Türkiye'de evden çalışabilenlerin oranı sadece yüzde 21

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

OECD'nin "Karantina Döneminde Uzaktan Çalışma Yeterliliklerinin Bölgelere Göre Maliyet Etkisi" raporunu yorumlayan OECD Ekonomisti Cem Özgüzel ve Bölgesel Analiz ve İstatistik Bölüm Yöneticisi Paolo Veneri, "İşgücünün eğitim seviyesi arttıkça, uzaktan çalışmayı mümkün kılan işlerin oranı da artıyor" diyor.

OECD tarafından yayımlanan “Karantina Döneminde Uzaktan Çalışma Yeterliliklerinin Bölgelere Göre Maliyet Etkisi” raporu, COVID-19 sürecinde gündeme gelen uzaktan çalışmaya geçiş kapasitesinin Türkiye'nin de içinde bulunduğu 27 ülkeye yönelik bir değerlendirmesini sunuyor.

Rapor, uzaktan çalışmaya uygun işlerin ve çalışanların çoğunun büyükşehirlerde olduğunu ortaya koyuyor. Şehirlere detaylı olarak bakıldığında, sermayenin yoğun olduğu büyükşehirlerin, uzaktan çalışmaya uygunlukla ilgili ülke ortalamasının 9 puan üzerinde olduğu görülüyor. Raporun ortaya koyduğu önemli bir veri de, işgücünün eğitim seviyesi arttıkça, uzaktan çalışmayı mümkün kılan işlerin oranının da artıyor olması. Raporu hazırlayan ekipte yer alan OECD Ekonomisti Cem Özgüzel ve Bölgesel Analiz ve İstatistik Bölüm Yöneticisi Paolo Veneri'den raporun genel değerlendirmesini dinledim:

Türkiye uzaktan çalışmada OECD ülkelerinin gerisinde

“Yaptığımız çalışma evden çalışma potansiyelinde ülkeler arasında önemli farklar olduğunu gösterdi. Birleşik Krallık, Hollanda veya İsviçre'de çalışanların yüzde 40'tan fazla bir kısmının evden çalışması mümkünken, bu rakam Türkiye, Slovak Cumhuriyeti veya Romanya'da yüzde 30'un altında. Genelde büyük şehirlerde evden çalışmaya müsait mesleklerin daha yoğun olduğunu görüyoruz. Örneğin, Paris, Londra ve Stockholm'de çalışanların yüzde 50'den fazlası evden çalışmaya müsait işlerde çalışıyor ve bu rakamlar ülke ortalamalarının üstünde. Türkiye'de çalışanların yüzde 21'inin evden çalışması mümkün. Bu oran diğer OECD ülkelerine göre düşük.”

Eğitim seviyesi arttıkça, uzaktan çalışmayı mümkün kılan işler de artıyor

“Kişinin evden çalışma potansiyelini temelde yaptığı meslek belirliyor. Örneğin fiziki güç veya insanlarla etkileşim gerektiren mesleklerin, uzaktan yapılması mümkün değil. Buna karşılık, bilgisayar, telefon ve internet bağlantısına ihtiyaç duyan mesleklerin uzaktan yapılması çok daha kolay. Genelde, bu tip meslekler yüksek eğitim seviyesi gerektirmekte. Bölgeler ve ülkeler arasında uzaktan çalışabilme potansiyelindeki farklar, işgücünün eğitimsel kompozisyonundaki farkları da yansıtıyor. İşgücünün ortalama eğitim seviyesi arttıkça, yapılan işlerin içeriği değişiyor ve karmaşıklaşıyor. Bu, uzaktan çalışmayı mümkün kılan işlerin oransal artışına neden oluyor.

Ekonomik daralmayı hafifletiyor üretimin devamlılığını sağlıyor

“Evden çalışmak, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemlerde ekonomik daralmanın etkisini hafifletmeyi ve de ekonomik üretimin devamlılığını sağlamak açısından bir imkan teşkil ediyor. Bu imkandan faydalanılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekiyor. İlk olarak şirketlerin ve çalışanların uzaktan çalışabilmesi için güvenilir ve hızlı internet altyapısının olması gerekiyor. İkinci olarak, çalışanların evden işlerini sürdürmeleri için asgari dijital ekipmana ve de bu ekipmanları kullanmayı mümkün kılacak beceriye sahip olmaları gerekiyor. Tabii ki çalışanların, evden çalışmaya uygun işlerde çalışıyor olması gerekiyor. Eğitimli bir işgücünün varlığı bu şartları önemli bir ölçüde yerine getirmek için yeterli olmakla beraber, ekonominin yapısı da bu tip mesleklere olan talebi belirleyeceği için önemli.”

Süreç uzarsa, kırsal bölgelerin önemi artabilir

"Evden çalışılabilme potansiyeli açısından bakıldığında sektörler arasında önemli farklar mevcut. Eğitim, bilimsel aktiviteler, finans veya iletişim ve bilişim faaliyetleri evden çalışmaya en müsait olan sektörler. Buna karşılık sanayi, tarım ve inşaat sektörleri evden çalışmaya en az müsait alanlar. Öte yandan evden çalışma potansiyeli, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde ve şehirlerde daha yüksek. Evden çalışma sayesinde, diğer bölgelere oranla şehirler üretimlerinin daha yüksek bir kısmını sürdürme şansına sahip gibi görünüyor. Fakat yaşadığımız bu kriz mevcut düzenin tekrardan değerlendirilmesini ve evden çalışma sürekli hale gelirse, kırsal bölgelerin önem kazanmasını mümkün kılabilir. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemde, kırsal bölgeler temel gıda ve hizmetlerin sağlanması konusunda önemli bir rol oynadı. Uzun vadede, kırsal bölgelerin bu değişimden faydalanması mümkün. Bunun gerçekleşmesi, kırsal bölgelerde hızlı ve güvenilir internet altyapısının bulunması ve eğitimli işgücünün bu bölgelere çekilebilmesine bağlı. Krizin ekonomik ve sosyal maliyetinin giderilmesi için geliştirilecek politikaların bu farkları göz önüne alması, özellikle de krizinden daha sert etkilenen bölgelerin geriye düşmesinin engellenmesi açısından önemli."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar