Tüm dünyanın gündeminde elektronik sigara var
Çin’den ABD’ye; Hindistan’dan İngiltere’ye; Güney Kore’den Türkiye’ye tüm dünyanın gündeminde elektronik sigara var
Elektronik sigara sektöründeki pazar araştırmalarını ve düzenlemeleri takip eden ECIntelligence’ın rakamlarına göre, dünyada “vaping” endüstrisi 14.4 milyar dolarlık bir hacme erişmiş durumda.
“Vaping” elektronik sigaralar için kullanılan bir terim. Sigara içmek İngilizce’de “smoking” yani tütmek fiiliyle ifade ediliyor. Yeni teknoloji sigaralarsa tütmüyor, buhar veriyor. Bu yüzden “vaping” fiili kullanılıyor.
E-sigara üreticileri ve başta İngiltere Sağlık sistemi olmak üzere, pek çok kuruluş, e-sigaranın sigara tüketimini azaltacağını hatta bırakmaya yardımcı olacağını savunuyor. Araştırmalarla, tütünü yakarak içmenin, yüzlerce zararlı bileşeni açığa çıkarttığını, buna karşın e-sigaraların zararı en aza indirdiğini kanıtlamaya çalışıyorlar.
Öte yandan, sağlık kuruluşları, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve hükümetler kısıtlamalar ve yasaklar getirilmesini savunuyorlar. Çin’den ABD’ye; Güney Kore’den AB ülkelerine, Hindistan’dan Türkiye’ye hükümetlerin gündeminde olan e-sigara konusu çok katmanlı ve bilimsel bir yaklaşın gerektiriyor.
The National Society’deki zirvede elektronik sigaranın geleceği tartışıldı
14 Kasım 2019’da, İngiltere’nin başkenti Londra’da The National Society’de bu yıl yedinci kez düzenlenen E-sigara Zirvesi’ne “The E-Cigarette Summit” büyük bir ilgi vardı. Zirvede, bilim ve siyaset alanından pek çok önemli konuşmacıyı dinleme imkanı buldum. Edinburgh, Brown, Cenevre, Patras, Nottingham, Melbourne, Singapur ve Lpndra’dak çeşitli üniversitelerden gelen akademisyenler vaka analizleri sundular.
The National Society Birleşik Krallık’ın bağımsız ulusal bilim akademisi. Kurulduğu 1660 yılından beri aralarında Newton, Darwin, Einstein ve Hawking gibi öncü bilim insanlarının yer aldığı Akademi’nin bugüne kadar sekiz bin üyesi olmuş. Bugün dünyanın en ünlü 1600 bilim insanı Akademinin üyesi durumunda. The National Society, deneylerden ve araştırmalardan elde edilen verilerden yola çıkarak çalışıyor. The National Society, e-sigara gibi çok önemli bir kırılma noktası yaratan bir fenomenin de bilimsel araştırmalarla incelenmesine ev sahipliği yapıyor.
e-sigara ne demek?
Elektronik sigara temelde bir borudan oluşuyor. Görünüş olarak, bir sigaraya, puroya, pipoya ya da kaleme benziyor. Bir kısmı içine yerleştirilen küçük sigara benzeri ürünlerle çalışıyor. Diğerleriyse, “ vaping” sistemi kullanıyor. Cihaza takılan bir kartuş, nikotinin buhar benzeri bir sistemle ciğerlere gitmesini sağlıyor.
Elektronik sigaraların bir kısmı tükenmez kalem gibi, kapalı sistemle çalışıyor. Ürüne dışarıdan bir şey eklenmesi mümkün olmuyor. Açık sistem olanlardaysa, kullanıcı bir dolmakalem gibi cihazın içine dilediği sıvıyı ekleme imkanı buluyor. Bu da, uyuşturucudan, çeşitli yağlara kadar pek çok maddenin kullanılmasına zemin hazırlayabiliyor.
E-sigara cihazının yapımı çok zor değil, dolayısıyla, pazara giren pek çok girişimci diledikleri tasarımla üretim yapma imkanı bulabiliyor. Kartuş imalatı da açık olunca, “merdiven altı” ve kayıt dışı üretimde sınırlar kalkıyor.
e-sigara nasıl çalışıyor?
Elektronik sigaraların çoğunda sistem aynı: bir ağızlık, bir ısıtıcı unsur, bir doldurulabilir pil ve bir elektronik devre.
Kullanıcı ağızlıktan nefes çekmeye başladığında, sensör ısıtıcıyı harekete geçiriyor. Cihazda bir led ışık yanıyor. Hazır olunca, belirli bir koku ve tat ilave edilmiş olan nikotinli sıvı buharlaşarak ağıza geliyor. Kişi tıpkı sigara dumanında olduğu gibi bu buharlı havayı ciğerlerine çekiyor ve nikotini almış oluyor.
