Türkiye elektronik sektörü ne yapmalı?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Yaman Tunaoğlu

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği Başkanı

 

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2025 Nisan’ında duyurduğu yeni gümrük vergileri, küresel ticarette önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Tüm ülkelere en az %10’luk bir temel tarife açıklanırken, %145 gibi çok yüksek oranla Çin başta olmak üzere, Avrupa Birliği (AB), Vietnam gibi büyük ticaret ortaklarına da asgari vergiden daha yüksek vergiler getirilmesi söz konusu. Halen ertelemeler ve oran değişiklikleri ile bir pazarlık süreci yaşanıyorsa da bundan sonra uluslararası tedarik zincirlerinde ve pazar dinamiklerinde kayda değer değişimler kaçınılmaz gözüküyor.

Türkiye’nin, bu yeni düzenlemede %10’luk asgari vergi diliminde yer alması, diğer rakiplerine kıyasla görece avantaj sağlayacaktır. Peki, bu durum Türkiye’nin elektronik sanayi için yeni fırsatlar doğurabilir mi?

Bu soruya cevap aramadan önce Türkiye’nin de ABD gibi uzun yıllardır dış ticaret açığı veren bir ülke konumunda olduğunu hatırlamak lazım. Bu dış ticaret açığının en büyük kısmı hemen hemen her türlü sanayi ürününü aldığımız Çin’e karşı verilmektedir. ABD gibi dünyanın rezerv parasına sahip en büyük ekonomisi bile yüksek dış ticaret açığı verdiği ülkeler ile olan ticaretinin tek taraflı akmasına seyirci kalmamakta ve önlemler almaktadır. Türkiye’nin de bu alanda hem yerli üretimini desteklemek hem de küresel rekabet gücünü artırmak için kendi dengesini gözetmesi gerekmektedir.

Elektronik sektörünün küresel görünümü

Elektronik sektörü, dünya genelinde hızla büyüyen ve teknoloji ile paralel olarak sürekli yenilenen bir sektördür. 2023 yılında küresel elektronik sektörü dış ticareti yaklaşık 3,6 trilyon dolar ile dünyanın en büyük sektörü konumunu sürdürmüştür. Bu rakam nominal ölçekte kabaca 24 trilyon dolar olan küresel dış ticaret ekonomisinin yaklaşık %15’ ine karşılık gelmektedir. Bu büyüklüğün arkasında teknolojinin açtığı yepyeni pazarlar ve fırsatlar yer almaktadır.

Elektronik sektöründeki küresel üretim ekosisteminin, diğer sektörlerle kıyaslanamayacak ölçüde dengesiz bir dağılıma sahip olması, sektörün karşılaştığı ve çözmek zorunda olduğu en büyük zorluklardan biridir. ABD gümrük vergilerinin birçok sektörde yaratacağı tedarik kaynağının zoraki değişimi, elektronik sektörü için bu yeni düzenlemeler yapılmadan önce de bir zorunluluk arz ediyordu.

Dünya çip üretiminin %87’si, elektronik kart/ürün üretiminin %70’i Uzak Doğu’da gerçekleştirilmektedir.  Bu sektördeki ana oyuncular, Asya pazarındaki güçlü üretici ülkeler olan Çin, Tayvan, Güney Kore ve Japonya'dır. Özellikle Çin, üretim kapasitesi ve maliyet avantajları nedeniyle sektörün lider ülkesi konumundadır.

Elektronik sektörünün küresel dönüşümü

Salgın, doğal afetler, arz darboğazları, Ukrayna-Rusya savaşı ve nihayetinde ticaret savaşlarının yarattığı belirsizlikler ve son olarak Trump tarafından getirilen yeni gümrük vergileri elektronik küresel üretim haritasının yeniden şekillenmesini zorunlu hale getiriyor, birçok küresel şirketin üretim ve tedarik noktalarını değiştirmesine, alternatifler aramasına yol açıyor.

Küresel ekonominin, içine kapanık, yerel ekonomilere dönüştüğü bir süreç başlamış durumda. Kısa ve orta vadede bu yönelimin değişmesi de pek mümkün gözükmüyor.

Ölçek ve yeteneklerin ağırlıklı olarak maliyet açısından rekabetçi bir avuç Uzak Doğu ülkesinde yoğunlaştığı elektronik sektörünün küresel üretim dönüşümü için dünyada çok az alternatif var. Bu tür sektörlerde tedarik zincirini değiştirmek önemli miktarda zaman, çaba ve sermaye gerektirir. Bu durum Türkiye için önemli bir fırsat anlamına geliyor, yeter ki zamanında, doğru adımları atalım.

