Türkiye yaklaşan yeni dalgayı kaçırmamalı
COVID-19’un sebep olduğu sosyal ve psikolojik tahribatların yanında yarattığı ekonomik sonuçlar ve kaos 2008 küresel finans krizini aratmayan nitelikte. Emtia fiyatlarındaki artış, yüksek enflasyon, yaklaşan resesyon, çip krizi, tedarik zincirindeki kırılmalar, hava yollarındaki grevler ve enerji dar boğazı yaşanan buhranın birkaç göstergesi. Hasarın boyutlarını krizin tam ortasındayken anlamamız mümkün değil. Etkileri birkaç yıl daha sürecek bu global alt üst oluş sonrası normalleştiğimizde fotoğrafı çok daha iyi göreceğiz. IMF’ye göre her ülkenin krizden çıkış süreci ve reçetesi farklı olacak fakat ben genel olarak 2024 ve 2025 itibari tüm dünyada yeni bir büyüme dalgasının yaşanacağını düşünüyorum.
Türkiye bu yeni döneme hazır mı?
Joseph Schumpeter yaratıcı yıkım kavramı ile ülkeleri dönüştüren ekonomik büyümelerin uzun yıllar süren inovasyon dalgaları ile mümkün olduğunu söyler. Şimdiye kadar bu teorinin tersi yönünde daha güçlü bir kuram çıkmadığı gibi Shumpeter’in iş/ekonomi döngüleri (business cycles) sürekli geliştirildi. Her dalga bazı endüstrileri yukarı çekerken bazılarını çökertti. Sanayi devrimi ile 1785 dolaylarında başlayan 1. Dalga, 2020 itibari ile 6. Dalgaya evriliyor. 2. Dalgaya buharlı makineler neden oldu. Başat endüstri, demir/çelik oldu. Demir yolları ve trenler büyük şehirler yarattı. 1900 itibari ile Ford’un seri üretimi başarması ve elektriğin yaygınlaşması ile 3. Dalga başladı. Dominant endüstri, otomotiv ve kimya oldu. 1950 sonrası havacılık ve uzay teknolojileri hayatımızı değiştirmeye başladı ve 4. Dalga doğdu. Elektronik, petrokimya ve havacılık yükselen sektörler oldu. 1990 itibari ile ama özellikle 2000 yılların başında internetin yaygınlaşması ile tam bir iletişim devrimi yaşandı ve 5. Dalga ortaya çıktı. Yazılım, network, telekomünikasyon ve bilişim dünyayı şekillendiren sektörler olmaya devam ediyor. Dünyada 6. Dalga’nın sesleri duyulmaya başlandı. Krizler ve ekonomik buhranlar mevcut dalganın ömrünü kısaltır ve yeni inovasyon dalgasına yer açar. Çünkü yeni bir yaratıcı yıkım yaşanıyor demektir. İnsanlığın yeni bir tarihsel döneme girdiği aşikâr. COVID-19, bu süreci hızlandırdı ama daha çalkantılı kıldı. Her dalga bazı ülkeleri öne çıkartır. İngiltere, Hollanda gibi ülkelerin 1.Dalga, ABD’nin seri üretim bandına yaslanan 3. Dalga, Japonya’nın elektroniğe dayalı 4. Dalga, Kore’nin 5. Dalga ile çıkış yaptığını göz ardı etmeyelim.
Acaba 6.Dalganın yükselen ekonomileri nereler olacak? Her dalga bazı endüstrileri öne çıkarırken tüm dalgalar ulaşımı, iletişimi, mobiliteyi genel olarak fiziksel ve dijital erişebilirlik ile bilginin difüzyon hızını artıran inovasyonlar üzerinden ivmelenir. 6. Dalga’nın başat sektörleri ve ana temaları halen tartışılıyor ama ben temel prensibimin değişeceğini düşünmüyorum. Bilgi, iletişim ve ulaşım hızımızı artıracak tüm alanlar diyebiliriz. Bu tarife en güçlü aday elbette Blockchain ve Web 3.0. Drone ve robotlar yine oyun kurucu olacak. Her dalga ortaya çıkarken dünyanın o anki koşullarının, kısıtlarının, fırsatlarının ve ihtiyaçlarının etkisinde şekillenir. Dolayısı ile 6. Dalgaya, insanlığın içinden geçtiği çevresel, sosyal ve sağlık darboğazlardan dolayı sürdürebilirliği eklemek lazım. Sürdürülebilirliği sadece ekolojik kaygılar ve yerkürenin yaşanabilirliği anlamında kullanmıyorum, aynı zamanda insan neslinin devamı bağlamında ifade ediyorum. İnsanlığın yeni virüsler ve sağlık krizleri ile karşılaşması yüksek olasılık. Bu bağlamda 6.Dalgada biyoteknolojinin başat sektörlerden birisi olması şüphesiz. Sürdürebilirlik başlığı altında yenilebilir enerji bir başka önemli sektör.
Enkazın tozu dumanı kalktıktan sonra 2025 itibari ile tüm dünyada müthiş bir yükseliş yaşayacağımızı öngörmek zor değil. Önümüzdeki çok kritik birkaç yılı heba etmeden 2025 ve sonrasına hazırlanmalıyız. Bu dalga kaçmış değil. Türkiye elektrikli araçlara yatırım yaparak bu dalgaya güzel bir sörf yaptı ama rüzgârı büyütmek için fazlası gerekli. Siyasal ve ekonomik çalkantılardan uzak, hukuki alt yapısını güçlendirmiş, özgürlükleri temin etmiş, sosyal barışı tesis etmiş, kurumlarını güçlendirmiş bir ülke olarak yeni bir hikâye yazamazsak maalesef 6. Dalga da kaçar! Bunun sonuçlarını düşünmek dahi istemiyorum. Bu güzel ülkeye ve insanlarına çok yazık olur…