URAYSİM ihracatımıza ne katar?
Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi “URAYSİM” adını ilk duyduğumda, biraz da ortamın kalabalığından olsa dikkatimi pek çekmemişti amma aklıma yer etmişti. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir Sanayi Odası’nı (ESO) ziyaretimde bu konuyu konuşup biraz daha bilgi almak istedim.
Daha sonra da Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Sayın Celalettin Kesikbaş ile epeyce detaylı bir sohbet yaptık.
URAYSİM projesi çerçevesinde kurulacak merkezde, çeken ve çekilen araçların statik, dinamik ve elektro-mekanik testleri ile sertifikasyonları yapılacak.
Ayrıca tüm bu işlemlerin en son teknoloji kullanılarak yapılabilmesini sağlamak üzere yapılacak Ar-Ge çalışmaları için atölyeler ve laboratuvarlar da kurulacak.
Çok önemli olan bir nokta, böyle bir merkezin dünyada sadece 3 tane olması.
Ancak bu merkezin son kurulan olması nedeniyle öteki merkezlerden en büyük farklılığı, her yönü ile en son geliştirilmiş teknolojileri taşıyacak olması.
Lokomotif, yolcu, yük ve metro vagonu, tramvay gibi her türlü raylı sistem aracının testleri yapılacak ve kullanıma uygunluk sertifikaları verilecek.
Öte yandan Avrupa'da ilk defa hızlı tren üretiminde gereken testlerin 400 kilometreye varan hızlarda yapılabilmesi de burada mümkün olacak.
Tüm bunlar, bu merkezde yapılacak olanlar ve biz tüm bu konularda mevcut üretim yeterliliklerimizin test ve sertifikasyonu için yurtdışındaki merkezlere bağımlıyız.
Türkiye gerek lokomotif ve gerekse yolcu ve yük vagonları üretiminde ciddi bir bilgi birikimine sahip ve bunların ihracatını da yapmakta.
Raylı sistemler üzerine uzmanlaşmış birçok firmanın da bu konularda çalışan yerli ve yabancı üreticilere tedarikçi olarak çalıştıklarını da biliyorum.
Türkiye orta gelir tuzağından kurtulmalı korosunda epeydir şarkı söylüyoruz…
İşte böyle projeler, bu orta gelir tuzağından çıkma çabalarının gerçekleşmesinde yardımcı olacak projelerdir.
Yerli ve milli hızlı tren üretimi projesi epeydir masada.
Bunların yerli üretim oranını en yüksek seviyeye getirmek, testlerini ve sertifikasyonunu kendi evimizde hızla yaparak, yedek parça ve yarı mamul tedarikçisi olmaktan çıkıp, yüksek teknoloji taşıyan nihai ürün ihraç etmenin neresi olumsuzdur?
Öte yandan Eskişehir doğal olarak, bu konudaki bilgi ve yeterlilik birikimiyle, konunun uzmanı işletmelerin bir araya gelmesi sonucu yüksek seviyede sinerji oluşturacakları bir merkez haline dönüşecektir.
Bu merkez için Alpu ovasının seçilmesi, ovanın yapısı nedeniyle böyle bir merkezin kurulması için çok uygun olması ve maliyetler açısından avantaj sağlaması.
Ancak ovada yoğun bir şekilde tarım yapılıyor olması, konu üzerine bazı olumsuz tepkiler yönelmesine neden olmuş.
ESO'nun hazırladığı sunumda, URAYSİM projesinin tarım arazisinden sadece % 0,5 (binde beş) alacağı belirtiliyor.
Arazinin tarım için kullanılan %99,5'lik kısmının sağladığı istidam ve gelirle, projenin sağlayacağı istihdam ve getirisi karşılaştırıldığında URAYSİM projesinin gerek Eskişehir ve gerekse ülkemiz açısından ne kadar olumlu olduğu çok açık görülüyor.
Kuşkusuz arazi sahipleri açısından bazı mağduriyetler oluşmuş olabilir.
Ancak burada yapılması gereken, projenin engellenmesi değil, tarafların bir araya gelerek
akl-ı selim ile çözüme yönelerek ortak fayda zemininin bulunmasıdır.