Üç kanunun ilhamı
Ekonomi ve iş hayatının ‘kanunları’ pozitif bilimlerdeki gibi keskin değil. Yine de şirketlerimizi yönetirken ilham verebilirler. Bu hafta, önemli bulduğum üç örneği konuşalım: Dunning-Kruger, Gresham ve Dornbusch.
DUNNING-KRUGER. 1995’te bir adam yüzünü limon suyuyla yıkadı ve iki bankayı soydu. Limon suyu ile yazılan harflerin mektuplarda gözükmemesinin benzeri bir etkinin olacağını ve kimsenin kendisini teşhis edemeyeceğini düşünüyordu. Bu olaydan ilham alan David Dunning ve Justin Kruger, ünlü tezlerini ortaya attı: kötü performans gösterenler temelsiz bir özgüvenle hareket ederler ve eksiklerini fark edemezler. Atalarımızın ‘cahil cesareti’ dediği konu. Peki, bunun iş hayatına etkisi ne? Toplantılarda iddialı ifadeler kullananların yahut sıkça kendini övenlerin, bunu destekleyecek birikime sahip olup olmadığını sorgulamalıyız. Bilhassa böyle kişilere sorumluluk verirken buna dikkat etmeliyiz. Üstelik mesele burada da bitmiyor. Bir konu hakkında daha çok bilgi sahibi olanlar, genelde kanaatlerinden daha fazla şüphe edenler oluyor. Yani, toplantılarımızda sessiz kalanların sözlerine kulak vermemiz gereken asıl kişiler olması mümkün. Dunning-Kruger bir kanun olmanın ötesinde, insan doğasındaki bir paradoksa işaret ediyor. Tüm yöneticilerin bunun farkında olmasında yarar var.
GRESHAM. Sir Thomas Gresham (1519–1579) isimli finansçı, bugün de geçerli olan meşhur ifadeyi kullanmış: ‘kötü para iyi parayı kovar’. Herkes daha çok altın ya da gümüş içeren tip madeni parayı kullanmak yerine elinde tutunca, piyasa daha değersiz alaşımlardan yapılmış (değeri düşürülmüş) paralara kalırmış. Bugün de kara para ile servet edinenlerin çok kolay bazı harcamalar/ satın almalar yaparak hakimiyet kazanması meselesi tüm dünyada tartışılıyor. Ancak bence bu ifadenin finansın ötesinde bir kapsama alanı var. Örneğin, bir şirkette başarısız çalışanlar arttıkça, orada iyi olanların barınma şansı giderek azalır. Üstelik, bu döngü bir kez başladı mı durdurmak çok zordur. Zira ‘A kalite yöneticiler A kalite kişileri, B kalite yöneticiler C kalite kişileri işe alır’. Bu yüzden, işi baştan sıkı tutmak ve performans değerlendirmelerini mümkün olduğunca objektif, şeffaf ve net şekilde yapmak ve bu değerlendirmeleri hayata geçirmek gerekiyor.
DORNBUSCH. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü hocalarından Rudy Dornbusch’un (1942–2002) sözünü çok severim: ‘Finansal krizlerin gelmesi düşündüğünüzden çok daha uzun sürer; ama sonra gerçekleşmesi beklediğinizden çok daha hızlı olur. Yani iki kez yanılma ihtimaliniz var!’. Bu kanun bana Hemingway’in Güneş de Doğar romanındaki bir konuşmayı da hatırlatıyor: Bill: "Nasıl iflas ettin?" diye sordu “İki şekilde” dedi Mike. “Önce yavaş yavaş. Sonra aniden.” İşlerin yavaş yavaş kötüleşmesi, durumun -zorluklarla da olsa- sürdürülebilir olduğu anlamına gelmiyor. Problemler birden akut hale gelebilir ve işletmenizi tahmin edilemeyen bir hızla çökertebilir. Bu tuzağa düşmemek için, sorunları ‘halının altına süpürme’, sıkıntı yokmuş gibi davranma veya meselelerin kendiliğinden hallolacağını umma gibi ‘yöntemlerden’ kaçınmak şart