Vergi ödemeyen sporcular için Maliye’den “VAR” incelemesi!
Recep ÇETİN
Yeminli Mali Müşavir
Son dönemde kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından farklı sektör ve meslek kollarında denetim çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Bu kapsamda, milyon dolarların havada uçuştuğu sporcu ücretlerinin de mercek altına alınması kaçınılmaz olmuştur.
Özellikle, 7194 sayılı Kanunla sporcu ücretlerindeki vergileme rejiminin değiştiği 2021-2022 ve 2023 dönemlerini inceleyen Başkanlık, futbol, basketbol ve voleybol branşlarında oynayan profesyonel sporculara ödenen ücretlerin bir kısmının beyan dışı bırakıldığını tespit etmiştir.
Anadolu Ajansında yer alan habere göre; Başkanlık tarafından yürütülen çalışmada, 1900 sporcu analiz edilerek, Gelir İdaresi Başkanlığı verileri, kulüplerin beyanları, sözleşme bilgileri, ulusal ve uluslararası basında yer alan haberler ve kulüpler tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformuna yapılan transfer bilgileriyle çapraz kontrole tabi tutulmuştur. Aralarında milyon dolarlık kontratlara sahip yıldız isimlerin de olduğu 400 sporcunun, son 3 yılda yaklaşık 5 milyar lira ücret gelirini beyan dışı bıraktığı ve 100 sporcunun da beyanname vermesine rağmen ücret gelirini bildirmediği belirlenmiştir.
Öncelikle sporcu ücretlerinin vergilendirilmesindeki usul ve esasları kısaca belirtilmekte fayda var.
Bilindiği üzere 7194 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 72. maddesinde yapılan değişiklik ile “en üst liglerde” faaliyet gösteren sporcular için gelir vergisi stopaj oranı % 15’ten % 20’ ye çıkarılmış ve ayrıca ödenen ücret toplamının belirli tutarı (2021 yılı için 650.000-TL, 2022 yılı için 880.000-TL, 2023 yılı için 1.900.000-TL), aşması durumunda sporcular için yıllık gelir vergisi beyannamesi verme yükümlülüğü getirilmiştir. Yıllık beyanname verilmesi durumunda ise beyan edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, kulüplerce vergi dairesine ödenmiş olması şartıyla, kesilen vergilerin mahsup edileceği hüküm altına alınmıştır.
Yıllık gelir vergisi beyannamesi verme zorunluluğu olan sporcular, takvim yılı bazında elde ettikleri brüt ücretleri üzerinden, kulüpleri tarafından tahakkuk anında kesilerek vergi dairesine ödenen % 20 stopaj tutarını mahsup edecekler ve kalan tutarı vergi dairesine ödeyeceklerdir.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kayıt dışılıkla mücadele kapsamında beyanname vermediği ya da eksik beyan ettiği tespit edilen sporcular için bu durumun sebebinin sorgulanması, başka bir deyişle kayıt dışı bırakılan ücret gelirlerinin nedenlerini tespit etmek çok önemlidir.
7194 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde (2019 yılı sonuna kadar) sporcu ücretlerinden kulüpler tarafından yapılan gelir vergisi tevkifatları nihai vergileme olduğu için sporcular ücretin vergi kısmı ile hiçbir şekilde ilgilenmiyorlardı.
Vergileme rejiminin değiştiği 2020 yılı ve sonrasında ise özellikle 4 büyük spor kulübüyle sözleşme imzalayan sporcuların büyük bir kısmı, sözleşmelerinde alacakları ücreti “net” olarak belirlediklerinden, başka bir deyişle kendi üzerine düşen vergileri de sözleşme ile kulüplere yüklediklerinden, beyanname vermeleri gerektiğinin kimi zaman farkında olmamışlar ve/veya bu beyannamelerin kulüpler tarafından verileceğini zannetmişlerdir.
Gelinen noktada Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın söz konusu sporcuları izaha davet edeceğini ve beyan dışı bırakılan kazançlarını beyan etmelerini isteyeceğini, izaha davet kapsamında gerekli yükümlülükleri yerine getirmeyen sporculardan ödenmeyen vergilerin cezalı olarak tahsil edileceğini açıklamıştır.
Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın işinin göründüğü kadar kolay olmadığını şimdiden söyleyebiliriz. Özellikle, 2021-2022 ve 2023 yıllarında Türkiye’de faaliyette bulunup ücret geliri elde etmekle birlikte, sözleşmesi sona eren ya da farklı sebeplerle sözleşmeleri feshedilerek Türkiye’den ayrılan yabancı sporculara izaha davet nasıl yapılacaktır? Davete icabet etmeyen sporcuya vergi incelemesi, tarhiyatı ve tebligatı nasıl yapılacaktır? Bu hususlar sorunlu görünüyor.
Diğer taraftan davete icabet eden sporcular beyannameyi nasıl dolduracak. Zira, sporcular tarafından verilen Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile tahakkuk eden vergiden, kulüp tarafından kesilen stopaj tutarının mahsup edilebilmesi için stopajın ödenmiş olması şartı bulunmaktadır.
Ancak, Türkiye’de 4 büyük spor kulübü de dahil neredeyse bütün kulüpler sporcu ücretlerinden kesmiş oldukları stopajları vadesinde öde/yememektedir. Kulüpler tarafından kesilen ancak süresinde ödenmeyen bu borçlar, 7143, 7256, 7326 ve son çıkan 7440 sayılı genel yapılandırma kanunları ile yapılandırılarak 120 taksit / 10 yıl süresince vadelendirilmekte ve bu sürelerde ödenmektedir. Ve hatta bazıları yeni yapılandırma kanunu ile bozulup yeniden yapılandırılarak vadeleri daha da uzunca bir süreye ötelenebilmektedir.
