Türkiye’de geliştirdiğimiz sigortacılık programı 45 milyon dolar ciro yaptı
ULUSLARARASI danışmanlık şirketi EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, EY Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü Şirket Ortağı İlhami Koç, aynı bölümün sorumlu ortaklarından Orçun Makal ve Optimum Danışmanlık Kurucusu, EY’ın çözüm ortağı Cengiz Göğebakan’la durum değerlendirmesi yaptı.
Canoğulları, önce 2021’i anımsattı:
- Geçen yıl bizi frenleyen eleman konusu oldu. Geçen yıl yüzde 45 büyüdük. Eğer personel ihtiyacımızı zamanında karşılayabilseydik büyüme oranımız yüzde 65-70’i bulurdu.
İstanbul Kartal’da bir “hub” (merkez) açtıklarını irdeledi:
- Rutin işlerimizin yüzde 15-20’sini oraya aktardık. Kartal’daki personel sayısı 170’i buldu.
Anadolu’da ofis açma adımlarına iki kent daha eklemek üzere olduklarını vurguladı:
- Adana’da ofis açıyoruz. Sırada Antalya var. Turizme dönük danışmanlık hizmetlerini Antalya’ya kaydıracağız.
Geçenlerde Hakan Güldağ’la birlikte EY Türkiye’nin merkez ofisine gittik, Metin Canoğulları başkanlığındaki aynı ekiple sohbet ettik.
Canoğulları, uzaktan çalışmanın giderek yaygınlaşmasıyla farklı fırsatların ortaya çıktığını kaydetti:
- Türkiye’den Kanada’ya, Avustralya’ya projeler yapabiliyoruz. Bu şekilde 7-8 proje tamamladık. Bir anlamda hizmet ihracatı yapıyoruz.
Söz, EY Türkiye’nin yurtdışına hizmet vermesinden açılınca geliştirdikleri bir yazılımı anımsadı:
- Buradaki ekibimiz sigorta şirketlerine dönük bir program geliştirdi. Program için 1 milyon dolar dolayında harcadık. Programı EY Global’e anlattık, “Her ülke bunu satın alsın” kararı çıktı. Dünyada 40 dolayında şirkete bu programı sattık.
Sigortacılıkla ilgili programdan elde ettikleri geliri merak ettim, şu hesabı yaptı:
- Program şu ana kadar 45 milyon dolarlık ciro sağladı. Onun yüzde 25’i bize geldi. Programı satın alanlar her ay para ödemeyi sürdürüyor.
Bu dönemde en çok yaptıkları işlere işaret etti:
- En çok yaptığımız iş, şirketlerde, işletmelerde verimlilik konusunu geliştirmek.
Halka arzlarda da bu yıl hareket olduğuna dikkat çekti:
- Eskiden Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), şirketleri halka açılmaya ikna etmek için kampanyalar yapardı. Bu yıl finansmana erişim zorlaşınca halka arzlar da arttı.
Şu noktanın altını çizdi:
- Yabancı private equity (özel sermaye) şirketleri, yatırım yaptıkları şirketlerde düşündükleri dönemde çıkamadı. Halka arzlar, private equtiy’ler için de çıkış yolu oldu.
İlhami Koç, 2008 global finans krizi dönemine uzandı:
- Uluslararası private equity şirketleri, dünyada birçok ülkede 2008 krizi sırasında para kaybetti. Türkiye’den kazançlı çıkmışlardı. Şimdi durum öyle değil. Türkiye’de de para kaybediyorlar.
Bu yılki birleşme-satın alma danışmanlıklarına dikkat çekti:
- Bu yıl şimdiye kadar 7 birleşme-satın alma işlemi tamamladık.
EY gibi uluslararası danışmanlık şirketleri, genelde iç pazara dönük çalışıyor, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere hizmet veriyordu.
Sigortacılık sektörüne dönük geliştirilen programın EY Global’e pazarlanması, uzaktan çalışmayla Türkiye'den dünyaya hizmet verilmesi, bu sektörün de ihracat potansiyelini ortaya koyuyor…
ABD’de 1 milyar dolarlık yatırıma 200 milyon dolarlık teşvik var
EY Türkiye Ülke Başkanı Metin Canoğulları, Türkiye’deki bazı şirketlerin, grupların dış gelirlerini artırmak için bazı işlerini yurt dışına taşıdığını belirtti:
- Örneğin danışmanlık hizmeti verdiğimiz gruplardan biri ABD’ye yatırım kararı aldı. Yatırım için düğmeye de basıldı. Bu grupla ilgili çalışmalar vesilesiyle ABD’nin yatırım çekmek için çok ciddi boyutta teşvik verdiğini gördük.
ABD’nin verdiği teşviklerin boyutunu şöyle örnekledi:
- Hizmet verdiğimiz şirketin ABD’ye dönük yatırımı 1 milyar doları bulacak. Yaptığımız hesaplara göre bu yatırım için ABD’de merkezi ve eyalet yönetiminin teşviklerinin boyutu 200 milyon doları bulacak.
Yapay zeka önceden görecek, iş kazasını ‘sıfır’a indirecek
TÜRKİYE İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol, “Ortak Paylaşım Forumu”nda TİSK Mikrocerrahi Vakfı’nın desteklerinden örnekler verdi:
- Vakfımız 200’ü aşkın tıp öğrencisini bursla destekliyor. Pırıl pırıl gençlerimize doktorluk yolunda önemli katkıda bulunuyor.
Doğu Anadolu’dan burs verdikleri bir kız öğrencinin öyküsünü ekrana yansıttıktan sonra ekledi:
- Tıp öğrencilerine verdiğimiz aylık burs bin 750 lira. Burslarımız her yıl 10 ay boyunca veriliyor. Yarının sağlıkçılarına inanıyoruz. Onlara burs desteğimiz artarak devam edecek.
TİSK Mikrocerrahi Vakfı’nın iş kazalarını sıfıra indirmeye dönük projesini de anlattı:
- Çalışanlarımızın tırnağının bile zarar görmesini istemiyoruz. Bu nedenle iş kazalarını sıfıra indirme hedefiyle bir proje başlattık. TİSK Mikrocerrahi Vakfı, 70 milyon lira harcamayla üyemiz işyerlerine yapay zekaya dayalı iş kazalarını önleyecek bir sistem kuruyor.
Konuyu şöyle açtı:
- Üretim bantlarındaki sensörler, kameralar vasıtasıyla yapay zeka iş kazalarını yakın izlemeye alacak. Hangi davranışların, üretim bandındaki hangi aşamanın iş kazasına davetiye çıkardığını görecek. Böylece, o noktalarda önlem alınması sağlanacak.
Ardından ekledi:
- İşletmelerde iş kazası risklerini önceden belirleyip önleyecek bu programla yılda 500 binden fazla çalışanın iş güvenliğine destek olmayı hedefliyoruz.
Bartın’da yaşanan, 41 kişiyi aramızdan alan grizu patlamasını duyduğum an Özgür Burak Akkol’un konuşmasını anımsadım.
Fabrikalarda iş kazalarını önceden görebilecek, dolayısıyla önlenmesinin yolunu açacak teknolojinin bir benzeri maden ocaklarında hayata geçirilemez mi?
Maden ocaklarında teknolojinin devreye girmesi için daha ne kadar can kaybı yaşayacağız, yüreğimiz yanacak?