Ufku geniş bir girişimci: Ali Avcı’nın Yeşil Dünya’ya Yolculuğu

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ

James C. Scott’ un  “İlk Devletlerin Derin Tarihi: Tahıla Karşı” adlı kitabı Akın Emre Pilgir’in çevirisiyle KÜY yayınları tarafından dilimize aktarıldı. Kitabın derinliklerinde gezinirken, yazarın avcı-toplayıcı yaşam tarzını incelerken “yaşamın ritmini” belirleyen etkenleri analizi dikkatimi çekti: Hangi etkinliklerin yaşam ritmini belirlediğini anlamadan, insanların davranışlarını anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil anlamına gelecek bir genellemeye ulaştım.

İnsanlar günlük geçimlerini örgütlerken, toplayıcılık, balıkçılık, ayıklama, tuzak kurma, setler oluşturma gibi değişik etkinlikleri tekrarlamak durumundaydı. Yaşamı sürdürmek için gıda kaynaklarının doğal temposuna uyum gösteremezse canını koruyamıyor; aklını sağlıktı tutamıyor, neslini sürdüremiyor, malını güven altına alamıyor; kültürünü yaşayamıyordu.

Scott, “ Tempo buradaki anahtar sözcüktür” diye uyarıyor; avcı- toplayıcı insanların özenle gözlemeleri gereken bir dizi doğal ritmini yönlendiriciliğine dikkat çekiyordu: Geyik, ceylan, antilop, domuz gibi av hayvanının hareketini, kuşlarını yakalanmasını kolaylaştıran konaklama ve dinlenme yerlerini, mevsimlik göç hareketlerini, tutulabilir balıkları, yenilebilir otları, meyveleri, yumruları öteki rakipler gelmeden ve çürümeden onlara erişme  zamanlarının döngüsünü daha iyi bilen daha rahat yaşayabiliyordu. İnsanların yaşam tarzı ve yaşam biçimlerini belirleyen, yaşam ritminin temposunu ayarlayan düzinelerle etkinlik konusunu anlaması ve anlamlandırması günlük yaşamın gerekleriydi. İstediğimiz kadar uzatabileceğimiz bu liste yerine, yaşam ritmini belirleyen ortak özellikler baktığımız zaman 4 temel yapıtaşı vardı: Birincisi, her etkinliğin  kendine özgü  farklı bir “alet çantası”  bulunuyordu. İkincisi, aletleri sürekli gelişiyordu; geçmişte var olan araçlara yeni işlevler ekleniyordu. Üçüncüsü, etkinlikler kendine özgü  ‘koordinasyon’, işbirlikleri ve işbölümüne dayanıyordu. Dördüncüsü de, farklı düzen, denge ve  döngülere göre ağlara  oluşuyordu.

Bu yazıda görüşlerini paylaşacağımız girişimci Ali Avcı’nın değerlendirmeleri, avcı-toplayıcı atalarımızdan bugüne geçim örgütlenmesinde birikim yeteneğini koruyan ve uzun dönemli geleceği güven altına alan “uyum yeteneği” odaklı olduğu için önemli…

Teknoloji üreten dünya markasını yaratmak istiyor

Ali Avcı ülkemizde ticaret geleneği olan Kayseri kökenli bir insanımız… Genel anlamıyla plastik ambalaj ve ambalaj makineleri üreticisi… Ürettiği çantaların temel girdisi “nonwoven” kumaşlar… Polipropilen malzemeden üretildiği için diğer plastik malzemelere göre daha çevreci olmaktadır. Tek kullanımlık ürünler dünyamıza çok zarar verdiği için yerine ikame edilen çevre dostu, tekrar kullanımlı ürünlerin üretimi, satışı dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşıyor. Yeşil bir dünya yaratmanın küresel gündemin ilk sıralarında olduğu bir süreçten geçiyoruz; Ali Avcı’nın iş alanı çok önemli bir iklim ve ortamı olan alanlardan biri.

