V şeklinde toparlanma mümkün mü?

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ

Verilere bakılırsa ilk izlenim V şeklinin mümkün olduğu yönünde. Mayısta güven endeksleriyle başladı ancak tek başına yeterli değildi. Ancak güvendeki toparlanma haziran verilerinde de devam etti ve kredi, elektrik tüketimi ve kapasite kullanımıyla desteklendi. Örneğin elektrik tüketimine uzun dönemli bakarsak desen bize V şeklinde canlanmalar silsilesi sunuyor. Uzun süre standart altında kalabilir ancak yukarı hareket köşeli. Kredilerde zaten böyle bir hafıza var; ani hareketlere alışığız –örneğin Kredi Garanti Fonu’nun 2017’nin ikinci çeyreğinde yarattığı dik yükseliş. Burada iki şeyi ayırmak lazım; salgın öncesi seviyelere geliş ayrı konu toparlanmanın ivmesi ve şekli ayrı konu. Ancak mesela kapasite kullanımında mayıs ve Haziranda üstü üste artışlar oldu ve önemli görülebilecek olan yatırım malları kalemi Nisan ayındaki kaçınılmaz sert düşüş sonrası 51.4’ten iki ayda 67’ye fırladı.

Reel sektör güveni de Mayısta 73,2'den Haziranda 89,8’e yükseldi. Dip noktası nisandaki 62.8 idi. Tüketici güveni 62.8’de ve Nisan 2019 sonrası en yüksek skor bu. Grafikler daha önce defalarca olduğu gibi V şeklinde canlanmaya işaret ediyor. Aslında kısmi bir kontak kapatma sonrası verilerde ani yükselişler beklenmeli. Bizde bu hareketler şoke edecek kadar hızlı gelişiyor çünkü işsizlik ne kadar artarsa artsın ve reel ücretler ne kadar gerilerse gerilesin harcama yapmaya hazır –her zaman- oldukça geniş bir kesim var. Harcama yapabilecek orta ve orta üste gelir ve servet dilimleri iki yüzde 20’lik Gini bölgesini kapsıyor. Az değil. Üstelik tipik büyüme desenimiz olan yabancı sermaye –genelde portföy artı net hata noksan- girişi çıkışa dönmesine rağmen bu böyle çünkü kredi genişlemesi durmaksızın devam ediyor. 2008 sonrası Avrupa’da ECB defalarca kredi genişlemesine dönük adımlar attığı halde bankalar bu genişlemeye yıllarca gönüllü olmamışlar ve kredi stoku nominal olarak düşmüştü. Keza kredilerin konut satışlarını –geçici olarak mı?- tetiklediğini görüyoruz ki mevcut modelde bu kalem önemli. Bu verilerle ikinci çeyrek GSYH daralmasının öngörülenden daha az derin olacağını ve daralmanın yüzde 8 civarında kalabileceğini düşünmek olası.

Asıl sorular şunlar: İkinci dalganın ekonomik etkisi ne olacak? Faizler şu anda “financial repression” tabir edilen bölgede; kur riski varken ve yabancı çıkışı sürerken, üstelik işaretler olumsuz iken, beklenen (net) reel faizi eksi yüzde 3’de tutarak ilerlemek mümkün mü? Ne kadar süreyle? İlginçtir, ekonomi literatürü finansal baskılamayı genellikle sermaye kontrolüyle birlikte düşünür.

Cevaplara göre V şekli W veya U’ya dönebilir. Tahminim şu: Kış aylarında beklenen küresel ikinci salgın dalgası gelse bile ekonomileri kapatmayacaklar. Trump kazanırsa yapmaz, kaybederse de Biden bu tip bir başlangıç istemez. ABD’de olayın ciddi ve tuhaf bir ideolojik tartışmaya dönüştüğüne işaret etmek gerekiyor. ABD’nin tam bir kepenk indirme yapmadığı noktada başka ekonomiler de yapmaz veya yapamaz. Peki, TL faizlerin mesela 12 ay böyle ekside devam etmesi mümkün mü? Mümkün ise olası mı? Sonbaharda göreceğiz. İlk cevabım sanılandan uzun sürebileceği yönünde. Yine, yeniden, her şey döviz kuruna bağlı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Georges Sorel ve ötesi 17 Eylül 2024
Ekonomik esneklik 10 Eylül 2024
Anakronizm 03 Eylül 2024
János Kornai 27 Ağustos 2024
Faşizm geçirmezlik 06 Ağustos 2024
Sömürü eşiği 16 Temmuz 2024