Var olmanın dayanılmaz hafifliği
Başrollerinde Daniel Day- Lewis ve Juliette Binoche’un yer aldığı, Milan Kundera’nın aynı adlı romanından uyarlanan zarif ve düşündürücü bu filmde, siyasi baskılar altındaki bireylerin nasıl hayatta kaldığı, kişisel ve politik seçimlerimizin anlamı sorgulanır: “Hayatın bir kez yaşanıyor olması, onu hafif mi yapar yoksa dayanılmaz biçimde ağır mı? Her şey gelip geçiciyse, yaptıklarımız ne kadar anlamlıdır?
Tüm Türkiye’nin gündemine tutuklamalar, boykot, kayyum, hukuksal problemler ilk sıralara oturmuşken, sportif arenadaki tepkisizlik, özellikle en büyük sivil toplum kuruluşları olduğu iddia edilen İstanbul’un üç kulübü Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’daki derin sessizlik gözlerden kaçmadı.
Mithat Fabian Sözmen, aposto.com da ki yazısında bu durumu; “ne Gezi’de olduğu gibi üç büyüklerin taraftar gruplarının öncülüğünde oluşturulmuş bir ‘İstanbul United’ mevcut ne de 11 Mart 2014’te Berkin Elvan, 269 günlük yaşam mücadelesini kaybettiğinde resmi açıklama yaparak acıya ortak olan dönemin Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray yönetimleri…” diyerek özetlemiş. Sporun doğasında var olan mücadele, rekabet ve kazanma arzusunun önüne zaman zaman farklı bir iç ses geçer: Vicdan. Bazı anlar vardır, bir sporcunun aldığı madalya değil, atmadığı adım tarihe geçer.
Spor tarihi, haksızlığa, adaletsizliğe, ırkçılığa karşı verilmiş büyük mücadele örnekleriyle doludur; bazen bir yumruk havaya kalkar, bazen bir forma yere bırakılır, bazen de bir sporcu sahaya adım atmayı reddederek dünyaya meydan okur. 2020 senesinde NBA oyuncularından gelen boykot talebi spor tarihinin en önemli protesto örneklerinden bir tanesi kabul ediliyor. İlk olarak, George Floyd’un sokak ortasında bir polis tarafından boğularak öldürülmesinin ardından tüm ülkede protestolar patlak verdi. Akabinde, Jacob Blake isimli siyah bir Amerikalı polis tarafından sırtından yedi kurşunla vurulması tepkileri spor sahalarına taşıdı. Bir iki takımın oyuncuları arasında gelişen sahaya çıkmama fikri hızla tüm takımlara yayıldı ve NBA oyuncuları playoff müsabakalarını boykot etmeye karar verdiler. Bir slogan olarak başlayan “Black Lives Matter” somut bir harekete dönüştü.
Kriz değil bir kırılma
NBA yönetimi, oyuncular birliği, kulüpler bir araya gelerek bir çözüm bulmaya çalıştılar fakat bu artık sadece bir kriz değil, bir kırılmaydı. Oyuncular sadece tepki vermiyor, talepler de getiriyorlardı. Sosyal adalet mesajlarının daha fazla desteklenmesi, ligde ırkçılığa karşı yapısal adımlar atılması gibi talepler masaya kondu. Kısacası; “sadece oynayıp susmayacağız,” diyorlardı. Milyon dolarlık kontratları, şöhreti ve olası tepkileri göze alarak, sahaya değil adalete ses veriyorlardı.
Yoğun görüşmeler sonucunda, oyuncular sezonun devam etmesine karar verdi ve ertelenen playoff maçları 28 Ağustos’ta yeniden başladı. NBA tarihine bir dönüm noktası olarak geçen bu süreç belki de spor tarihinde “oynamayarak kazanılan” en anlamlı zafer olarak hatırlanıyor.
Elbette Vietnam savaşına gitmeyi reddeden Muhammet Ali, ırkçılığa karşı mücadeleye giren Lebron James, 1968 olimpiyatlarında havaya kaldırdıkları siyah eldivenli yumruklarıyla Tommie Smith ve John Carlos gibi dünya çapında tanınan figürlerin duruşları ses getirmiştir fakat spor tarihindeki bu protestolar aslında sadece yıldızlara özgü değil. 2022 yılında bir turnuvaya başörtüsüz çıkan İranlı genç dağcı Elnaz Rekabi, polis şiddetini protesto etmek için turnuvalardan çekilen Japon tenisçi Naomi Osaka, Amedspor formasını giydiği dönemde sosyal medya üzerinden yaptığı barış çağrısı nedeniyle cezalar alan Türk futbolcu Deniz Naki bu örneklerden sadece birkaçı…
Sporda boykot ve protesto, “spor siyasetten arındırılmalı” denilerek, çoğu zaman tartışmalı karşılanır. Halbuki sonuçlar unutulur, kupalar ve madalyalar tozlanır fakat değerlerle ilgili atılan o adımlar tarihe kazınır. Çünkü bazen bir sporcunun en büyük başarısı, neyi başardığı değil; neyi yapmamayı seçtiğidir.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.