Ali Avcı’ya , “Yaptığın işin kendine, çevrene, ülkemize ve insanlığa ne gibi değerler kattığını düşünüyorsun?” sorusunu yöneltiyorum. Bir çırpıda 8 noktanın altını çiziyor: “ Birincisi, yaptığımız Ar-Ge çalışmalarıyla Dünya’nın ilk ultrasonik kaynaklı nonwoven kumaştan taşıma çantasını ve otomasyon makinesini üreten firma olarak  polipropilen hammadde ile nonwoven ve woven kumaşlarından çanta üretimi ve teknolojisini geliştirmede öncülük ediyoruz. İkincisi, kullanışlı ve alternatiflerine göre doğayla daha barışık bir malzeme (PP) kullanıyoruz. Üçüncüsü, üretim süreçlerinde dijital olgunluğu yakalayan, otomasyon ve otonom uygulamalara yönelen ve verimlilik temelli gelişmeleri kesintisiz sürdürüyoruz. Dördüncüsü, 104 kez tekrar kullanılabildiği (Melborn Üniversitesi’nden bilim insanlarının araştırmasına göre) bu oranda tek kullanımlık plastik ürün kullanımını azaltan bir ürünün yaygınlaşmasına katkı yapıyoruz. Beşincisi, makine ve ürün ihracatımızla ülkemizin kıt kaynağı döviz gelirine katkı yapıyoruz. Altıncısı,  makine ve ürün ithal ikamesi yoluyla da ülke ödemeler dengesine katkı yapıyoruz. Yedincisi, makinelerimizi kendimiz geliştirerek de ülkenin teknolojik gelişmesine katkı sağlayarak gereksiz yere döviz çıkışlarını önlüyoruz. Sekizincisi, başta İsveç, ABD ve Almanya gibi bizden daha gelişmiş ülkelere yaptığımız ihracatın öğretici etkilerinden yararlanıyoruz” diyor.

Ali Avcı kendi doğa dostu, çevreci ürün ve makine teknolojisi geliştirme alanında 70’i aşkın patent sahibi… Bu sayının 42’si patent, 30’u da faydalı model. Üretimde girdi olarak kullandığı kumaşları ülkemizde 60’in üzerinde firma tarafından üretiyor.

Beklenti yönetimi

İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerinden biri de “beklenti yönetimidir”.   Öngörme ve önlem alma disiplini ile gözetim ve denetim disiplini insanı hem değişmeleri yaratmada hem de değişmelere uyum göstermede farklı bir konuma taşıyor.

Bir iş insanı, özellikle de girişimci özellikleri olan iş insanının beklentilerini öğrenmek başkaları için öğretici olabilir. Ali Avcı’ya da gelecek 10 yılını nasıl düşlediğini soruyorum.  Diyor ki 2 temel hedefim var: Biri, makine teknolojilerinde gelişme yaparak üretim hızını artırmak, ürünleri daha kaliteli hale getirmek… Diğeri de, Dünya’nın tekrar kullanımlı doğa dostu taşıma torbası sektörünü geliştirip pazarda ülkemizin söz sahibi olmasını sağlamak!”…

İlkeli tutku ve iddialı hedeflerin geliştirici etkisini hepimiz biliriz. Ali Avcı’nın da makinelerin mucidi olma ve tekrar kullanılabilir taşıma torbası sektöründe 5 yıl gibi bir sürede teknoloji üreten dünya markası olmak, Türkiye’nin unicorn’u bir firma yaratma tutkusunun hayata taşınması için bütün içtenliğimizle destekliyoruz.

Bir iş insanı olarak Ali Avcı, “ Yeşili besleyen, dönüştürücü, kendini besleyen, sürekli ilerleyen, çok odaklı, çok kültürlü, marka yaratan ve imaj oluşturan bir firma yaratma” düşünün gerek şartının ne olduğunu da merek ediyoruz. Ali Avcı o merakınızı da şöyle yanıtlıyor: “ Küresel ölçekte iş yapmak sadece bireylerin sorunu olmamalı. Ülkenin bütün aktörleri bu işin içinde olmalı. Siyasi irade ve bürokrasi, iş insanları, medya mensupları, kitlelere ulaşan kamu aydınları, ortak amaç, ortak hedef ve ortak stratejiyi birlikte hayata taşımaya çabalarsa, hedeflere daha kısa zamanda ulaşabiliriz!”

Bir önerisi daha oluyor Ali Bey’in: “ Bizim ürünlerimiz tek kullanımlık ambalajlara alternatif oluşturuyor. Biz trendi yakalamak için kendimizin farkına varmalıyız. Dünyayı olduğundan büyük sanıyor, başkalarının bizden çok farklı konumlarda olduğunu abartıyoruz. İçine girip birlikte iş yaptığımızda eksiklerimizi de iyi yanlarımızı da aşırı ve oksan değerlendirme yapmadan kendimizi doğru konumlandırabiliyoruz. Özgüven konusunda eksikliklerimizi mutlaka aşmalıyız… O zaman beklentilerimizi gerçekleştirir; hedeflerimize ulaşabiliriz.”

Ali Avcı’nın firması 40 yılda bugünlere gelmiş. Gelecekte büyük fırsat halılarının önlerinde serili olduğunu düşünüyorlar. Bizlere düşen de, ilkeli tutkuya sahip girişimci insanlarımızın önündeki engelleri aşmalarına yardımcı olmak… Karınca kadarınca… Hepsi bu işte.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar