Turistik şehirlerimizin krizlerle sınavı
“Hiçbir volkan sonsuza kadar gürleyip lav püskürtmez, bir gün mutlaka susar ve durur.”
Yeni seçilen belediye başkanlarımızın bir yılı doldu. Tam “acaba neler yaptılar?” diye sormayı planlarken salgın ortaya çıktı, gündem değişti; neredeyse 75 gün birinci gündem maddeleri bu oldu. Soracak olsanız “kardeşim şimdi sırası mı, daha sonra konuşuruz!” derler diye sormadık. Dünya olarak, ülke olarak siyasi krizler gördük, finansal krizler gördük, uzun bir zamandır her ülkeyi, her şehri etkileyen bir sağlık kriziyle yüzleşmemiştik. O da oldu, umarım seri tamamlandı. Normal yaşama, olağan gündeme dönüş gayretleri içerisindeyiz. Şöyle dönüp geriye baktığımızda “keşke şunları vaktinde yapsaydık!” ya da tersi “keşke yapmasaydık!” diyebileceklerimizi şimdi söyleyelim ki hiç değilse geleceği kurtarabilelim. Çünkü günü kurtarmak yetmiyor ve yetmeyecek.
Turistik şehirler, beldeler modern çağın en derin krizine girmiş bulunmakta. Konaklama, yeme-içme, eğlenme iş kolları çok büyük kayıplara uğradı ve henüz bu kayıplarını telafi edecek umut verici gelişmeler de ufukta gözükmüyor. Bu krizden bazı şehirler “V” yaparak kısa sürede çıkacak, bazı şehirler “L”, “U” yaparak bir süre daha sıkıntı yaşayacak ve ıskalanan geçmişin bedelini gelecek günler ödeyecek. Geçmişte, tüm uyarılara rağmen, yaratıcı ve yenilikçi çözümler bulamayan, dijitalleşmeye önem vermeyen, tüm pazarlama ve iletişim gayretini ticari turizm fuarlarına katılıp stand önünde çekilen fotoğrafları basına servis etmekten ibaret sanan şehir yönetimleri, sektör temsilcileri şimdi ya kara kara düşünüyor ya da topu taça atmayı planlıyor. Yani merkezi yönetime, devlete sığınmaya bakıyor. Su akarken kovayı doldurmayı bilip de bir gün suyun az akacağını hatta kesileceğini bilememek can yakıyor. Ne ekersek onu biçiyoruz! Çağ değişti, seyahat kararlarını tur operatörleri, seyahat acenteleri vermiyor; bireyler veriyor. Onları tanımaz, tüm ilişkinizi turizmin ticari paydaşları ile sürdürmeye kalkarsanız ticari kaygılar ağır basar ve bir bakarsınız kötü günde yanınızda kimse kalmamış. Halbuki bireylerin ilgisini çekseydiniz, onların kalbini kazansaydınız bu günleri daha az sıkıntıyla atlatabilirdiniz. Dijital dünya seyahat kararlarına yön veriyor; bireyler diğer insanların çektiği fotoğraflardan, yayınladığı videolardan etkileniyor; belediyenin web sitesinde yayınlanan ticari fotoğraflardan değil. Turizme bel bağlamış büyük bir şehrimiz “belediyemizin bilgi işlem bölümü var, onlar yapar” diyorsa hâlâ durumun ciddiyetini anlayamamış, değişen seyahat karar sürecini kavrayamamışız demektir.
Düz mantık bir şey kazandırmadı, kazandırmayacak da. “Tarihin babası bizim oralı, en ünlü destancı bizim köylü,…” demek yetmiyor. Sen bu eşsiz mirası yaratıcı bir şekle dönüştürebiliyor musun? Oradan, kopya olmayan, benzersiz bir dizi çözüm üretebiliyor musun? Dünyada bu ülke kadar zengin malzeme sunan başka yer bulamazsınız; onbinlerce yıllık tarih, onca yaşanmışlık. Gel gör ki biz bu malzemeden cezbedici bir sonuç elde edemiyoruz, turizme kazandıramıyoruz. Animasyonlarla, su parkları arasına sıkışıp kalıyoruz.
Hâlâ geç kalmış değiliz. Kriz dönemleri hatalarla yüzleşmek, çözüm üretmek için en uygun zaman. Daha iyi bir turizm için dönüşüm zamanı. Başkaca bir destek beklemeden şehir yönetimi, sektör temsilcileri hatta şehirlinin bizzat kendisi; şimdi tam vakti!
Haftanı Yeri: FAROE ADALARI (2)
8 Ocak tarihli yazımda ziyaretçi cezbetmek için uygulanan yaratıcı dijital çözümlere örnek olarak FAROE ADALARI’nı yazmıştım. Adada özgürce yaşayan 80 bin koyundan yararlanıp gerçek zamanlı görüntüler ile adanın her köşesini tanıtmayı amaçlayan bu uygulama büyük ilgi çekmiş milyonlarca izleyici sayısına ulaşılmıştır.
Şimdi de, ziyaretin mümkün olamayacağı bu dönemde yine yaratıcı bir uygulamaya imza atmış oldular. “Remote Tourism – Uzaktan Kumandalı Turizm” uygulaması ile dikkatleri çekmeyi başardılar. Bu özgün uygulama ile dünyanın neresinde olursa olsun görmek istediğiniz yeri bir ada yaşayanına vereceğiniz direktifle görüyor, adayı geziyorsunuz. Peki, bu sıkıntılı dönemde hangi turistik şehrimiz, beldemiz gelecek günler yararına benzer bir uygulama geliştirdi? Günü kurtarırsak başarmış olacağız?