Vatandaş açıklanan enflasyona niye mi inanmıyor, işte yanıtı!
Artık eskisi kadar dile getirilmiyorsa da bir dönemin en büyük enflasyon eleştirisi TÜİK’in madde sepetinin vatandaşın kullanmadığı ürünlerden oluştuğu iddiasıydı. Hatta klasik hale gelen maddeler de vardı. İddiaya göre TÜİK enflasyonu “takoz, zincir, pinpon topu” gibi ürünleri dikkate alarak hesaplıyor, kapsamda vatandaşın en çok tükettiği peynir gibi, süt gibi gıda maddeleri yer almıyordu. Üstelik bu iddiayı muhalefet partilerinin sözcüleri bile zaman zaman dile getirdi. Bu iddialar şehir efsanesine dönüşmüştü. Neyse ki o dönem büyük ölçüde geride kaldı. Bu köşede defalarca yazdım; TÜİK’in enflasyon hesaplamasında dikkate aldığı ürünlerde bir sorun yok. Önemli olan hangi ürünün hangi ağırlıkla dikkate alındığı. Fiyatlar eksiksiz toplansa bile ağırlıklarda bir sorun varsa ortaya çıkacak oran gerçeği yansıtmaktan uzak kalacaktır.
Tüketilen her ürün kapsanıyor, o tamam; fiyatların da doğru alındığı ileri sürülüyor, öyleyse vatandaş açıklanan oranı niye inandırıcı bulmuyor?
Bu sorunun yanıtı herkesin harcama ağırlığının farklı olmasında yatıyor.
İşte dün 2023 yılı hanehalkı bütçe anketi sonuçları açıklandı. Bu anketten elde edilen hanehalkı tüketim harcamaları dağılımının ortaya koyduğu gerçek de bu...
Yoksul gıdaya ve konuta harcıyor
Türk halkının harcamasında üç grubun payı yüzde 70 düzeyinde. 2023 verilerine göre tüm hanelerin ortalama harcamasında yaklaşık olarak gıda yüzde 21, konut yüzde 24, ulaştırma ve haberleşme yüzde 26 pay alıyor.
Ama gelir düzeyine göre yapılan sıralamada ilk yüzde 20’yi oluşturan kesimin harcamasında bu oranlar çok farklı. Toplumun en yoksul yüzde 20’lik kesimi harcamasının tam yüzde 36.6’sını gıda için yapıyor. Konutla ilgili harcamaların payı yüzde 29.2, ulaştırma-haberleşmenin payı ise düşük ve yüzde 12.2.
Yazımda küçük bir tablo yer alıyor; o tabloyu dikkatlice incelemenizde yarar var. Çünkü açıklanan enflasyon oranının niye inandırıcı bulunmadığının yanıtı o tabloda.
TÜFE’de gıdanın ağırlığı yüzde 25, oysa ki toplumun dar gelirli kesimini oluşturan yüzde 20’lik kesim harcamasının yüzde 36.6’sını gıdaya yapıyor.
Hele hele konutla ilgili harcamalar... TÜFE’deki konut harcamalarının ağırlığı yüzde 14.2, yüzde 20’lik yoksul kesimin harcamasında ise konutun ağırlığı yüzde 29.2.
Hanehalkının yüzde 20’lik kesiminde oran bu, yüzde 29.2. Düşünün bir de yüzde 10’luk, yüzde 5’lik kesimlerde oran nerelere varıyordur!
TÜFE’ye etki
TÜİK’e göre gıda grubunda mayıs itibarıyla yıllık artış yüzde 70 ve genel orana yakın.
Ama ya konutla ilgili harcamalardaki durum! TÜİK, konutla ilgili harcamaların son bir yılda 93 arttığını hesaplamış ve tabii ki bu artışı genel endekse yansıtırken yüzde 14’lük ağırlığı kullanmış. Konuttan son bir yıldaki yüzde 75’lik artışa 12 puanlık etki gelmiş.
Ama iyi de en yoksul yüzde 20’lik kesim “Ben konut için paramın yüzde 29’unu harcıyorum” diyor. Yüzde 93 artışı yüzde 14 ile değil de yüzde 29 ile ağırlıklandırsaydık genel endekse etki 12 puan değil 25 puana yakın olacaktı. Böylece yıllık enflasyon da mayıs sonunda yüzde 75 değil yüzde 85 dolayında oluşacaktı. (Konutun ağırlığı artınca diğer kalemlerinki tabii ki düşer.)
Konut harcamaları için hadi en yoksul yüzde 20’nin ayırdığı yüzde 29’luk payı değil de tüm hanehalklarının ayırdığı yüzde 24’lik payı esas alalım, TÜFE’ye etki yine de artacaktı.
TÜİK’in ibretlik yaklaşımı!
Denilebilir ki, TÜFE ağırlıkları başka, hanehalkı tüketim harcamaları başka, ağırlıkların farklı olması normal; vs. vs...
Yok yok, pek öyle değil!
Şimdi gelin TÜİK’in ibretlik açıklamasına bakalım.
TÜİK, tüketici fiyat endeksinin metodolojisinde ne diyor biliyor musunuz?
“TÜFE ağırlıkları ve sepeti oluşturulurken kullanılan kaynaklar hanehalkı bütçe anketi...”
Demek ki neymiş, TÜFE ağırlıkları belirlenirken en önemli kaynak hanehalkı bütçe anketiymiş!
Hanehalkı bütçe anketinin sonucuna göre tüm haneler harcamalarının yüzde 24’ünü konut için yapıyor. Peki TÜFE’de konutun ağırlığı ne; yüzde 14!
Merak edenler olabilir; TÜFE’deki konut grubunda hangi mal ve hizmetler yer alıyor, onları da hatırlayalım:
“Kira, badana ve boya malzemeleri, yer ve duvar döşemeleri, pencere, sıhhi teçhizat malzemeleri; su, elektrik, doğalgaz, doğalgaz abonman ücreti, tüp gaz ücreti ile kömür ve odun ücreti.”
İşte bunların hepsi için TÜİK yüzde 14’lük bir ağırlığı yeterli görmüş. Ancak yine TÜİK’in yaptığı ve TÜFE’de esas alındığı belirtilen hanehalkı bütçe anketine katılan vatandaşlar “Biz bu kalemler için bütçemizin yüzde 24’ünü ayırıyoruz” demiş.
TÜİK acaba “Yok yok, yüzde 24 pay fazla, biz bunu 14 yapalım” mı dedi ki? Tabii ki böyle dememiştir; payların aynı olması da gerekmez ama arada böylesine bir fark da pek normal sayılmaz.
Sonuçta vatandaş tabii ki açıklanan enflasyon oranını gerçekçi bulmaz...