Vergi düzenlemeleri etkili olacak mı?
Vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik mevzuat düzenlemeleri ile ilgili taslak beraberinde pek çok tartışmayı da getirdi. Taslakta önerilen tüm düzenlemelerin gerçekleşmesi halinde 2024’ün geri kalanında (4 ay olarak alınmış) 38.5 milyar TL gelir artışı öngörülmüş. Kurumlar ve gelir vergilerinde yapılacak düzenlemelerin 2025 yılına ilişkin toplam gelir etkisi 458 milyar TL, KDV, ÖTV ve harçlardaki artışların etkisi ise 181 milyar TL olarak ölçülmüş. Önümüzdeki sene tahmini GSYH’si üzerinden hesaplarsak toplam gelir etkisi milli gelirin yüzde 1.2’sine denk gelmekte.
Ancak taslak yayınlandıktan sonra çıkan haberlerden bazı düzenlemelerden daha işin başında vazgeçildiğini anlıyoruz. Özellikle, belli ki özel bir önem atfedilip çeşitli örneklerle açıklama getirilen ve beyan edilen gelirleriyle giderleri arasında yüzde 20’nin üzerinde fark olan mükelleflerin izaha davet edilmesi önerisinin kaldırılmış olması kötü. Her ne kadar böyle bir uygulamanın gelir etkisini önceden tahmin etmek zor olsa da, Türkiye gibi kayıtdışılığın yüksek olduğu bir ülkede önemli bir rakam olacağı muhakkak(tı). Ancak böyle bir uygulama pek çok kişinin canını yakacağı için uygun görülmedi anlaşılan!
Diğer kaldırılan öneriler arasında borsa kazançlarının vergilendirilmesi, 850 bin kişiye ulaşan esnafın gerçek vergilendirmeye geçirilmesi, kira gelirlerinin bankaya yatırılması ve yüzde 20’sinin otomatik olarak kesilip Maliye’ye gönderilmesi, emlak vergilerinin rayiç bedel üzerinden ödenmesi bence önemli düzenlemeler olmasına rağmen kaldırıldı. (Maalesef bu noktada kanun yapıcıların ister istemez menfaat çatışması içine düştükleri de bir gerçek.) Engelli araçların ÖTV-KDV istisnasının da kaldırılmadığı ifade ediliyor ki, istismara açık bu uygulama nedeniyle devletin vergi kaybı 24 milyar TL.
Şahsen motokuryelerin ve bahşişlerin vergilendirilmesinin prensip olarak doğru olduğunu düşünmeme rağmen (her türlü gelir az veya çok vergilendirilmeli) bugünkü konjonktürde bunlar için atılacak taşın ürkütülecek kurbaya değmeyeceği de ortada. Öte yandan, enflasyon devam ederken ve özellikle gıda fiyatlarındaki artışlar aile bütçelerini zorlarken hangi mantıkla yem ve gübredeki KDV istisnasının kaldırılmasının düşünüldüğünü anlamakta zorlanıyorum.
Vazgeçilen düzenlemeler sonunda şimdiden 2025 yılı için tahmin edilen 639 milyar TL gelir artışının 100 milyar TL üzerindeki bir kısmından vazgeçildiği anlaşılıyor. (Bu hesaplamalarda, örneğin borsa kazançlarından alınmayacak olan gelir vergisinin miktarı -şimdiden belli olamayacağı için- dahil değil.) Nihai yasanın çıkmasıyla gelir etkisi daha net ortaya çıkacaktır.
Bu arada makroekonomik açıdan bakıldığında Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ödenmeyen KDV’lerin ödenmesi düzenlemesi en önemli düzenlemelerden biri. Ümit ederim, yasanın nihai halinde bu düzenleme kaldırılmaz veya sulandırılmaz.
Vergi ve harçlarda yapılan düzenlemeler kadar bu düzenlemelerin uygulanması ve tatbik edilmesi de önemli. (Örneğin gündelik hayatımızın içinde olduğu trafiğe yönelik cezalardan dem vurursak, ben yaşadığım kentte bu cezaların gerekli şekilde tatbik edilmediğini görüyorum. Sadece sokakta yarım saat dolaşmayla bile yüzlerce ihlal görebiliriz. Hele “vergilendirilmeyen” motokuryelerin yaptığı kural ihlalleri doğru bir şekilde cezalandırılsa, ortalıkta motokurye kalmaz.) Daha geniş perspektiften bakarsak vergi ve cezalarda tahsilat/tahakkuk oranının yükseltilmesi Maliye’nin önemli bir hedefi olmalı. (2023 yılı genelinde bu oran yüzde 83.7 olmuştu.)
Teklif edilen vergi düzenlemelerinin ana maksadı bütçe açıklarını daraltmak suretiyle enflasyonist baskıları azaltmak ve kamu maliyesini güçlendirmek. Son halini henüz bilmemekle birlikte bu düzenlemeler bu konuda bir miktar müspet etki yaratacaktır. Öte yandan vergilendirme konusunda Türkiye’nin daha gidecek çok yolu da var. OECD verilerine göre AB ülkelerinde vergilerin toplam milli gelire oranı yüzde 19,8 iken Türkiye’de 16,1. Ayrıca Türkiye’de kayıtdışı ekonominin milli gelirin yüzde 30’una ulaştığını ve bu miktarın vergilendirilmediğini de dikkate alırsak aradaki fiili fark çok daha fazla.