GVK Geçici 72. maddesinde sporcular tarafından verilecek Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde tahakkuk eden vergiden kulüp tarafından kesilerek ödenmiş olan verginin mahsubunun yapılacağı açık olarak belirtilmiştir. Bu noktada sporcu, kulübünden kendisine ödenen ücret üzerinden kesilen gelir vergisi stopajının ödenip ödenmediğini talep edecektir. Kulüp, söz konusu stopajları vadesinde defaten ödediyse sorun yok. Fakat 6183 sayılı Kanun ya da 7326 ve 7440 sayılı Kanunlarla yapılandırıp, 10 yıl vadeye yaydıysa ve hatta izaha davet tarihi itibariyle bir kısmını ödediyse, sporcu hangi tutarı mahsup edebilecek? Ya da mahsup kabul edilecek mi?
Mahsubun kabul edilmeyeceği durumda daha farklı sorunlar ortaya çıkıyor. Sporcu tarafından beyanname üzerinde tahakkuk eden vergiden kulüp tarafından kesilen ancak vadesinde ödenmeyerek 10 yıl süresince taksitlendirilen stopaj tutarları mahsup edilemeyecek ve sporcular yıllık gelir vergisi beyannamesi ile tahakkuk eden verginin (en üst dilim - %40) tamamını ödemek zorunda kalacaktır.
Sporcunun ücretinden kesilen stopaj tutarı, kulüp tarafından tecil ve taksitlendirme süreleri içerisinde ayrıca ödenmiş olacaktır. Başka bir deyişle, kulüp tarafından kesilen stopaj tutarı taksit süreleri içerisinde, sporcu tarafından verilecek gelir vergisi beyannamesinde mahsup edilemeyeceği için sporcu tarafından da ayrıca beyanname ile ödenecektir. Özetle aynı tutar hem kulüp hem de sporcu tarafından mükerrer olarak ödenmiş olacaktır.
Sporcu mahsup imkanı olmadığından ödemek zorunda kaldığı stopaj tutarını sözleşme ve Kanun hükmü gereği kulüpten isteyecektir. Kulüp bu tutarı sporcuya ödemek zorunda kalacaktır. Bu suretle kulüp, aynı tutarı hem tecil ve taksitlendirme süreleri içerisinde vergi dairesine, hem de sporcuya ödemek zorunda kalacaktır. Bu nedenle kulüp üzerindeki vergi yükü % 40’ın çok daha üzerinde olabilecektir.
Mükerrer olarak (hem sporcu hem de kulüp tarafından) ödenen stopaj tutarı vergi dairesinden talep edilebilecek midir? Talep edildiğinde mükerrer olarak fazladan ödenen vergi kime iade edilecektir. Kulübe mi? Sporcuya mı? ve ne zaman iade edilecektir? Tecil ve taksitlendirme süresi sonunda mı? 2 yılda bir yapılandırma kanunlarının çıktığını ve mevcut borçların bozularak yeniden yapılandırıldığını düşündüğümüzde bu iş tam anlamıyla bir arapsaçına dönecektir.
Aynı matrah üzerinden iki defa vergi alınması sebebiyle yapılacak iade koşullarının oluşması için mükerrer vergilerin ödenmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, verginin Hazineye girmiş olması gerekmektedir. Kulüpler tarafından yapılandırma kanunları çerçevesinde taksitlendirilen ve önümüzdeki dönemlerde taksitlendirilecek vergilerin ödeneceği sürenin minimum 10 yıl olabileceğini dikkate aldığımızda yapılacak iadenin, hem kulüp tarafından hem de vergi dairesi tarafından takibi pek de mümkün görünmemektedir.
Öte yandan vergi dairesi tarafından, mükerrer ödenen stopaj tutarının sporcuya iade edilebileceğini düşünürsek, hem iadenin yapılacağı süre (minimum 10 yıl) hem de sporcunun kulüpten ayrılmış olabileceği (kaldı ki yabancı sporcuysa sorun daha da büyüyecektir) varsayımıyla kulüp çok büyük bir vergi maliyetine katlanacaktır.
Son dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan vergi incelemelerinde “kulüpleri tarafından gelir vergisi stopajlarının ödenmediği” gerekçesiyle çok sayıda sporcu cezalı tarhiyata muhatap olmuş, bundan dolayı gerek kulüpleriyle ve gerekse de vergi idaresi ile ihtilaflar yaşamaya başlamıştır. Mevzuat ve uygulamanın bu yönde devam etmesi durumunda sorunun kangren haline gelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
Oysa ki 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 72. maddesinin 2. bendinde yer alan mahsup şartının tevkifatın ödenmesine değil, tahakkuk ettirilmesine bağlanması şeklinde bir yasal düzenleme sorunu çözecektir. Kaldı ki sporcular dışında diğer ücretli çalışanların Gelir Vergisi Kanunu’nun 86. maddesi gereğince verecekleri beyannamede işverenleri tarafından kesilen gelir vergisi stopajlarını mahsup edebilmeleri için bu stopajların işverenler tarafından ödenmiş olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Benzer bir yaklaşımın sporcu ücretleri için de düşünülmesi vergi tekniği açısından daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalardan hareketle, Gelir İdaresi Başkanlığı ile sporcular, sporcular ile kulüpleri arasında ciddi ihtilafların doğacağını şimdiden söylemek yanlış olmayacak. Ama günün sonunda finansal olarak zaten zor durumda olan kulüpleri ciddi maliyetler bekliyor.