Türkiye'nin ikilemleri...

Zeynep GÜRCANLI
Zeynep GÜRCANLI Yedi Düvel

Hem kuzeyde hem de güneyde yaşanan gelişmeler Türkiye'yi çok zor tercihlere zorlayacak gibi.
ABD Başkanı Trump ve yardımcısı Vance'in Beyaz Saray'da pusu kurarcasına Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky'ye yönelik salvoları, Washington'daki yeni yönetimin Moskova ile anlaşmak üzere olduğunu ortaya koydu.
ABD-Rusya anlaşması ise Türkiye’yi zora düşürecek nitelikte; Trump'ın NATO'dan giderek uzaklaşması, Türkiye'nin de üyesi olduğu kollektif savunma sisteminin çöküşünün önünü açabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tam da Ukrayna işgalinin yıldönümüne bir hafta kala Zelensky'yi Ankara'da ağırlamasının, hele hele o meşhur şemsiye pozunun verilmesinin ise Moskova'da altı çizilerek not edildiğini tahmin etmek yanlış olmaz. Nitekim, Zelensky'nin Beyaz Saray'dan neredeyse kovulmasının ardından Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği'nin de, Ankara'da yağmur altında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zelensky'ye şemsiye tuttuğu o fotoğrafı paylaşması tesadüf değil. Kiev yönetimi de Avrupa da ABD'nin çekildiği Ukrayna denklemine Mehmetçiği sokmanın peşine düşmüş görünüyor. Gerek İngiltere'nin, gerekse Avrupalı liderlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la artan telefon trafiğini bu açıdan okumak mümkün.
Avrupa Birliği bu hafta yapacağı zirve toplantısında ABD'nin Rusya'ya kayıp, Ukrayna'yı terk etmesini masaya yatıracak. Basında yer alan haberler, AB'nin elini cebine atacağına, yaklaşık 700 milyar Euroluk bir savunma fonu oluşturacağına işaret ediyor. Bu fonun 110 milyar Euro'sunun ise Ukrayna için kullanılacağı ifade ediliyor.
Avrupa Birliği'nin, daha önce Suriyeli sığınmacı anlaşmasında yaptığı gibi, parasını ödeyip Türkiye'yi Ukrayna denklemine sokmak istemesi muhtemel. Ve ne yazık ki Türkiye bu gelişmelere derin bir ekonomik kriz içinde yakalandı.
Türkiye'nin Ukrayna denkleminde, üstelik Zelensky yönetiminin yanında yer almasının ise zaten kırılgan olan Ankara-Moskova ilişkilerini daha da sıkıntılı hale sokması kaçınılmaz.


İSRAİL DEVREDE; SURİYE'DEKİ RUS ÜSLERİ DEVAM ETSİN: Güneyde ise İsrail boş durmuyor.
Bir yandan Suriye'nin güneyini işgal ederken, diğer yandan Rusya'nın Lazkiye ve Hmeymim'deki üslerini koruması için lobi faaliyetleri sürdürüyor. Netanyahu'nun bu konuda Trump yönetimine neredeyse baskı kurduğu uluslararası basına yansıdı. İsrail'in ABD'deki mevcut Trump yönetimi üzerindeki etkisi çok büyük.
Trump Putin'le barışınca, ABD'nin en yakın müttefiki İsrail'in de Moskova ile daha yakın ilişki içine girmesinin önü açılacak elbette; Suriye'de Rus askeri üslerinin devam etmesi, ne yapacağı bilinmeyen Şam'daki HTŞ yönetimine karşı İsrail açısından bir "güvenlik sibobu" olacak. Üstelik Rusya'nın Suriye'ye yeniden adım atması, bu ülkedeki Türkiye etkinliğini de büyük ölçüde dizginleyecek; Tel Aviv açısından tam bir kazan-kazan senaryosu.
Hem Suriye'de hem de Ukrayna'daki son gelişmeler Türkiye açısından ciddi ikilemler yaratıyor. Ankara açısından çok dikkatli davranma zamanı…

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Nükleer güce hücum! 10 Mart 2025