Türkiye YEP sürecine nasıl geldi?
Düşük Faiz, Yüksek Kur… Yeni Ekonomi Politikası (YEP) böyle özetleniyor ve kubbesini taşıyan 4’lü fil ayakları; üretim, ihracat, yatırım ve istihdam diye tanımlanıyor. YEP’in dayandığı iktisat teorilerini savunan metinlere bakıyoruz; gördüğüm, “yüksek faiz, düşük kur” tezine reddiye olduğudur.
Peki, bu teze neden ihtiyaç duyuldu? Bu soruya cevap verebilmek için bu duruma nasıl geldiğimize bakmak, yeni yolu anlamada bize yardım edebilir. 2018’deki kur atağıyla birlikte, yüksek kur-düşük faiz, zihinlerimize kazınmış, sıkı para politikası ve enflasyon vurgusu ile anılır olmuştu.
Ancak ihracatı rekora taşımak için rekabetçi kur kavramı yeşertildi. Sanayi şirketleri bu dönemde atağa kalktı ve tarihleri boyunca en yüksek kâr ve ciro rakamlarına ulaştılar. Doğal olarak bu süreç, enflasyonu da tırmanma şeridine yerleştirdi.
Sahneye salgın dâhil olunca…
Pandemi, öncesinde bilmediğimiz bir süreçti. Tüm dünyada dengeleri alt üst eden, enflasyon canavarını uyandıran, ekonomileri kapatan bir sorun… Türkiye’nin bundan etkilenmesi kaçınılmazdı. Ancak Türkiye’yi tedarik zincirinde önemli halka haline getiren de bizzat Covid oldu.
Sanayi, salgına rağmen büyümeyi sürdürdü, bu süreçte tüm dünyada faizler düşük seyretti fakat faiz yükseltilme sürecine geçildi. Tam da bu noktada biz faizleri indirmeye başladık. Yetmedi, AB süreci aksadı, demokratik alandaki gelişmeler, ülkeyi negatif ayrıştırmaya başladı.
İKİ SORU İKİ CEVAP
YEP modeli nasıl hayat bulacak?
Bunun uygulayıcısı Merkez Bankası ve oyuna katılmak zorunda olan Hazine ve Maliye… Enflasyonla mücadele bir kenara bırakılıp tüm enerji, büyümeye verilecek. Yüksek büyümenin en az 4-5 çeyrek sürdürülmesi halinde istihdamda büyük iyileşme sağlanması umuluyor.
Yatırım olmadan istihdam sağlanır mı?
Sürdürülebilir büyüme başarılırsa (ki YEP’in temel tezi bu) yatırımlarda belirgin artış beklenebilir. Nitekim kur geçişkenliği ile Türkiye varlıklarının ucuzlaması, ülkeye fon gelişini hızlandırıyor. Burada sorun, şirketlerimizin ve ürünlerimizin çok ucuza gidiyor olmasıdır.
NOT
PUSULANIN ÖTEKİ UCU İLE YOL ALMAK
Yeni Ekonomi Politikası, uygulana gelen “Yüksek Faiz, Düşük Kur” düzenine karşı itiraz niteliğinde… Bir bakıma IMF reçetelerine karşı duruş gibi… Hal böyle olunca YEP’in teorisi, pusulanın IMF kuzeyini gösteren mavi ucu yerine, tam aksini işaret eden beyaz ucu rehber ediniyor.
Aslında yüksek faizi hiç kimse istemez. Ama aşırı yüksek kuru da ihracatçı dâhil hiç kimse istemez. Eğer referansı pusulanın öteki ucundan alırsanız, yol boyu çıkabilecek yeni ve farklı engellere çözüm bulmanız da gerekecektir.
Bu yüzden YEP’in altının doldurulması için ev ödevi yapmalıyız. Aksi halde YEP’in teorisyeni olduğunu savunanların; “MB’nin faiz indirmesinden sonra iktisatçılar ve muhalefet tarafından piyasada yaratılmaya çalışılan kaosun pratik ve teorik karşılığının olmadığıdır” söylemiyle yetiniriz.