Ukrayna’dan kaynaklanan tehlike
Bazı savaşlar bir ülkenin diğerine saldırmasıyla başlamış olsa da, birçok savaş da savaşmayı tasarlamayan tarafların karşılıklı olarak yaptıkları değerlendirme hataları nedeniyle kendilerine savaşmaktan başka bir tarcih bırakmamaları sonucu gerçekleşir. Bu günlerde Rusya ve NATO’nun desteklediği ABD, Ukrayna üzerinden kapışmış durumdalar. Taraflar hem birbirlerini hem de başkalarını savaşmayı arzulamadıkları konusunda ikna etmeye çalışıyorlar. Fakat aynı zamanda birbirine kılıç sallamaktan geri durmuyor, uzlaşamamaları durumunda ortaya istenmeyen sonuçlar çıkacağı konusunda birbirlerini uyarıyorlar. Uzlaşma taraflardan her birinin elde etmek istediklerinin bir bölümünden vazgeçmesini gerektirse de, henüz kimsenin bunu yapmaya hazır olduğuna dair işaret yok. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edebileceği fikri gerçek bir olasılık olarak görülüyor ve NATO üyeleri arasında ciddi endişelere yol açıyor.
Rusya ne istiyor olabilir?
Rusya ne istiyor, neden? Rusya’nın taleplerini muhtemelen bir dizi farklı saik şekillendiriyor. Kendisi için bir güvenlik sorunu olacağını düşündüğünden, Rusya Ukrayna’nın Rusya’ya dostane yaklaşmayan güçlü dostlara sahip bir hükümetin yönetiminde olmayacağından emin olmak istiyor. Hatta, daha önce bu sütunlarda da, Rus hükümetlerinin kuşatılmışlık duygusu yaşadıklarını ve korkularını da çevrelerinde Rus nüfuzunun egemen olduğu kuşaklar inşa ederek aşmaya çalıştıkları dile getirildi. Bazı gözlemciler ise, demokrasi ile yönetilen müreffeh bir Ukrayna’nın süresiz iktidarda kalmaya çabalayan bir diktatör tarafından yönetilen Rusya için “kötü” bir örnek teşkil edeceğini ileri sürüyorlar.
Putin, NATO’yu içten bölmeye mi çalışıyor?
Rusya’nın Ukrayna’yı etkisizleştirmeye ve mümkünse hükmetmeye sevk eden başka nedenleri olduğu da ileri sürülebilir. Bazı gözlemcilere göre, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını izleyen ve kendisinin rencide edici bulduğu çöküşten derin biçimde etkilenen Putin, ülkesini Sovyetlerin boşalttığı alanlara yeniden rakipsizce hükmeden bir büyük devlet statüsüne kavuşturmak istemektedir. Diğer bazı gözlemciler ise, Putin’in NATO içindeki ayrılık tohumlarını yeşillendirmeye çalıştığını, böylece NATO’nun dağılmasını ümit ettiğini söylemektedir. Ukrayna konusunda NATO üyeleri arasında farklı düşünceler olduğu bilinmektedir. Ancak Rusya’nın tehditleri, amaçlananın tersi sonuç doğurmuştur. Soğuk savaş sonrası kendisine tüm üyelerinin paylaştığı bir amaç bulamayan NATO yeniden hayatiyet kazanmıştır, Rusya’nın genişlemesini durdurmaya yönelmektedir. Son olarak, bir dizi gözlemci Putin’in ülkesinde artık popüler olmadığına, izlediği politikaların halkın refahını sağlamadığına işaret ediyor. İktidarını sürdürebilmek için otoriter yöntemler kullanarak muhalefeti baskı altına alma siyasetini sürdürmesi ise güçleşmektedir. Her ne kadar sıradan vatandaşların ülkelerinin girişeceği askeri harekatları desteklediğine ilişkin bir işaret yoksa da, Putin Rus halkını kendi etrafında kenetlemek için Ukrayna üzerinden Batı ile girişilecek bir mücadele tam da ihtiyaç duyduğu gelişme olduğunu düşünebilir.
“Bazı Rus birlikleri Belarus’a da geçti”
Ukrayna’ya karşı tutumunun hangi saiklerden kaynaklandığı konusunda tahminlerde bulunmak pek zor olmasa da, Rusya’nın ABD ve NATO’nun meydan okuması karşısında ne yapacağını kestirmek kolay değildir. Şu anda Ukrayna sınırında 100.000’i aşkın askeri bulunuyor. Gelen haberlere göre bazı Rus birlikleri de Belarus’a geçmişlerdir ki, bu hareket Rusya’nın Ukrayna’yı birkaç yönden işgale başlamasına imkan verecektir. ABD, Rus işgaline askeri bir cevap verilmeyeceğini, ancak Rusya’yı fazlasıyla zora sokacak yaptırımlar uygulayacağını açıklamıştır. Tepkiler arasında farklar olsa da, diğer bazı NATO üyeleri de benzer görüşler ifade etmişlerdir.
Şu ana kadar Rusya taleplerinin müzakereye açık olmadığı izlenimi vermeye çalışmıştır. ABD de temel yaklaşımını korumakta ısrarcı olduğunu belirtmiştir. Taraflar konuşmaya devam ettiklerine göre, her biri diğer tarafın tutumunu yumuşatmasını beklemektedir. Eğer bir ilerleme kaydedilemezse, Batı’nın tepkisinin mutedil kalacağını hesap eden Rusya’nın kilitlenmeyi Ukrayna’yı işgale girişerek çözmeye yöneleceğinden endişe edilmektedir. Maalesef siyasi amaçları elde etmek için silaha başvurulunca, başkalarının da doğrudan veya dolaylı olarak aynı yönteme başvurmayacağından kimse emin olamamaktadır. Yazımızın başında belirttiğimiz gibi, birçok savaş, tarafların savaşa girmeyi arzuladıkları için değil, karşılıklı yanlış değerlendirmeler sonucu silaha başvurmaktan başka yol kalmadığı için çıkmıştır. Rusya’nın Ukrayna anlaşmazlığını silah yoluyla çözmeye kalkışmayacağını ümit edelim.