Türkiye çelik sektörünün yükselişi
Otomotivden makinaya, beyaz eşyadan savunma sanayiine, gemi inşadan enerji ve elektronik sektörüne kadar hemen hemen her alanda önemli bir girdi olan çelik, büyümenin önemli bir unsuru ve gelişmişliğin önemli bir göstergesi. Bir ülkede kişi başı tüketilen çelik miktarı, ülkeye yapılan yatırımlarla ve nüfus değişimleri ile de alakalı. Dünya Çelik Birliği rakamlarına göre, 2018 yılı istatistiklerine göre gelişmiş ülkeler arasında olan ABD 388kg, Almanya 342 kg, İtalya 332 kg, Fransa 292 kg, İngiltere 250 kg yıllık kişi başına çelik tüketimi ile kişi başı 325 kg seviyesinde yer alan Türkiye’ye yakın seviyelerde kalıyor. Diğer taraftan özellikle üretim hatlarının kaydırıldığı Polonya, Estonya, Litvanya, Çin, Tayvan, Vietnam gibi ülkelerin kişi başı tüketimleri de alınan yatırım ve artan kapasite ile yükseliyor. Örneğin 2009 yılında kişi başı tüketimi 150 kg olan Tayvan, 2018 yılında kişi başı tüm AB ülkelerinden fazla olan 613 kg tüketim rakamına erişmiş durumda.
Çeliğin, enerji verimliliği ve döngüsel ekonomi kapsamında öne çıkan özellikleri mevcut. Sürekli bir şekilde geri dönüştürülebilen bir malzeme olan çeliğin yapılarda ve sanayide kullanılması bu manada enerji tasarrufu sağlıyor. Türkiye’nin 2020 yılında 35,8 milyon ton olan ham çelik üretiminin %69,2’si elektrik ark ocaklı tesisler; %30,8’i ise entegre tesisler tarafından gerçekleştirildi. 2021 yılının ilk 7 ayında Türkiye ham çelik üretimi önceki yılın aynı dönemine kıyasla %17,7 artış göstererek 22,9 milyon tona yükseldi. Üretim kapasitesine bakarsak, 2019 yılında yeniden faaliyete geçen ve yatırım yapan firmalar ile birlikte Türk çelik sektörünün sıvı çelik üretim kapasitesi 2020 yılında 55 milyon tona yaklaştı. Kısa vadede kapasite yatırımı yapacağını açıklayan firmalar var. Dolayısıyla ülkemizin sıvı çelik üretim kapasitesinin önümüzdeki yıllarda bir miktar daha artacağını söyleyebiliriz.
Türkiye’nin çelik ihracatı 2020 yılında 12,6 milyar dolar değerde ve 20,3 milyon ton ağırlıkta gerçekleşmişti ve 2021 yılında dikkat çekici bir şekilde artıyor. 2021’nin ilk 8 ayında gerçekleşen ihracat değer olarak 13,2 milyar dolara ve miktar olarak 15,3 milyon tona çıktı.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan ağustos ayı ihracat rakamlarında Türk çelik sektörü, Türkiye’nin aylık bazda en çok ihracat artışı gösteren sanayisi oldu. Sektör, miktarda % 62’lik artışla 2,3 milyon tonluk ihracata imza atarken, değerde % 166’lık yükseliş ile 2,3 milyar dolarlık ihracat performansı sergiledi. Böylelikle Türkiye ihracat sıralamasında % 12,1’lik pay ile ikinci sırada yer aldı.
Türk çelik sektörünün önemli pazarlardaki korumacılık önlemleri ve pandeminin etkisine rağmen yukarı yönlü ivmelenmesinin ardındaki en büyük başarı etkeninin uzun yıllara dayanan ihracat deneyimi olduğunu söyleyebiliriz. Sektör bu dönemde eski pazarlarına yönelirken bir yandan da yeni pazarlar yaratma çabasında başarılı bir performans sergiliyor.
Dünya çelik üretiminin büyük bir bölümüne hakim olan Çin, iç talep ile büyümeye yönelerek, global çelik sektöründeki dengelerin değişmesine neden oldu. ABD ile ilişkilerin bozulmaya başlaması ve pandeminin de etkisiyle dış ortamın Çin için daha az öngörülebilir hale gelmesi üzerine Mayıs 2020’de tanıtılan Çin’in ikili dolaşım (dual-circulation) stratejisi büyük ölçüde yerel pazara ya da bir diğer deyişle iç dolaşıma odaklanıyor. Çin bu stratejiyle orta sınıfını güçlendirerek gelir dağılımdaki açığı daraltmak ve yerel tüketimi arttırmak istiyor. Bu yönelim, Çin’in üretim stratejisinin yurt dışı talepten ziyade yerel talebe daha çok yoğunlaşacak şekilde yeniden pozisyon alması anlamına da geliyor. Hızlı aksiyon alma kabiliyetiyle Türk çelik sektörü, Çin’in çekilmesiyle ortaya çıkan ihracat fırsatını en iyi şekilde değerlendirmesini bildi ve Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya pazarlarını yeniden kazandı. Bununla birlikte Afrika ve Güney Amerika’ya olan ihracatını da arttırabildi. Böylelikle korumacılık önlemleri nedeniyle Avrupa ve Amerika’da yaşadığı kayıpların telafisini bu pazarlardaki ihracat artışıyla gidermeye çalıştı. Çelik sektörünün, ihracat rakamlarında yaşadığı bu ivme ile normalleşme olasılıklarını da göz önüne alırsak 2021 yıl sonunu 23 milyon ton ve 20 milyar dolar ihracat rakamı seviyelerinde kapatacağını öngörebiliriz.