Vali Münir Karaloğlu’ndan tekstilcilere sitem
Diyarbakır, geçen haftadan beridir çok güzel günler geçiriyor. Diyarbakır imajına katkı sunacak işler yapılıyor. Aslında sanırım imaj problemimizde ortadan yavaş yavaş kalkıyor. Peki son bir haftada neler oldu? Güneydoğu Tekstil Sanayi ve İşinsanları Derneği (GÜNTİAD) ev sahipliğinde gerçekleşen Tekstil Yatırım Zirvesi... Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) ev sahipliğinde gerçekleşen Girişimci Kadınlar Çalıştayı, Ahmet Güneştekin’in sergi açılışı… Her organizasyonda dışarından misafirler ağırladık. Özellikle Güneştekin’in sergisi, Türkiye’den çok renkli isimleri bir araya getirdi. Siyaset, iş ve sanat camiasını… Tekstil yatırım zirvesi de birçok sektör temsilcisini Diyarbakır’da buluşturdu. Yaklaşık yerli ve yabancı 400 sektör temsilcisi bir araya geldi. 7-8 yıl önce tekstilde özellikle konfeksiyon ve hazır giyim alanında yatırımlar yapılırken, ki o dönem de Tekstil İhtisas OSB henüz yoktu, kulağımıza tekstil sektöründe istihdam edilen işçilerin mağdur edildikleri ile ilgili şikayetler geliyordu. Aslında bu konunun ne boyutta olduğu ile ilgili girişimlerim oldu ama maalesef ki kimsenin ağzını bıçak açamadı. Bugün geldiğimiz noktada ise sektörel bazda bu kadar kurumsallaşmamıza rağmen hala aynı konu gündemde... Tekstil yatırım zirvesinde de bu konu Vali Münir Karaloğlu’nun gündemindeydi. Karaloğlu şu ifadeleri kullandı: “İstanbul konfeksiyon atölyelerindeki gayriinsani koşulları da biliyorum. Diyarbakır OSB’deki insani koşulları da görüyorum. Büyük markalar sizin çalıştırdığınız insanlara ne kadar insani koşullarda yaklaştığınıza da bakıyor. Bölgenin önü açık, tekstilden ve hazır giyimden daha fazla istihdam sağlanacak. Bölgede yaşayan insanlarımız, bölgede doğan çocuklarımız kendi şehirlerinde iş aş bulup doyacaklar.
Diyarbakır’da yatırım yapan sanayicilerimizin de dikkat etmesi gereken hususlar var. Kimse kusura bakmasın. Kaliteli iş, kaliteli işçi ile sağlanır. Genç nüfusumuz çok büyük avantaj. Bunları iyi eğiteceğiz ve çok iyi koşullar sağlayacağız. Zaman zaman kulağımıza geliyor ve üzülüyoruz. Devletin sağladığı asgari ücreti bile çalışanına vermekten imtina ederse Diyarbakır’da ki sanayicimiz, kendi ayağımıza sıkarız. Onun için sektördeki işverenlerimiz, derneklerimiz, birliklerimiz, üst kuruluşlarımız, bölgede yeni yeni oluşan bu sektörde çalışanların hak ve hukukları konusunda çok titiz davranmamız lazım. Bu aynı zamanda hepimizin vebalidir de aynı zamanda bu kenti yöneten vali olarak benim. Eğer bu şehirde çalışan işçilerin hakları konusunda bir eksiklik varsa ben kendimi sorumlu görürüm. Bunu gidermek de benim görevimdir. Diyarbakır, hazır giyim ve tekstilde Türkiye’nin en kaliteli ürünlerini üreten bir şehre dönüşebilir. İşini düzgün yapan, işçisine düzgün davranan, hakkına ve hukukuna riayet eden çok sayıda arkadaşımız var. Kimse alınmasın. Ben en kötüyü söylemek durumdayım. Kaliteyi artırabilmek için işçimize de gereken değeri verelim.”
Tabii ki üzücü bir gündem. Ama ele almamız ve üzerine gitmemiz gereken bir gündem. Sadece tekstil sektörü ile alakalı değil. Genel anlamda çalışanların mağduriyetlerini bilebilmek adına bence bir şikayet hattı kurulmalı. En azından çalışanların, işçilerin neler yaşadığını neler gördüğünü tek elden bilme şansımız olur.