Üretirken de tüketirken de ekmek israfı olmasın
Elimizde 90 milyar $ büyüklüğünde ve yerlilik oranı %90 olan ekmek ve unlu mamuller sektörü var. Ancak hem üretirken hem de tüketirken israf sorununu çözemediğimizden sektörde yabancı ağırlığı her geçen yıl artıyor. Ya ekmek yapmayı beceremiyoruz ya da doğru dürüst tüketmeyi…
Eskiden 12-18 Aralık’ta yerli malı haftası kutlardık. Gerçi yarım asır öncesinde yabancı ürün yoktu ama yine de “yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” şarkısını pek fazla mırıldanırdık. Şimdi çarşı pazar, tepeleme yabancı ürün doldu. Asıl şimdi yerli malı haftası gerekiyor bize…
Türkiye Unlu mamul Makine Üreticiler Birliği Başkanı Serdar Yalçınkaya; tasarruf yapmanın, milli kaynakları işletmenin, temel tüketim maddelerinin öz kaynaklardan tüketilmesi gerektiğini söylüyor; “milli kimliğini koruyan sektörü yabancı firmalar ele geçirmeye çalışıyor.”
Peki, neden? Çünkü üretim süreçleri, en az tüketimde olduğu kadar israfla dolu… Çare? Yeni nesil fırıncılık… Yani? Teknolojiyi kullanarak sıcak ekmek ve unlu mamulün tüketiciye sağlıklı ve hızlı ulaşmasını sağlamak gerekiyor.
Kendi ekmek markası olan Bay Bread örneğinden yola çıkarak diyor ki; “doğal hammaddeyle üretilmiş, derin dondurucularda depolanabilecek formda hamurları, ihtiyaç ölçüsünde çözdürme gerektirmeden fırında pişirip veya tost makinesinden servis edelim.”
YENİ NESİL FIRINCILIK
Üretim sürecinde israfın kaçınılmaz olduğu geleneksel fırın mantığı, ileri teknoloji ekmek fabrikalarına dönüşürse hem üretimdeki kayıplar azalacak hem de tüketimde 3 ekmekten 2’si çöpe gitmeyecek…
Toya Makine ve Bay Bread’ın CEO’su Serdar Yalçınkaya’ya göre, fırınların teknoloji kullanımında işbirliğine gitmesi halinde sektör büyüyecek ve yerliliği korunmuş olacak. Değilse ekmeğimizi elin elinden yiyor olacağız.