Ukrayna ve Rusya arasındaki Donbass gerginliği ve ötesi
NATO Dışişleri Bakanları’nın Brüksel’deki yaptıkları toplantıda ana gündem Ukrayna oldu. Ukrayna’da, ayrılıkçı hareketi Rusya tarafından desteklenen Donbass bölgesindeki krizin sıcak çatışmaya evrilip evrilmeyeceği, Rusya’nın sınıra yaptığı askeri yığınak, NATO’nun buna müdahale edip etmeyeceği tartışıldı toplantıda. Konu, NATO üyesi Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiriyor elbet- te; Özellikle Türkiye’nin Ukrayna’ya sattığı SİHA’ların Kiev hükümeti tarafından Donbass’ta birkaç hafta önce saldırı amaçlı kullanması, çok ses getirmişti. Moskova’da kaşlar kalkmış, Ankara’da bir telaş baş göstermişti.
ANKARA “ARABULULUK” TEKLİF ETTİ, MOSKOVA “BİZİMLE İLGİSİ YOK” DEDİ
O telaş nedeniyle olsa gerek, Ankara’nın “Rusya ile Ukrayna arasında arabulucuk teklifi” hem Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, hem de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ağzından kamuoyuna açıklandı. Ancak bu teklif Moskova’da daha büyük tepki yarattı. Çünkü Rusya’nın resmi söylemi, Donbass’ta yaşananlarla Moskova’nın “doğrudan bir ilgisi olmadığı” yönünde.
Nitekim Kremlin Sözcüsü Peskov da, kendisine AK Parti hükümet yetkililerinin “arabuluculuk teklifi” sorulduğunda, “Rusya’nın çatışmaların tarafı olmadığını” söyledi ve Ankara’dan gelen “zirve toplayalım, Rusya ve Ukrayna liderlerini bir araya getirelim” teklifini kategorik olarak reddetti.
Rusya’nın resmi politikası, Donbass meselesinin daha önce oluşturulan “Minsk süreci” kapsamında çözülmesi. Minsk sürecinde sadece Rusya ve Ukrayna hükümetleri değil, Donbass çatışmaları sırasında ayrılıkçıların tek taraflı ilan ettikleri Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri ile AGİT yer alıyor. Rusya “çatışmanın doğrudan tarafı” olarak değil, “arabulucu” kimliğiyle AGİT’le beraber o süreçte rol oynuyor. Ankara’nın yaptığı “Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk” teklifi bu açıdan Rusya’nın tüm politikasına da, söylemine de ters.
Ancak Rusya resmi söylemde her ne kadar çatışmanın tarafı olmadığını yinelese de, Donetsk ve Luhansk’taki ayrılıkçı güçlere tüm lojistik desteğin Moskova’dan gittiği herkesin malumu. Nitekim bu nedenle olsa gerek, Ankara Ukrayna’nın işine gelebilecek adımlar attıkça – SİHA satışı ya da “arabuluculuk teklifi” gibi- Moskova da Suriye’de ve Karadeniz’de hareketlendi.
PYD-YPG HEYETİ MOSKOVA’DA, MISIR SAVAŞ GEMİLERİ KARADENİZ’DE
Türkiye ekonomik krizle yatıp kalkarken, Fırat’ın doğusundaki PKK terör örgütü uzantısı PYD-YPG yapılanmasından bir heyet Moskova’ya gitti mesela; Ankara’nın tüm telkinlerine rağmen – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuyu Putin’e bizzat açtığına ilişkin sözlerini hatırlayın- Moskova’daki PYD ofisini açık tutan Putin yönetimi, işi ileri götürüp PYD-YPG heyetini en üst düzeyde ağırladı.
Heyetle bizzat Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov görüştü. Görüşmeden sonra PYD-YPG heyeti bir de Cenevre’ye gidip görüşmelerde bulundular. Belli ki, Cenevre’de BM gözetiminde yürüyen Suriye barış görüşmelerine PYD-YPG’yi de doğrudan dâhil etme planı –Ankara’nın sert itirazlarına rağmen- işletilmeye çalışılıyor.
Üstelik PYD-YPG’ye aynı dönemde tek destek veren ülke Rusya da değil;
Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından Fırat’ın doğusundaki PYD-YPG yapılanmasına yönelik Ekim ayında yeni bir askeri operasyonun olabileceğinin işareti verilmişti ki, Amerikalılar hareketlendi. Türk askeri yeni bir operasyon için –henüz- Suriye’ye geçmedi ama ABD’den general düzeyinde bir askeri heyet, Dışişleri Bakanlığı’ndan da üst düzey bir heyet Fırat’ın doğusuna gidip, PYD-YPG unsurları ile fotoğraf verdi.
Bu arada Ruslar da PYD-YPG kontrolündeki, Türkiye sınırına çok yakın konumdaki Kamışlı Havaalanı’na ilk kez askeri uçak indirdi. Hepsi Türkiye’nin olası bir askeri operasyonuna karşı “gözdağı” niteliğinde hareketler.
İşin ilginci, Ekim ayında Suriye’nin kuzeyindeki PYD-YPG kontrolündeki bölgeye askeri operasyonun “saatler içinde olabileceğine” işaret eden beyanlarda bulunan AK Parti hükümet yetkililerinin, tüm bunların yaşandığı Kasım ayında bu konuda sessizliklerini korumaları oldu.
RUSYA MISIR’LA ASKERİ TATBİKATI
Bitmedi; Ruslar şimdiye kadar yapılmayanı yapıp, Mısır’ı Karadeniz’de askeri tatbikata davet etti. Türk basını pek değinmedi ama Mısır donanmasına ait gemiler Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçerek Karadeniz’e çıktı ve tatbikata katıldı. Bu hamleyle Putin, Rus gemilerinin yanına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haz etmediğini saklamadığı Sisi’nin askeri gemilerini koyup, bir anlamda Ankara’ya siyasi mesaj verdi.
Diplomaside atılan her adımın, söylenen her sözün bir karşılığı oluyor. Son dönemde Ak Parti Hükümeti’nin dış politikada yaşadığı gelgitlerin, telaş ve kaosun Türkiye’ye bedeli giderek büyüyor.