Türkiye varlıkları pozitif ayrışmaya devam eder mi?

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI

Sakin Fed toplantısı sonrası çift yönlü oynak bir piyasa görüyoruz. Güçlü şirket karları, vaka sayılarındaki azalma, Çin’in piyasaları sakinleştirme çabası, doların zayıfl aması piyasaları desteklerken, Cumhuriyetçilerin ABD borsalarında işlem gören Çin şirketleri hakkında soruşturma açılsın önerisi teknoloji şirketlerini baskılıyor.

Türkiye varlıkları dünyayı yenmeye devam ediyor. MSCI Türkiye temmuz ayında yüzde 6 yükselerek gelişmekte olan piyasaları yüzde 13 yendi. Devletin şirketlere müdahalesi nedeniyle yüzde 14 değer kaybeden Çin hisseleri hariç tutulduğunda Türkiye gelişmekte olan piyasaları yüzde 9 yendi. Ucuz değerlemesi dışında temmuz ayında Türkiye hisselerini destekleyen dört temel dinamik sayılabilir:

i. Avrupa’daki toparlanma ve turizmin canlanması sayesinde ekonomide dışa dönük dengelenme.

ii. Sınırlı ekonomik ilişkisi ve düşük korelasyonu (yüzde 30 civarı) sayesinde Çin dalgasından etkilenmemesi.

iii. ABD tahvil faizlerinin gerilediği ve doların zayıfl adığı bir ortamda Merkez Bankası’nın Türk Lirasını destekleyen sıkı para politikasının sürdürüleceği mesajı.

iv. Çin, Güney Afrika, Brezilya, Rusya, Peru, Şile gibi büyük gelişmekte olan piyasaların jeopolitik, politik ve salgın kaynaklı riskler nedeniyle gerilemesi.

Temmuz ayındaki başarılı performans ağustos ayında sürdürebilir mi?

Bu sorunun cevabı, salgına karşı sağlanan başarının sürdürülmesine, küresel risk iştahının seyrine ve Ankara’nın izleyeceği ekonomi politika ve dış politikalara bağlı.

Son dönemde vaka sayısındaki artışa rağmen Türkiye salgına karşı başarılı bir mücadele veriyor. Mevcut tempo sürdürülebilirse ekim sonu, kasım başı gibi yüzde 75’lik çift doz aşılanma seviyesine ulaşılabilir. Dolayısıyla salgının yeniden hızlanacağı kış dönemine aşı kalkanıyla girebiliriz.

ABD tahvil faizlerinin düşük seyrettiği, doların zayıfl adığı ve Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını sürdürdüğü bir ortam Türkiye varlıklarını destekliyor.

Değerlemelere göre çok ucuzuz. Temmuz ayındaki yükselişe rağmen MSCI Türkiye sene başından beri yüzde 18 kayıpla halen en çok kaybettiren gelişmekte olan borsalar arasında yer alıyor. Fiyat kazanç, firma değeri faiz vergi amortisman öncesi kar, piyasa değer defter değeri gibi çarpanlara göre yapılan karşılaştırmalar gelişmekte olan piyasalara göre yüzde 40- yüzde 50 civarı ucuz olduğumuzu gösteriyor.

Ekonomide dışa dönük dengelenme ile Türk Lirası’nın değer kazandığı, Ankara’nın piyasa dostu politikalar izlediği bir senaryoda Türkiye varlıklarının değer kazanması için çok yeri var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar