Vakko 90 yıldır lüks ve kaliteyle özdeşleşmeyi nasıl başarıyor?
Vakko bu yıl doksanıncı kuruluş yıldönümünü kutluyor. Markanın öyküsü 1934’te Şen Şapka ile başladığında, Türkiye Cumhuriyeti’nin de ilk yıllarıydı.
Vakko, Rahmetli Vitali Hakko’nun kumaş seçiminden, tasarıma; dikişteki titizlikten hizmetteki saygıya ... her ayrıntıya özenle yaklaşarak bugüne geldi.
“Moda Vakko’dur” sloganının altını Vakko kalitesine duyulan güven doldurdu. 90 yılda üç- dört farklı nesil markanın müşterisi oldu. Vakko, iki binli yılların başında artan yabancı marka hayranlığına karşı sağlam durdu. Koleksiyonuna küresel markalardan parçalar eklese de, kendi çizgisinde üretim yapmayı sürdürdü. Son yirmi yılda iyice yerleşen Hızlı Moda “Fast Fashion” akımından da etkilenmedi. Kaliteyi arayanlar Vakko markasına olan sadakatlerini kaybetmediler.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Nişantaşı’ndaki Vakko Hotel & Residence’da bir basın buluşmasında dinlediğimiz Vakko CEO’su Jaklin Güner 90 yılın gerisindeki başarı sırlarını şu cümlelerle özetledi:
“Vakko Atatürk devrimleriyle birlikte doğdu. Yepyeni bir devir başlarken, Vakko da oradaydı. Modayı bir bütün olarak gördü. Tasarım ve üretim ilkelerinden asla ödün vermeden, Türkiye’nin en köklü moda markası olmanın yanı sıra, dünyaca ünlü moda tasarımcılarını ülkeye getiren, değerli köprüler inşa eden bir marka olmaya gayret etti. En güçlü değerimiz olan 90 yıllık mirasımıza ve Cumhuriyet devrimlerinden güç alan tarihimize odaklanarak yüzümüzü geleceğe umutla çevirmeye ve cesur adımlarla yürümeye devam edeceğiz. “
Liderlik ve insan kaynaklarına yatırım
Perakende sektörünün deneyimli ismi Jaklin Güner, Vakko’nun CEO’su olarak, Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko’yla ve tüm Vakko ekibiyle uyum içinde çalışarak, pandemi dönemi de dahil olmak üzere son 10 yılda, kuruluşa büyük değer kattı.
Bu dönemde Vakko markası moda ve perakende sektöründen başka alanlara da yayılmaya başladı. Vakko L’Atelier ile restoran-cafe işletmeciliği konusunda deneyim kazabıldı. Daha sonra İstanbul’da moda, kültür-sanat ve sosyal hayatın merkezi Nişantaşı’nda kişiye özel deneyimler yaşatan Vakko Hotel & Residence yatırımu tamanlandı. Kuruluş 2024 yılının sonlarına doğru Boğaz’ın en güzel noktasında konumlanan Sumahan on the Water ile konaklama sektöründeki iddiasını sürdürmeye hazırlanıyor.
Çengelköy'de, 19. yüzyıldan kalma eski bir Osmanlı fabrikasından dönüştürülen ve Boğaz’ın hemen kıyısında taş duvarları, kemerli pencereleri ve kendi özel iskelesi ile çeken Sumahan on the Water, yakın zamanda Vakko Hotel & Residence Sumahan adıyla hizmete açılacak. Sumahan, Vakko Hotel Residence Nişantaşı projesinde de imzası bulunan Fransız mimarlar tarafından, yapının mimari DNA’sı ve orijinal dokularına sadık kalınarak tasarlanıyor. Tesiste, Vakko L’Atelier, Club Privee, Bistro Bar gibi Vakko şıklığını yaşatan alanlar da yer alacak.
Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, bu yatırıma verdikleri önemi şu cümlelerle ifade ediyor.
“Vakko Hotel & Residence Sumahan ile bir hayalimizi daha gerçekleştiriyoruz. Boğaz’ın tüm güzelliklerine hakim bu muhteşem yapının, İstanbul’u ziyaret eden ve burada konaklayan herkesin hafızasında unutulmaz hatıralarla kalacağına eminiz. Dolayısıyla burayı sadece ikinci otelimiz olarak değil, İstanbul’a değer katan bir armağan olarak görüyoruz.”
Sürdürülebilirlik tercihte en büyük etken
Vakko CEO’su Jaklin Güner, 2023 yılında lüks perakendede önemli bir büyüme yaşandığını, bu ivmenin 2024 yılında da sürmesini beklediklerini belirtiyor.
Lüks tüketiminde sürdürülebilirliğin giderek tercihteki temel belirleyici nedenlerden birisi haline geldiğine dikkat çeken Güner, “Stratejilerinin merkezine iyi hissettiren sürdürülebilir deneyimleri alan lüks kendini fırtınadan kurtaracak formülü her zaman bulur. Biz de bu doğrultuda yatırımlarımızı hız kesmeden devam ettireceğiz” yorumunu yapıyor.
