Türkiye otomotivinde dev adım

Okan ALTAN
Okan ALTAN OTOMOTİVİN İÇİNDEN

Toyota Motor Manufacturing Türkiye TMMT yani Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye, üretim faaliyetlerini gerçekleştirdiği Sakarya’daki fabrikasında Türkiye otomotiv endüstrisine ve sürdürülebilir geleceğe yönelik büyük bir adım daha attı. Yeni nesil Toyota C-HR ile Toyota’nın Avrupa’daki tesislerinde ilk şarj edilebilir otomobil ve batarya üreten fabrikası unvanını alan şirket, Toyota’nın Avrupa operasyonlarında elektrifikasyon dönüşümünün merkezi haline geldi ve Türkiye’yi hibrit otomobil üretim üssü haline getirdi. Tüm proje hazırlık süreci TMMT mühendisleri ve çalışanları tarafından yürütülen ve C-SUV segmenti yeni Toyota C-HR, Toyota yeni global platformu TNGA-2 üzerinde hibrit ve şarj edilebilir hibrit PHEV versiyonlarıyla 308 milyon Euro ilave yatırım ile üretilmeye başladı.

Okyanusya Bölgesine de ihracata başladıklarını anlatan TMMT CEO’su Erdoğan Şahin, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’nin Avrupa’da lider olduğunu ve tüm Toyota dünyasında öncü fabrika rolünü daha da pekiştirmeye devam ettiğini belirtiyor, “Bu başarıyla Türkiye’nin otomotiv alanındaki liderliğini ve stratejik rolümüzü bir kez daha vurguluyoruz. Yenilikçi ve sürdürülebilir üretim yöntemlerimizle, hem yerel hem de küresel ölçekte sürdürülebilirlik hedeflerimize katkı sağlıyoruz.’’ diyor.

Son teknoloji ve güvenlik sistemleriyle donatılmış 75 bin adet kapasiteli yeni batarya hattıyla TMMT, bu alandaki yetişmiş nitelikli iş gücü ve sahip olduğu bilgi birikimi ile diğer Toyota fabrikalarının elektrifikasyon dönüşümünü destekliyor ve Toyota’nın Avrupa’da Sıfır Karbondioksit hedefl erine katkı sağlıyor. 280 bin kapasitesinin yüzde 80’ini kullanan, Corolla Sedan ve C-HR modellerinin 2022’de 222 bin, 2023’te 214 bin üretim yapmış ve 2024’te de 216 bin üretim planlayan fabrikanın pres, kaynak, boya ve montaj kısımlarının yanında kalite, üretim kontrol, üretim mühendislik ve sistem geliştirme merkeziyle de Türkiye’nin en nitelikli otomobil fabrikası, Toyota’nın da küresel üretim ağı içinde çok önemli rolüyle, stratejik planlamalarının bir parçası olarak Avrupa pazarına odaklı üretim yapan ve Avrupa’daki en büyük üretim üssü…

Kuruluşunda kapasitesi 50 bin olan Toyota fabrikası, 2002 yılında Corolla sedan ihracatıyla beraber büyütülürken 170 bine ulaşan yükselen üretim kabiliyeti, 2016’dan sonra 3 vardiyayayla üretime giren CHR’la beraber 280 bin adetlerine kadar çıkmıştı. Fakat, ihtiyaçlar doğrultusunda mevcut bina içerisinde ekipman modifikasyonlarıyla ilgili yatırımla 350 bine çıkmalarının mümkün olduğunu da belirten, 32 yıllık Toyota birikimine sahip Erdoğan Şahin, Avrupa pazarında tam elektriklilerin olgunlaşma süreci tamamlandığında, eğer elektriklilerin hangi segmentlerde geliştiği de belli olursa, Toyota’nın Türkiye’de tam elektrikli üretmesi düşünülebilir, “Elbette ekonomik ölçeğin de sağlanması gerekiyor” diyor. “100 binlik bir modeli pazarlayacağınız pazarın olgunlaşmasını Toyota’nın görmesi gerek. Eninde sonunda fabrikamız, elektriklilere geçecektir. Sadece zaman meselesi… Fakat, bizim için şu anda önemli olan volümüzü arttırıp, ihracatı yani katma değerimizi arttırmak.”

Toyota’nın Türkiye’de ürettiği araçlardaki yerlilik oranının hacim olarak yüzde 90’lara vardığını, değer olarak da yüzde 52 yerliliğe ulaştıklarını da belirten Şahin, büyük bir kısmının yerli olmayan e-motorlar, radarlar, kameralar gibi elektronik parçalardan kaynaklanan bileşenler hariç, Türkiye’den tedarik edebildikleri her şeyi aldıklarının altını çiziyor. Hibrit aksamdaki bataryalardaki kabloların bile 14 farklı parçanın yerel tedarikçilerden geldiğini, sadece 1.8 motoru İngiltere’den ve diğer 2.0 ile 1.5 litrelik motorlarla tüm şanzımanları Polonya’dan aldıklarını söylüyor. “Fakat, radar gibi elektronikleri yapan, tek noktadan üretim yaparak ölçek sorununu ortadan kaldıran global tedarikçilerin kullanılması da gerekli. Biz her modelle beraber birkaç tedarikçiyi Türkiye’ye getiriyor, en yakınımızdan diğer oyunculara da üretim yapmaları için fırsat veriyoruz.”

Corolla sedanın da İspanya, İrlanda, Finlandiya, İzlanda ve Polonya gibi ülkelerin ardından Irak ve Kuzey Afrika’ya da ihraç ettiklerinin bilgisini veren Şahin, “Plug-in hybrid C-HR projemizi rekor sürede devreye aldık. Özellikle batarya temini ve güvenlik önlemleri konusunda çok detaylı çalışmaları başardık. İlk üretime başladığınızdan maksimum kapasiteye çıkma ölçeğinde de, sıfırdan 550 üretime iki hafta gibi kısa zamanda çıktık. Bunu yapabilecek fabrikanın belli bir yetkinliğe sahip olması lazım. Biz de buna sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Fabrikaları kategorize eden, bütün indikatörlerde en üst başarıyı gösteren, Toyota’nın lider dediği en üst seviyedeyiz.” diyerek, Toyota merkezinden de övgü aldıklarını vurguluyor.

“C-HR isteyen, Türkiye’den alıyor!” sözleriyle de, Türkiye’nin otomotiv dünyasındaki öneminin arttığına işaret ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yıldır birlikte 25 Kasım 2024
Teşvikkâr BYD 18 Kasım 2024
Sıra ithallerde mi? 11 Kasım 2024
Elektrik çarptı 04 Kasım 2024
Değişen Paris 21 Ekim 2024
Kısa devre 14 Ekim 2024
Kırmızı alarm 07 Ekim 2024
Ağır ceza 30 Eylül 2024