Turizmde bir başka kayıp
Fehmi Köfteoğlu
İletişim teknolojisinde hızlı gelişmeler yaşanıyor.
Seyahat endüstrisi bu alandaki gelişmelere hızla kendini uyarlıyor. İletişim teknolojisindeki gelişmeler seyahat endüstrisinde iş ve hizmetleri hızlandırıp kolaylaştırıyor.
Ancak bu, “Turizmde esas olan insandır” gerçeğini değiştirmez. Turizm insana dayalı sektör olmaya devam edecek.
Turizmin dayandığı insan unsuru pandemi (küresel salgın) döneminde sektörün geneli ile birlikte ağır darbe yedi. Dünya genelinde 60 milyon kişi işini yitirdi. Pandemi nedeniyle çalışanlar işini, işletmeler de yetişmiş elemanlarını kaybetti.
Bu açıdan Türkiye’deki duruma bakalım.
Türkiye’nin turizmde ikinci atılımı olarak kabul edilen 80’li yıllar ortasına kadar şehir ve kıyı bölgelerindeki önemli otellerin işletme ve yönetimi yabancılardaydı. Türkiye’de bugün her alandaki yönetim ve işletme yerli kişi ve işletmelerdedir.
Otel genel müdüründen valizi taşıyan bellboy’a, animatörden mutfak şefine, garsondan resepsiyoncuya, rehberden şoföre kadar her birimde çalışan personelin verdiği hizmet ile Türkiye turizmde rekabet üstünlüğüne sahipti. Sahipti diyoruz çünkü bu durum pandemi nedeniyle değişiyor.
Bu başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünya genelinde yaşanan bir sorundur.
Pandemi çalışanlar işsiz kalırken işletmeler de yetişmiş elemanlarını yitiriyor.
Bu uluslararası alanda, turist gönderen ve turist alan ülkelerde yaşanan küresel bir sorun haline geldi.
Pandemiden en ağır darbeyi yiyen seyahat endüstrisindeki kayıplar konuşulurken, turizmin insana dayalı sektör olduğu gerçeğinden hareketle konunun bu yönü üzerinde durulmalı.
Kendisi gerçek anlamda bulaşıkçılıktan başlayıp muhasebeden satışa kadar her birimde çalışarak bugün birkaç tesisi olan Aska Otellerinin sahibi Ramazan Aslan, “İnsan kaynakları birinci sorun olacak İşletmeler çalışana yatırım yapmalı. Misafir memnuniyeti kadar çalışan memnuniyeti de önemsenmeli” diyor.
Bu arada otellerin alt kademedeki işlerde meydana gelen açığı Nepal’den getirilen kişilerle karşıladığına ilişkin haberler çıkıyor.
Bu doğru. İşletmeler sorunu kendi yöntemleriyle çalışıyor.
Ama bu çözüm değil.
Unutmayalım ki Türkiye’ye rakipleri karşısında rekabet üstünlüğü sağlayan unsurlardan biri de her biri kendi alanında müşteriye en iyi hizmeti veren insan kaynağıdır.