Turizmde yüzler gülüyor, ama kaygı da var

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Geçen hafta yazılarıma Antalya'da 9'uncusu düzenlenen Uluslararası Resort Turizm Kongresi'ni izlemek için iki gün ara verdim. Bu kongrelerin ilk birkaçı hariç galiba tümünü izledim. Her seferinde turizm sektörünün hem tesisleşme, hem hizmet açısından daha da geliştiğini görmek önemli.

AKTOB - Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin düzenlediği kongre günü yapılan konuşmaları, sunumları hem gazeteniz Dünya'da, hem diğer gazetelerde detaylı olarak okudunuz. Biz hemen her yıl olduğu gibi kongreyi biraz farklı bir gözle izleme çabası içinde olduk.

Toplantıların protokol konuşmaları oldum olası pek ilgimi çekmez. Oysa satır aralarında dile getirilen görüşler çok daha önemlidir. En azından ben öyle görürüm. Uluslararası Resort Turizm Kongresi'nde her yıl yapılan elektronik oylamanın sonuçlarını da böyle değerlendiririm. Normalde dile getirilmeyen, zaten herkes konuşma fırsatı doğal olarak bulamadığı için dile getirilemeyen görüşler, düşünceler, beklenti ve kaygılar bu oylamada ortaya konulur.

Turizmde bu yıl hem Antalya, hem tüm Türkiye için rekorlar kırılıyor. Bu durum doğaldır ki yüzleri güldürüyor. Ama bir kaygı da var.

★★★

Konaklama vergisi can sıkmış, bu belli. 2020 rezervasyonları tamamlanmış, fiyat oluşmuş, şimdi vergi söz konusu. Bu vergiyi sabitlenmiş fiyata eklemek mümkün görünmediği için işletmelere bir yük binecek gibi.

Bir diğer konu Rusya ile Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle Mısır pazarının Rus turistlere açılması olasılığı. Rus turist Türkiye için çok önemli ve bu yüzden Mısır pazarının durumu merakla ve kaygıyla izleniyor.

Bir başka konu ise Thomas Cook'un iflası ve bu yüzden oluşan boşluk.

★★★

Elektronik oylama yoluyla yapılan anketin bu yılki sonuçlarını geçen yılki sonuçlarla karşılaştırmalı olarak veriyoruz. Sorular büyük ölçüde aynı çünkü. Acaba beklentiler nasıl değişiyor, bunu da görelim istedik.

Doluluk artışında sınıra geliniyor gibi

AKTOB Başkanı Dr. Erkan Yağcı’nın geçen yılki kongre sırasındaki sohbette söylediklerini hatırlıyoruz. Antalya yöresinde doluluğun yaz aylarında zaten neredeyse sınıra geldiğini belirten Yağcı, oranı daha yukarı çekmenin ancak kasım-nisan dönemindeki oranı yükseltmekle mümkün olabileceğini söylemişti.

Doluluk oranı 2018’de 2017’ye göre artmıştı, bu yıl da geçen yıla göre artış var. Ancak 2018’de ankete katılanların neredeyse yarısı yüzde 15 ve üzerinde bir doluluk artışı sağladığını söylemişti, bu artışa ulaşabilenlerin oranı bu yıl yüzde 22’de kaldı. Artış oranı bu yıl artık daha ılımlı.

Erkan Yağcı’nın işaret ettiği kasım-nisan dönemine ağırlık vermek kaçınılmaz görünüyor. Bunun için de belli ki Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na büyük görev düşüyor.

Tanıtım Ajansı ne yapmalı?

Ankete katılanlara Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın öncelikli görevinin ne olması gerektiği de soruldu. Turizm sektörü, en çok, turizmi 12 ay boyunca destekleyecek yan ürünlerin bulunması ve bunlar için teşvik sağlanması isteğinde bulunuyor. Oran tam yüzde 53. Zaten bu istek de kongrede uzun bir sunum gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ısrarla üstünde durduğu klasik “güneş-kum-deniz” turizminin ötesine geçilmesi ve farklı alanlara da ağırlık verilmesi gerektiği konusundaki görüşleriyle örtüşüyor.