Sistemin sorunları
Her ne kadar pek çok ülkede ciddi önlemler alınıyor, yasaklar getiriliyorsa da, e sigara cihazlarının alınması, taşınması ve saklanması gayet kolay. Cihaz, bir cep telefonu gibi şarj edilebiliyor. İçeriğiyse, küçük bir dolma kalem kartuşuna benziyor.
Bir kalem, hatta bazen bir flash disk boyutunda olabilidiği, kibrit, çakmak ve paket taşımayı gerektirmediği için kullanımı pratik. Bu da, takibini ve kontrolünü zorlaştırıyor.
E-sigaranın üretimi için, bir sigara fabrikası kurmak, tütünü işlemek ve büyük bir sanayi yatırımı yapmak gerekmiyor. İnsanlar, hangi ürünün güvenilmez olmayacağı hakkında bilgi sahibi değil Dolayısıyla, farklı ve çekici biçimlerle tasarlanan ürünleri üretenler kendilerine kolaylıkla müşteri bulabiliyorlar.
Cihazlar, tüm kıtalarda satılıyor. Ayrıca, internette son derece geniş ve yaygın bir pazarlama ağı kurulmuş durumda.
Pek çok ülkede 18 ya da 20 yaş sınırı var. Ancak, gençler bu ürünlere kolaylıkla erişebiliyorlar.
E-likit
En büyük sorun solüsyon konusunda. “E-likid” ya da “e-meyve suyu” olarak (e-liquid or e-juice) da adlandırılıyor. “Propylene glycol”den oluşan bir bazın üzerine, farklı aromalar ekleniyor. (Propylene glycol, astımlı hastaların kullandığı nefes cihazlarında kullanılıyor.)
Solüsyonda kontrol edilmesi neredeyse mümkün olmayan bir arz söz konusu. Büyük kuruluşlar, “kartuşlarını” kendileri üretiyorlar. Ar-Ge bölümlerindeki araştırmalarla zararı en aza indirmek amacıyla çalışmalar yapıyorlar. Buna karşın, bir tür merdiven altı arz da söz konusu. Yeniden doldurulabilen e-sigaralarda kullanıcı kendi karışımını yapabiliyor. Bu da çok büyük riskler içeriyor.
E-sigaraların en çok tartışılan yanı, kullanılan tat ve koku veren aromalar. Nane, karpuz, elma, Karamel, çilek, çikolata, vişne, vanilya, sakız, dondurma, limonata, kola, mojito, kurabiye, makaron vs gibi yaklaşık 7 bin farklı tat olduğu tahmin ediliyor. Bu “flavor”ların kolatyca satın alınması ve tat duyusuna hitap etmesi, özellikle gençler için çok büyük bir tehlike oluşturuyor.
E-sigara Zirvesi’nden başlıklar
E-sigara Zirvesi “The E-Cigarette Summit” de, tüm sunumlar 15 dakikaydı. 22 konuşmacının yanı sıra, 4 tane de panel düzenlendi.
Konuşmacılar ağırlıklı olarak, e-sigara tüketiminin birey ve toplum sağlığı üzerinde etkileri üzerinde durdular.
Tiryakilik, kültürel normlar ve alışkanlıklar hakkında da farklı bakış açıları üzerinde duruldu.
Bilim dünyasının verilerini açıkça paylaşmasının, endüstrinin, hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesinin önemi vurgulandı.
Çoğu üniversite profesörü olan konuşmacıların CV’lerine ve programa erişmek isteyenler https://www.e-cigarette-summit.com/speaker/dr-caitlin-notley/
adresini ziyaret edebilirler.
(Zirveyi düzenleyenler sunumların önümüzdeki günlerde sitede yayınlanacağı bilgisini verdiler.)
Tütün ve sigara sanayi
Orta Amerika’daki bazı Aztek ve Maya tapınaklarının duvarlarında tütün tüketimini resmeden figürler Milat’tan Önce 1000 yıllarında tütün yaprağının bilindiğini ortaya koyuyor. Mayalar tarafından Amerika kıtasına yayılan tütün yaprağı, Avrupa’ya 1492 sonrasında Kristof Kolomb aracılığıyla geldi.
Türkiye’ye 1600’lü yıllarda ulaşan tütün, coğrafyamızda yaygınlaşarak, Türk tütünü türleri ortaya çıktı.
Osmanlılar tütün tüketimine 17. yüzyılın başlarında alıştı. 18. yüzyılda, “İstanbul ve Tevâbiî Tütün Gümrüğü”nün ülkedeki diğer tütün gümrükleri ile birleştirilerek tek elden idaresine başlandı. 18. yüzyılın sonlarına doğru, tütün gelirleri özel bir hazineye yönlendirilmiş ve ülkenin savaş finansmanında kullanacağı özel bir hazinenin gelirine dönüştü.
