Türkiye’nin enerjisine Almanya teknolojisi
Wilo Group’un hikayesi, Almanya’nın Dortmund şehrindeki bir atölyede, Caspar Ludwig Opländer tarafından 1872 yılında kurulan bir demir döküm atölyesiyle başlıyor. Bu atölye, suyun çekilmesi ve hareket ettirilmesi konusundaki ilk adımları atmasıyla uzun yıllar devam eden bir serüvene dönüşüyor.
20. yüzyılın başlarında hidroforlar ve santrifüj pompalar gibi inovasyonlarla su taşıma teknolojisinde yenilikçi işlere imza atan Wilo, bugün 60’tan fazla ülkede, 8 bin 400 çalışanı ile bina hizmetleri, su yönetimi ve endüstriyel sektörler için pompalar ve pompa sistemleri üreten bir teknoloji şirketi.
Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir su teknolojileri konusunda hizmet veren şirketin önceliği, çevre dostu hidrojen santrali yatırımı ve Türkiye’nin stratejik köprü ülke konumunu güçlendirerek, bölgesel ve küresel pazarlarda etkili bir rol oynamak. İstanbul'da kurulacak hidrojen santrali yatırımı Wilo’nun sürdürülebilir su teknolojileri alanındaki gelişiminin yanı sıra, Türkiye’nin yeşil enerji sektöründeki konumunu önemli ölçüde güçlendirecek, jeopolitik ve ekonomik potansiyeline katkı sağlayacak.
700 milyon Euro’dan büyük bir pazara ulaşma fırsatı
Wilo Türkiye Genel Müdürü Altuğ Arkaya ile Almanya’nın Dortmund şehrinde bulunan Wilopark ziyaretinde bir araya geldik.
Arkaya, Türkiye’nin stratejik konumunu ve Orta Asya ile kurduğu köprü rolünü önemsediklerini ifade ederken, Türkiye’deki iş potansiyelinin gelecek dönemde birçok fırsata kapı aralayacağını söylüyor. Arkaya şu yorumları yapıyor: “Türkiye, batının kuralları ile doğunun esnekliğini bir arada yönetebilen bir yapıya sahip. Dolayısıyla, dünyaya yayılmak için stratejik bir köprü ülke konumda.
Aynı zamanda, Türkiye’den 4 saatlik bir uçuşla dünya ticaretinin yüzde 40’ına ulaşılıyor. 1 Ocak itibarıyla Moğolistan, Gürcistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan gibi 9 ülkeyi Türkiye’ye bağlayan bu köprü, 30 milyon Euro’luk bir pazarı temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda genel potansiyele bakıldığında 700 milyon Euro’dan fazla fırsat sunuyor. Wilo, stratejik konumunu en iyi şekilde değerlendirmek için Türkiye’de aktif olarak çalışmalarını ve yatırımlarını genişletiyor. Bina sistemleri ve altyapı projeleri için tasarlanmış su taşıma sistemleri gibi ürünleri ile Türkiye’nin inşaat sektörünün büyümesine katkıda bulunuyor. "
Türkiye’nin ilk tam kapsamlı yeşil hidrojen santrali
Hidrojen enerjisinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden Arkaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bir hidrojen protokolü imzalandığını söylüyor. Protokol kapsamında yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye’den, teknoloji ise Almanya’dan sağlanacak.
Arkaya, şunları söylüyor: "Türkiye’nin jeopolitik potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için çalışıyoruz. Türkiye’nin ilk tam kapsamlı yeşil hidrojen santrali olma niteliğini taşıyan ve İstanbul’daki Wilo Türkiye merkezinin enerji ihtiyaçlarını karşılamak üzere planladığımız santral ile üretime başladıktan sonra ikinci aşamada elde edilen enerjiyi satışa sunmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin genç ve yetenekli iş gücünün değerini biliyor ve yeni iş kolları açarak istihdamı artırmayı hedefliyoruz."
