UNESCO dünya mirası listesine giriyoruz!
Zaman zaman şehirlerimizi, kasabalarımızı tatlı bir heyecan sarıyor; “UNESCO dünya kültür mirası listesine giriyoruz!” Heyecan duymakta haklılar, çünkü UNESCO dünya kültür mirası listesine girmek prestij kazandıran bir girişim. Bu tüm dünya şehirleri için de böyle. Eğer bu girişim sonuç verir ve kalıcı olarak listeye girmeye hak kazanılırsa beklentiler hep yüksek oluyor; daha güçlü bir turistik ziyaret nedeni, listeye giren alanın değer kazanması ve küresel ölçekte bilinirlik. Sonuçta daha fazla sayıda turist ve daha yüksek bir kazanç imkânı. Şehir yönetimlerinin ortak arzusu kültürel miraslarını tanıtmak ve hak ettikleri değeri kazanmasını umut etmek.
Ancak, tek başına, dünya kültür mirası listesine dahil olmanın ne denli önemli ölçüde ziyaret nedeni oluşturacağı bir soru işareti. Eğer şehrin büyük fotoğrafı içerisinde bu miras yaratıcı ve çekici bir biçimde değerlendirilemezse beklentilerin karşılanmaması ihtimali güçlüdür. Çünkü aşağıdaki tabloda da görüleceği gibi, bu tarih itibariyle, dünyada UNESCO tarafından tescil edilmiş tam 869 kültürel miras vardır:
Büyük ihtimalle bu sayıda bir mirası ortalama bir insan ömrü içerisinde ziyaret etmek pek mümkün gözükmemektedir. Peki, hangisini ziyarete değer bulacağız ve böylece şehir yönetiminin beklentisi karşılanmış olacak? Son istatistiklere göre dünyada en fazla ziyaret edilen kültürel miras Pekin’de Çin hanedanlarına ev sahipliği yapan “Yasak Şehir”. Geçen yıl yaklaşık 16 milyon kişi burayı ziyaret etmiş!
Kültürel mirasın şehrin geleceğe dair stratejisi içerisinde yeri olmalıdır: “Bu yeri nasıl ambalajlar ve dünya vitrininde nasıl sergileriz?” Özellikle “tarihi şehir merkezi” ya da “tarihi çarşı” gibi içindekilerle birlikte halen yaşamaya devam eden yerlerin bu bağlamda yönetimi bir ayrı önem taşıyacaktır. 1985 yılında bu listeye giren “İstanbul Tarihi Yarımada” UNESCO tarafından sıklıkla uyarılan hatta zaman zaman liste dışına çıkarılması ihtimali doğan önemli bir kültürel miras.
Şehir yöneticileri bu girişimi sadece bir halkla ilişkiler fırsatı, bir sonraki seçimde kullanılacak bir malzeme olarak görmemelidir. En azından tarihten doğan mirasa ne denli sahip çıkılacağını ve bu mirasın şehrin refah ve itibarı için nasıl kullanılacağını net bir şekilde şehirliye anlatmak gerekecektir. Kültürel miras listesine dahil olan çoğu şehrimizde yaşayanların çoğu bu listeye neden dahil olduklarını bilmiyor; insanlık için nasıl bir gelişmeye ev sahipliği yaptık? Bilmedikleri sürece mirası koruma ve kollama konusunda onlardan fazla bir şey beklemek iyimserlik olacaktır.
Haftanın Şehri: Cordoba, İspanya
Cordoba, İspanya’nın Endülüs Bölgesi’nde yer alan 325 bin nüfuslu bir şehirdir. Yılda yaklaşık 1,5 milyon yabancının ziyaret ettiği Cordoba 4 dünya kültürel mirası ile dünyada en fazla kültürel mirasa sahip şehir olma özelliğine sahiptir.
İlki 1984 yılında UNESCO tarafından listeye alınan “Mezkita Camii-Katedrali”, ikincisi ise 1994 yılında listeye dahil edilen “Tarihi Şehir Merkezi”, üçüncüsü 2012 yılında tescil edilen “Çiçek Festivali”, dördüncüsü ise 2018 yılında listeye dahil edilen “Medinat Al-Zahra Sarayı”.
Sadece“Mezkita Camii-Katedrali” yılda 2 milyon yerli-yabancı kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Cordoba şehri sahip olduğu mirası en iyi şekilde koruyan, kollayan ve bu mirastan itibar ve refah elde eden örnek bir şehirdir. Kültürel miras listesine girme arzusunda olan şehirlerimizin Cordoba örneğinden alacakları önemli dersler olduğuna inanıyorum.