Sigaranın meydana çıkması
Sigara şeklinde tütün içimi, ilk kez İspanya’da ortaya çıktı. Daha sonra Fransa’ya geçti. İlk sigaralar 1844 yılında yapıldı ve 1881'de sigara fabrikaları kurulmaya başlandı.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında, o dönemin teknolojisi yüksek sayıda sigara imalatını mümkün kıldı. İkinci Dünya Savaşı’nda askerlere ücretsiz sigara dağıtılması genç erkeklerin tiryakilik yolcuğunu başlatmış oldu.
Sebep-sonuç ilişkisi
1950’li yıllarda, reklamların da etkisiyle, sigara içmek havalı bir alışkanlık olarak görülmeye başladı ve hızla yaygınlaştı.
Sigara ve akciğer kanseri ilişkisi de bu yıllarda, tıp dünyasının dikkatini çekti ve bilimsel araştırmalar yapılmaya başlandı. Geniş çaplı retrospektif (geçmişe yönelik) araştırmalar yapılarak, sigara tiryakilerinin alışkanlıkları gözlendi.
En önemli gelişmeyse “prospektif “ (ileriye dönük) araştırmalarla başladı.
1952’de Hammond ve Horn isimli iki Amerikalı bilim adamı, American Cancer Society’nin 22 bin gönüllüsüyle bir çalışma başlattı. 10 Eyaletteki 50-69 yaşlarındaki erkeklerin sigara içme alışkanlığını inceleyen araştırma, 1955’e kadar devam etti. Bu dönemde araştırma kapsamında 188 bin sigara kullanıcısının verisi toplandı.
Hammond ve Horn, Ağustos 1954’te “Journal of the American Medical Association” da ilk sonuçlarını yayınladılar. Yazı, düzenli olarak sigara içenlerin kalp ve damar hastalıklarından ya da kanserden ölümleri arasında sebep-sonuç ilişkisi olduğunu ortaya koydu.
1.1 milyar sigara kullanıcısı
Bir dönüm noktası olan bu araştırmadan beri 65 yıl geçti. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin zararını duymayan kalmadı. Pek çok ülkede sigara reklamları yasaklandı. Vergiler arttı, fiyatlar yükseldi. Ancak bu kısıtlamalar çok da olumlu sonuç vermedi. Bugün dünyada Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre hala 1.1 milyar sigara tiryakisi var.
Türkiye’de 2018 için bu rakam 14.5 milyon yetişkin tüketici. (Her köşede karşılaştığımız nargileler, açık tütün alarak kendileri sarma sigara yapanları da dahil edersek, sayı çok daha ürkütücü bir boyuta geliyor.
Türkiye ne yapmalı?
1. Elektronik sigara yasaklanarak engellenebilecek bir ürün değil. Küçük olduğu için saklanması ve kullanması çok kolay. Sınırların kalktığı bir dünyada, kişilerin ürüne erişmesi hiç zor değil. Bu yüzden, ciddi ve kapsamlı bir yaklaşıma gerek var.
2. Öncelikle, Sağlık Bakanlığı, STK’lar, akademisyenler ve ülkemizdeki sigara üreticileri, dünyadaki verileri ve trendleri izleyerek, e-sigara olgusunu tam olarak anlamalılar. İngiltere, bu bağlamda çok fazla veriye sahip. İngiltere’deki uzmanlarla birlikte çalışmak yararlı olabilir.
İngiltere’de e-sigaraların reklamları, satış noktaları, ambalajları sıkı bir biçimde denetleniyor. Ülkede, ABD’nin tersine, parlak ve renkli tasarımlı e-sigara satışları kesinlikle yasak. 18 yaş altına satış yapılmıyor ve bu sıkı bir biçimde denetleniyor. Ürünlerdeki nikotin oranı ABD’kilerin yarısı civarında.
3. E-ticaret kanalı kontrolsüz ve risk içeriyor. Özellikle kontrolsüz olarak satılan likit nikotin çok tehlikeli olabiliyor.
4. Şimdilik Türkiye’de e-sigara daha çok yüksek gelir grubunun kullandığı bir ürün. Ancak, tüm elektronik ürünlerde olduğu gibi, kısa süre içinde fiyatları düşecek. Araçlarına tüp taktıran, evde alkollü içkisini kendisi üretenler gibi, cihazı elde edip, içeriğini kendisi yapmak isteyenler de olacak. Bu da muazzam bir sağlık sorunları dalgası doğurabilir.
5. Cep telefonu ve internet gibi, e-sigara da modern çağın bir icadı. Tasarımıyla, adıyla, tadıyla gençlere cazip gelen bir ürün. Türkiye için bu fenomeni görmeyi reddetmek ya da yasaklamak riskleri azaltmayacak. Bu yüzden, gençlerin bilinçlendirilmesi için çalışmalar ve yaygın işbirlikleri gerekiyor