Borussia Dortmund ile “sürdürülebilirlik skoru”
2011 yılından bu yana Borussia Dortmund sponsoru olan Wilo, ortak başarı hikayesi için sürekli olarak çalışıyor. “İş birliğinin belirleyici özelliği, bir hedef belirledikten sonra hiçbir şeyin iş ortaklarını yolundan saptırmaması” felsefesi doğrultusunda çalışan marka, takım olarak sürdürülebilirlik alanında üst düzey performans elde etmeyi de hedefliyor. Dünya çapında ‘50 Sürdürülebilirlik ve İklim Liderinden’ biri olan Wilo, bu küresel girişim ile yeşil ve sürdürülebilir bir geleceği destekleyen uluslararası şirketleri ödüllendiriyor. BVB, Wilo’nun da 2018’den beri taahhüt ettiği Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan ilk Bundesliga kulübü oldu.
Belgede insan hakları, çalışma standartları, çevrenin korunması ve yolsuzluğun önlenmesini kapsayan on ilke yer alıyor. Bu yönergeler Borussia Dortmund ve Wilo’da kurumsal stratejinin, kurum kültürünün ve günlük işlerin ayrılmaz bir parçası. Wilo, Borussia Dortmund’un stadyumu Signal Iduna Park’ı kendi üretimi teknoloji ile donattı. Wilo pompa sistemleri yaz aylarında sahanın yeterli sulanmasını sağlıyor ve kış aylarında saha ısınma sisteminin temel unsuru olarak yeşil çimleri besliyor. Bununla bilikte Wilo ve BVB sürdürülebilirlik ortaklığı kapsamında başarı dolu uzun geçmişiyle sürdürülebilir teknoloji ve spor alanında standartlar belirledi ve geçtiğimiz yıl daha sürdürülebilir bir gelecek için Scoring for Sustainability projesini başlattı.
Yeşil ve akıllı fabrika: Wilopark
Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Dortmund kentinde 300 milyon Euro’luk bir yatırımla kurulan Wilopark hem doğaya hem de iklime saygılı bir yapıya sahip. Yapay zeka teknolojisinden faydalanarak mükemmelleştirilen süreçler, insana olan ihtiyacı minimize eden otonom bantlar ile Wilopark üretimini yeşil enerjiyle yapan ve endüstri 5.0 örneklerini gördüğümüz çağın ilerisinde bir fabrika. Wilo, aynı zamanda bu fabrikada H2powerplant ile kendi kendine yeten bir fabrika olmanın ve yenilenebilir bir enerji tedarik ağının temellerini atıyor.
Atık suyu içilebilir hale getiriyor
Suyun temini ve enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği konuları da Wilo’nun çalışma konuları arasına giriyor. Şirket, suyun taşınmasının ötesine geçerek suyun filtrasyonunu artırıyor ve atık suyu arıtarak içilebilir hale getiriyor. Bu sistem ile yıllık olarak ortalama 55 bin litre suyun arıtılması planlanıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, Almanya’da başladı ve Türkiye’deki fabrikayı bir sürdürülebilirlik vitrini haline getirme amacıyla devam ediyor.
“Suya ve geleceğe” yön vermeyi hedefliyor
Wilo Group; küreselleşme, enerji kıtlığı, iklim değişikliği, kentleşme ve su kıtlığı olarak belirlediği beş megatrend kapsamında çalışmalarını sürdürüyor. 2025 yılına kadar 100 milyon insanın temiz suya erişimini iyileştirmeyi hedefleyen şirket, bu kapsamda, su altyapısına yönelik yenilikçi çözümlerin büyüme oranını yılda yüzde 75 artırmayı planlıyor. Şirketin stratejik hedefi, 2025’e kadar CO2 emisyonlarını 50 milyon ton azaltmak. Bunun için yüksek verimli pompaların kullanımını artırarak yılda en az 18 teravatsaat enerji tasarrufu elde etmeyi planlıyor. Wilo, sadece ürünlerinde değil, toplumsal sorumlulukları kapsamında da su yönetimi ve sürdürülebilirlik alanında önemli bir rol üstleniyor. 2023’ün ilk aylarında meydana gelen deprem felaketi sonrası hızlıca aksiyon alan marka, deprem bölgelerinde temiz su temini üzerine özel ürün geliştirdi.”