Ne yapmalı?

Türkiye, elektronik sektöründe büyüme potansiyeline sahip ülkelerden biridir. Ülkenin coğrafi konumu, artan teknoloji yatırımları, elektronik sektörünün gelişimini desteklemektedir. Türkiye, özellikle savunma, tüketici elektroniği, beyaz eşya ve otomotiv elektroniği alanlarında güçlü bir üretim ve Ar-Ge kapasitesine sahiptir. Türkiye'nin elektronik ihracatı, 2024 yılı itibarıyla 15 milyar doları aşmış ve ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlamıştır.

Elektronik üretiminin Uzakdoğu'ya alternatif arıyor olması, Türkiye’nin önünde çok önemli ve fakat kısa dönemli bir fırsat olarak durmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için birkaç stratejik adımın biran önce atılması gereklidir. Türkiye'nin bu treni kaçırmaması için mevcut desteklere ek olarak hızlı bir şekilde yapması gerekenler:

- Gümrük vergisi düzenlemesi: Elektronik sektörü tarafından üretilen ürünlere yönelik Çin’in Türkiye’ye uyguladığı oranda bir vergi düzenlemesi, yerli üretimi teşvik ederek sektörümüzün büyümesine önemli bir ivme kazandıracaktır. Bu vergi uygulamasının hayata geçirilmesi sırasında sektörün ihtiyaçlarını ve mevcut dinamiklerini gözeten dengeli bir yaklaşım benimsenmeli, vergi oranları belirlenirken, ithalata tamamen bağımlı olan alt sektörlerin olumsuz etkilenmesi engellenmelidir.

- Ticaret ilişkileri: Batının Uzakdoğu ülkeleri ve özellikle Çin ile olan ticaret ilişkileri, üretim ve tedarik zincirinin kaydırılması konusunda Türkiye'nin lehine dönüştürülebilir. Bunun için zaten bir arayış içinde olan Çin'den Türkiye'ye yatırım çekmek amacıyla ticaret anlaşmaları yapılabilir. Çin’in teknolojik yükselişi normal yöntemlerle rekabet edilebilir eşiği geçmiş durumdadır. Bu gerçeği görüp, her iki tarafın da kazançlı çıkacağı işbirliği imkanlarını aramak en doğru yaklaşım olacaktır.

- AB ile yakınlaşma: Rusya Ukrayna savaşını takiben özellikle Savunma ve Yeşil Enerji alanlarına önemli miktarda kaynak ayıran AB ülkelerinin, yeni gümrük vergilerini takiben Türkiye ile yakın işbirliğine olan gereksinimleri iyice artmıştır. Bu fırsatı faydaya dönüştürebilmek için bu ülkelerdeki firmalarla işbirliği yapma, ortak yatırım fırsatları arama konusunda ilgili kurumların ve bakanlıkların öncülüğünde, şirketlerimizin ek çaba göstermeleri gerekmektedir.

- Özel ekonomik bölgeler: Elektronik üretim için özel ekonomik bölgeler veya serbest bölgeler oluşturarak, bu bölgelerde faaliyet gösteren firmalara vergi muafiyetleri, gümrük avantajları gibi kolaylıklar sunulabilir.

- Yerli elektronik ürünler: Yerli elektronik ürünlerin kamu alımları ile desteklenmesi, bu markaların uluslararası pazarlarda da rekabet edebilecek seviyeye gelmeleri için önemli bir finansal katkı olacaktır.

- Yatırımcılar için güvenli bir ortam: Tüm bunlara paralel olarak, Türkiye, uluslararası yatırımcılar için güvenli, istikrarlı ve öngörülebilir bir ticaret ortamı sağlamalıdır. Hukuki düzenlemeler, ticaret anlaşmaları ve iş yapma kolaylıkları bu konuda önemli rol oynar.

Bu stratejiler, Uzakdoğu’dan Türkiye'ye elektronik üretimin kaydırılmasına yardımcı olabilir ve Türkiye'yi bölgesel bir üretim merkezi haline getirebilir. Bu dönüşüm, sadece ekonomik büyümeye değil, aynı zamanda teknolojik bağımsızlık ve küresel pazarlarda rekabet gücünü artırmaya da katkı sağlayacaktır.

Bu doğrultuda, kamu otoritelerimizi, ilgili bakanlıklarımızı ve tüm paydaşlarımızı bu önerileri değerlendirmeye ve hayata geçirmek için iş birliği yapmaya davet ediyoruz. TESİD olarak, sektörümüzün gelişimi için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Birlikte çalışarak, Türk elektronik sanayisini hak ettiği yere taşıyacağımıza inancımız tamdır.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar