Türkiye’nin Afganistan’daki havaalanı hamlesi
Afganistan’da Taliban hükümet kurmakla uğraşırken, Kabil Uluslararası Havaalanını ulaşıma açma planları da devreye girmiş bulunuyor. Türkiye hem bu süreçte hem de havaalanının gelecekte işletilmesinde merkezi bir rol üstlenmek istiyor. Bu satırların yazılmasından kısa bir süre önce Katar’dan gelen bir teknik ekibin tespitlerde bulunduğu ve havaalanının işletilmesinin kısa süre içinde Türkler ve Katarlılardan kurulu bir gruba teslim edilmesi için Taliban’la anlaşmanın sonuçlanmaya yakın olduğu bildiriliyordu. Ülke içi uçuşların birkaç gün içinde başlayacağına dair rivayetler de yaygınlaşmaktaydı. Türkiye Kabil havaalanında öncü bir konuma gelmek için zorlu bir gayret gösteriyor. Acaba istediğini elde edebilecek mi?
Bütün bu tartışmaların içinde olumlu bir nokta var: Türkiye havaalanlarının işletilmesinde yaygın deneyime sahip. Acaba Kabil havaalanını da kısa sürede devreye sokabilir mi?
Uluslararası düzeyde havaalanı işleten Türk firmaları var. Ayrıca Devlet Hava Meydanları İşletmeleri diye bir kamu kuruluşu da var. Görevi ifa etmek açısından bakıldığında, Türkiye’nin Kabil gibi nispeten küçük bir havaalanını işletmek için yeterli kaynak ve donanımlı kadrolara sahip olduğu tartışılmaz. Kritik soru, bu firmaların rejimi dönüştürmek amacıyla hükümet kurmaya çalışan bir hareketin şekillendirdiği güvensizlik ortamında böyle bir hizmeti verip veremeyecekleridir.
Birçok bilinmeyenle karşı karşıyayız. Taliban’ın havalanının işletilmesinde hangi işlevleri üstlenmeyi tasarladığını dahi bilmiyoruz. Örneğin, havaalanının işletmesini üstlenenler kimin geçerli pasaportu veya giriş vizesi olduğu, kimin ülkeye girmesine veya ülkeden ayrılmasına müsaade edilmeyeceği gibi konularda karar vermesi olağan değildir . Bunlar ülkenin resmi görevlilerine ait kararlardır. Ancak, Afgan devlet kurumları şu anda darmadağandır. Son derece mütehavvil bu ortamda havaalanını yöneten şirket veya ekiple, sivil havacılık, hudut denetimleri ve benzeri hizmetleri yapan devlet kurumları arasında sürekli gerilimler çıkmasından endişe ederim.
Taliban ülke topraklarında, Türkiye dahil, yabancı güçlerin bulunmasına karşı. Havaalanında güvenlik nasıl sağlanacak?
Çok iyi bildiğimiz gibi, Taliban ülke topraklarında güvenlik sağlama işini yabancı güçlere bırakmak konusunda son derece isteksiz. Güvenliği sağlamanın ulusal devletin asli yetki ve sorumlulukları arasında olduğunu düşünüyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin de NATO şemsiyesi altında ülkelerinde kalmasını kabullenmeyi düşünmediler, bunu kesinlikle reddettiler.
Pekiyi, eğer yabancı askerler tarafından sağlanmayacaksa, güvenliği kim sağlayacak? Aralarında Türk firmalarının da yer aldığı, güvenlik hizmeti veren bir dizi firma var. Ancak bu firmaların verdiği güvenlik hizmetleri ile Kabil havaalanında ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetleri nitelik itibariyle birbirinden çok farklı. Dolayısıyla, değişik bir güvenlik düzenlemesine ihtiyaç var. Ancak önce Taliban’ın kendi imkanlarıyla Kabil havaalanının güvenliğini sağlayamayacağı fikrini kabul etmesi gerekiyor.
Dünyada güvenlik hizmetleri veren bir takım askeri benzeri örgütler de bulunuyor. Türkiye’de de böyle bir kuruluş var galiba. Fakat bu kuruluşların da havaalanında güvenliği sağlamak gibi bir göreve hazırlıklı olduklarını sanmıyorum. ülkede başlangıçta BM onaylı karma bir askeri gücün, belki de yabancı çalışanlardan oluşan bir “güvenlik firmasının” desteğini alarak görevlendirilmesiö böylece yabancı aker mevcudiyetinin daha kabul edilebilir kılınması akla geliyor. Ama hemen ekleyeyim, sözlerim sadece spekülasyondan ibarettir. Şu anda bildiğimiz tek husus çok zor bir süreçle karşı karşıya olduğumuzdur.
Türkiye uzun zamandır, aylardır, havaalanının denetimini eline almak için mücadele ediyor. Neden?
Sefaretler bir yana bırakılacak olursa, uygulamada bir tür uluslararası mevcudiyete ihtiyaç duyulan tek mekan havaalanıdır. Neden Türkiye sorusu için bağlamı incelemek gerekiyor: Türkiye kendi bölgesinde tecrit edilmiş durumda; NATO dahil birçok camiada dışlanıyor. Son aylarda bozulan ilişkilerini, örneğin Amerika ve AB ile ilişkilerini düzeltmek ihtiyacını hissediyor. Nitekim, NATO güçlerinin çekilmesi sırasında Türk birliği çok yardımcı oldu. Türkiye şimdi de, özellikle Batılı ortakları nezdindeki imajını düzeltmek için, havaalanını işletmek sorumluluğu üstlenmek istiyor olabilir. Aslında, tahliye sırasında sağladığı güvenlik nedeniyle bazı Amerikan yetkilileri şimdide Türkiye’ye yaptığı olumlu katkılar nedeniyle teşekkür etmiş bulunuyorlar.
Kabil havaalanının işletmesini üstlenmek Türkiye’ye, Müttefikleriyle ilişkilerini düzeltmek yanında, Afganistan’da merkezi bir rol de verebilecektir. Afganistan’da kim iktidar olursa, tüm ülkeler o iktidarla ilişkide bulunmak mecburiyetinde kalacaklardır. Bu durumda, Afganistan’la ilişki kurmak isteyen, müttefikleri dahil tüm ülkelerin, Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duymaları beklenebilir. Böylelikle Türkiye sadece tahliye sırasındaki katkıları ile değil, dünya ülkeler camiasına bu vazgeçilmez hizmeti sunmaktan dolayı da kazançlı çıkabilir.
Son olarak, Türkiye önemli bir bölgesel aktör olarak görülmeyi istemektedir. Kabil havaalanı vesilesiyle Türkiye sadece müttefikleri nezdinde değil, aynı zamanda Çin ve Rusya karşısında da anahtar bir oyuncuya dönüşebilecektir. Belki haklı belki de yersiz olarak, Taliban gibi radikal bir İslamcı rejimi etkileyebileceğini ve frenleyebileceğini göstererek, Türiye güvenlik ve istikrar sağlayıcı rolünü yeniden inşa edebileceğine inanmaktadır.