Kadınlara fırsat eşitliğine büyük önem
Vakko kadın istihdamına, kapsayıcılığa ve çeşitliliğe öncelik veren bir kurum. Jaklin Güner’in aktardığı rakamlara göre kuruluş genel anlamda kadınların ağırlıkta olduğu bir yapıya sahip. Çalışanların yüzde 51’i, yöneticilerin yüzde 46’sı ve orta kademe çalışanların yüzde 52’si kadınlardan oluşuyor. Jaklin Günler, Vakko’da 10 yıldır sürdürdüğü CEO’luk görevinin yanı sıra, aynı zamanda yönetim kurulu üyesi. Vakko’nun 8 üyesi bulunan İcra Kurulunda ise 2 kadın yönetici bulunuyor.
Dünyanın önde gelen hizmet yönetimi okulu EHL-Vakko işbirliği
Ülkemiz tasarım dünyası için çok değerli bir kaynak olan Vakko Moda Okulu önümüzdeki aylarda dünyanın en iyi hizmet okulu olarak tanımlanan Ecole hôtelière de Lausanne (EHL), ile ortak bir program başlatacak.
Jaklin Güner’in verdiği bilgiye göre, Vakko yönetimi, 2019 yılında İstanbul'da otelcilik, konaklama ve hizmet eğitimi verilmesini amaçlayan bir ortaklık kurmak için EHL'ye başvurdu. Şirket yönetimi ile EHL Danışmanlık Hizmetleri temsilcileri arasında Lozan'da ilk toplantı gerçekleştirildi. Ancak, 2020’deki pandemi sürecinde turizmde yaşanan duraklama yüzünden proje bir süre beklemek zorunda kaldı.
Küresel çapta iş ve uluslararası seyahatlerin yeniden açılmasının ardından, Ağustos 2022'de bir GAP analizi ve açılış öncesi workshop’u için bir anlaşma imzalandı.
Önümüzdeki dönemde İstanbu’daki eğitim programları başlayacak Üç derslik modüllerin her birini başarıyla tamamlayan öğrenciler, ilgili ders için bir sertifika alacaklar.
Vodafone Vakfı “Yarını Kodlayanlar” projesiyle 400 bin çocuğa ulaştı
Vodafone Vakfı, dijital geleceğe hazır nesiller yetiştirme hedefiyle 8 yıl önce başlattığı “Yarını Kodlayanlar” projesiyle Türkiye genelinde 400 bini aşkın çocuğa ulaştı. Bir yılda elde edilen toplam sosyal değer ise yaklaşık 14 milyon TL oldu.
Vakıf, depremden en çok etkilenen 11 ilde hayata geçirilen “Yarını Kodlayanlar Sosyal Hayata Destek” projesiyle ise 107 bini aşkın çocuğa kodlama öğretti. Vodafone Vakfı’nın Habitat Derneği işbirliğiyle 8 yıl önce başlattığı “Yarını Kodlayanlar” projesiyle, Türkiye’nin dört bir yanında yaşları 7-14 arasında değişen çocuklara gönüllü eğitmenlerin yönetiminde programlamaya giriş ve algoritma mantığı gibi konularda teorik ve uygulamalı eğitimler veriliyor.
Kardeş projelerle büyüdü
Vodafone Vakfı, “Yarını Kodlayanlar” projesinin kapsamını kardeş projelerle genişletti. Söz konusu projelerden “Bu Atıklar Kod Yazıyor” ile elektronik atıkların artı değere dönüştürülmesi, böylece hem sosyal hem de çevresel etki yaratılması hedefleniyor. Proje kapsamında, Vodafone çalışanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin evlerinden getirdiği e-atıklar toplanarak geri dönüştürülüyor. Geri dönüşümden elde edilen ekonomik gelirle de okullara kodlama sınıfı kuruluyor. Bugüne kadar 53 iş ortağının desteğiyle 21 tonu aşkın e-atık geri dönüştürülerek 10 kodlama sınıfı açıldı ve yaklaşık 10 bin çocuğun dijital araçlara erişimi sağlandı.
Bir diğer kardeş proje olan “Yeşil Gezegen” ile Türkiye’nin farklı illerinde 7-14 yaş arası çocuklara iklim değişikliği, elektronik atık dönüşümü, geri dönüşüm, sürdürülebilirlik ve afet konularında yüz yüz ve çevrim içieğitimler veriliyor. Proje kapsamında bugüne kadar yaklaşık 21 bin çocuğa ulaşıldı. Proje kapsamında gerçekleştirilen eğitimlere ek olarak, “İklim Dostu Kentler” temalı bir fikir maratonu düzenlendi. Toplam 10 takım halinde 30 öğrencinin yarıştığı maratonda, öğrenciler yaşadıkları kentin daha çevresel sürdürülebilirlik yönünden güçlendirilmesi için projeler geliştirdi.
“Yarını Kodlayanlar”ın alt oluşumlarından “Köy Okulları” projesiyle ise Türkiye’nin farklı noktalarındaki 45 köy okulunda tam donanımlı teknoloji sınıfları açıldı. Bu okullarda verilen teknoloji eğitimleriyle bir yılda çevre köyler dahil olmak üzere toplam 10 binden fazla çocuğa ve yaklaşık 5 bin veliye ulaşıldı. Ek olarak, gezici eğitimlerle 360 köy dolaşılarak eğitimlerle yaklaşık 10 bin çocuğa daha ulaşıldı.