Ekonomik beklenti pek parlak değil

Ankete katılanlara işletmeleri için bir sonraki yıla ilişkin nasıl bir ekonomik beklenti içinde oldukları soruluyor. Geçen yıl bu yıla ilişkin olarak ortaya konulan beklenti, bu yıl 2020 için sergilenen beklentiden daha iyi, bu açık.

Geçen yıl 2019’un 2018’den daha iyi olacağını söyleyenlerin oranı yüzde 82 idi. Bu yıl ise 2020’nin 2019’dan daha iyi olacağını söyleyenlerin oranı yüzde 65’e indi.

Bu arada işletmelerin iç pazar kontenjanlarını azalttıkları da dikkati çekiyor.

Dört kişiden biri euroyu bildi

Geçen yılki kongrede katılımcılara 2019’a ilişkin yıllık ortalama euro kuru tahminleri de sorulmuştu. Sektör temsilcilerinin yüzde 26’sı tahminlerinin 6.00-6.50 arası olduğunu belirtmişti. Üstelik bu tahminin yapıldığı geçen yıl içinde euro bir ara 7 lirayı da aşmış, anket yapılan günlerde ise 5.90 lira dolayındaydı. İşte o yüzde 26'lık kesim neredeyse tam isabet sağladı. Euronun bu yılın ilk on bir ayındaki ortalaması 6.33 oldu. Euro son günlerde de bu düzeyde ve yıl ortalaması da muhtemelen bu dolayda gerçekleşecek.

Avrupa pazarı için kaygı daha fazla

Rusya-Mısır ilişkisine dayalı bir kaygı söz konusu ise de aslında turizm sektörü asıl kaygıyı Avrupa pazarı açısından yaşıyor.

Rusya pazarı için daralma bekleyenlerin oranı yüzde 21’den yüzde 12’ye gerileyerek 9 puan düşmüş durumda. Avrupa pazarı için düşüş bekleyenlerin oranı ise 7 puan artışla yüzde 4’ten yüzde 11’e çıktı.

Geçen yılki ankete katılanların üçte ikisi Avrupa pazarında yüzde 10’un üstünde artış bekliyordu. Oran bu yıl 2020 beklentisi olarak yüzde 41’e indi. Rusya pazarına ilişkin olarak artış bekleyenlerin oranı ise neredeyse sabit kaldı.

Dış politika en önemli sorun

Türk turizmini etkileyen en önemli sorun nedir, sorusuna verilen yanıt ilk sıraya hep dış politikayı ve bölgedeki siyasi gelişmeleri taşıyor.

Bu yıl sorunlar arasına Thomas Cook’un iflası da eklendi. Her beş turizmciden biri bu ifl ası en önemli sorun olarak gördüğünü ifade ediyor.

Dış politika, Thomas Cook ve bölgedeki siyasi gelişmeler toplamda yüzde 62’lik bir yer tutuyor. Bunlardan sonra gelen en önemli sorun olarak ise yüzde 20’lik oranla artan maliyetler gösteriliyor.

“En önemli sorun” sorusuyla bağlantılı sayılabilecek bir başka soru da “Türk turizmi için en önemli risk nedir” sorusu. En önemli risk olarak yüzde 60 gibi çok yüksek bir oranla bölgedeki siyasi gelişmeler gösteriliyor. Geçen yıl bu sorunun oranı yüzde 39’du, çok hızlı bir artış var.

Anket sonuçları, turizm sektörünün kalifiye personel eksikliğini artık eskisi kadar umursamadığını ya da aştığını gösteriyor. Oran yüzde 27’den yüzde 7’ye düşmüş durumda.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar