Türkiye sanayi ile ayakta duruyor

Sanayide yükselen ivme, enflasyona, kura, salgına rağmen korunuyor. Salgın döneminde tedarik zinciri değişimi ile öne çıkan Türkiye sanayisi makroekonomik verilerdeki bozulmalara inat; yükselişte. TÜİK verilerine göre sanayi üretimi Kasım’da %11,4 arttı ki bu çok iyi bir haber…

Yapılan anketlerde, Kasım ayı takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yıllık medyan tahmini %8,2, arındırılmamış sanayi üretimi medyan tahmini ise %4 artış yönünde oluşmuştu. Kur ve faiz hareket etkisinin sanayi üretimindeki ivmeyi bozamadığı görülüyor.

NORMALE DÖNÜŞ ETKİLİ

Detaylara baktığımızda; İmalat sanayiinde aylıkta bazda %3,8, yıllıkta ise %12,5’lik büyüme gerçekleşti. Elektrik, gaz, buhar grubunda ise aylıkta  %0,4, yıllıkta büyüme %4 oldu. Sermaye malı %7,2, dayanıklı tüketim malı %5,1, dayanıksız tüketim malı %3,5 ve ara malı %2,1 oranında arttı.

İlgili kalemlerdeki yıllık değişimlere bakıldığında ise; ara malı %14,4, dayanıksız tüketim malı %13,6, dayanıklı tüketim malı %12, sermaye malı %5,8 ve enerji %4,3 yükseldi. Bu da ekonominin içinden geçtiği darboğazda ülkeyi ayakta tutan en önemli dinamiğin sanayi olduğunu gösteriyor.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Sanayide Türkiye büyüme ivmesini korur mu?

Pandemi süreci ile yakalanan avantajlar var. Bu nedenle olumlu seyir sürebilir. Ancak aynı kârların korunması zorlaşacaktır.

Sanayici için en büyük risk şu anda nedir?

Öngörülmezlik, en büyük risk... Ülkenin kredi risk primi (CDS) 581 seviyesinde ve yatırım ikliminin zor olduğuna işaret ediyor.

NOT

SANAYİNİN ÇARKINA KUR ÇOMAĞI SOKMA, YETER…

Kur, faiz ve enflasyon üçgeni üretim maliyetlerini artırarak sanayi şirketlerinin kârlarını olumsuz etkileyebilir. Dolarda yükseliş eğilimi sürerken riskler yüksek. Yabancı portföy çıkışı sürüyor.

Halk dolarize. Politika faizi iniyor, kur korumalı mevduatla faiz örtülü artıyor. Artan ücretler maliyet kalemlerindeki tırmanış, sanayici için kolay bir döneme işaret etmiyor. Üreteceğiz ancak daha az kazanacağız.

Türkiye ekonomisi, ince buz tabakası üzerinde hızla gitmek zorunda olan kayakçı gibi… Buz tabakasının kalınlığı, sanayinin üretimdeki payı… Yavaşladığında suya gömülmemiz ise sanayi katmanının henüz yeterince kalınlıkta (dayanıklılıkta) olmamasıdır.

Bu da bize sanayinin, sanayicinin; tıpkı ihracatçı ve turizmci gibi ihtimamla korunması gerektiğini gösteriyor. Hiç değilse sanayicinin çarkına kur çomağı sokmasak ne iyi olurdu…