDV tahsilatını azaltıcı mı yoksa artırıcı mı etki yapacak?
Gıda ve temel malların KDV oranlarında iyileştirme adına düşüş yapılması düşüncesi olduğuna göre KDV tahsilatının düşeceği anlaşılıyor.
Sözün özü; dünyada ve Türkiye’de kimsenin önünü görmediği böyle bulanık ve hatta fırtınalı ortamda vergi reformu yapılamaz. Olsa olsa vergi deformunun yeni bir örneğini görürüz. Zira ortam uygun olmadığı gibi bütün yapısal sorunların ele alındığı bütüncül yaklaşım da söz konusu değil.