Tüketim ve ihracat azaldı, balıkçı destek bekliyor

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN

Koronavirüsten en çok etkilenen sektörlerden birisi de su ürünleri. Özellikle balık tüketiminde ve ihracatındaki sert düşüş üreticileri olumsuz etkiliyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Avrupa’nın Türkiye’den balık talebinin yüzde 60 azaldığını belirterek, “Evde Hayat, Sofrada Balık” sloganıyla tüketim kampanyası başlattı. Balık tüketim kampanyasıyla 3 gün süreyle çipura ve levrek zincir marketlerde maliyetine satıldı. Bu hafta ise alabalık ve yerli somonda benzer bir kampanya yapılacak.

Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sinan Kızıltan, Türkiye’nin özellikle kültür balıkçılığında üretimle ilgili sorunu olmadığını kapılar tamamen kapatılsa bile bir yıl tüketime yetecek kadar balığın yetiştirilebileceğini söylüyor. Sorularımızı yanıtlayan Sinan Kızıltan’ın anlattıklarını özetleyerek paylaşıyorum.

Avrupa’da koronavirüsün hızla yayılması ve sonrasında yaşanan sokağa çıkma yasakları ile birlikte büyük bir panik yaşandı. Bu dönemde özellikle 10-20 Mart tarihleri arasında balık ihracatı yüzde 60’a varan oranda azaldı. Sonraki hafta siparişler tekrar gelmeye başladı. Fakat şu anda balık ihracatındaki düşüş yüzde 30’lar seviyesinde. Otel, restoran gibi toplu tüketim yerleri kapalı olduğu için satışlar ağırlıklı olarak süpermarketler üzerinden yapılıyor. Ev tüketimi artıyor.

Uçakla yapılan ihracatta da sıkıntılar yaşanıyor. Uçuş sayılarının azalması, maliyetin yükselmesi nedeniyle uçakla balık ihracatı yapılan Amerika Birleşik Devletleri, Kuveyt, Suudi Arabistan, Katar ve diğer ülkelere olan ihracatta da düşüşler var.”

Tüketici balığa ulaşamıyor

Yurt içi piyasada restoran ve oteller kapalı olduğu için balık maketlerde ve market zincirlerinde satış yapılabiliyor. Fakat yaygın market zincirlerin çoğunda balık reyonu yok. Balık reyonu olanların satışları arttı. Tüketici balık almak istiyor. Fakat binlerce mağazası olan zincirlerde balık satışı yapılmıyor. Yani tüketici balığa ulaşamıyor. Üretimle, dağıtımla ilgili sorun yok.

Türkiye’de balık taze alınıp tüketiliyor. Avrupa’da tüketici balığı alıp dipfrize atıyor. İhtiyaç duydukça çıkarıp tüketiyor. Türkiye’de bu alışkanlık olmadığı için bu dönemde tüketici istemesine rağmen daha az balık tüketiyor. Üreticiler donuk ürünlere ağırlık vermeye başladı. Marketlerde donuk ürünler daha kolay bulunabiliyor. Fakat bu alışkanlık zamanla olacak. Koronavirüs nedeniyle evde kalan tüketici ilk etapta kuru gıdalar, bakliyat ürünleri, kırmızı et aldı. Fakat evde aynı yemekleri yemekten bıktı. Şimdi balık almaya başladı. Bu nedenle satışlarda bir artış var.

Konservede patlama var

Balık konservesinde ise ciddi artışlar var. Her markette bulunabilen ton balığı talebi ve tüketimi bu dönemde deyim yerindeyse patladı. Ton balığı yok satıyor. Ton balığının ham maddesi yurt dışından sağlanıyor. İthalatla ilgili bir sorun yok.

İthal balığa 3 ay sınırlama isteniyor

Balık yetiştiricileri bu dönemde yerli üreticilerin ayakta kalması için 3 ay süreyle özellikle uskumru ve somon ithalatının durdurulmasını istiyor. Karadeniz’de yetiştirilen yerli somonun Nisan, Mayıs Haziran döneminde hasat edilmesi gerekiyor. Bu nedenle ithalatın durdurularak yerli üreticinin en azından bu dönemde korunması isteniyor.

Ayrıca, üreticiler yine 3 ay süreyle balık üreticilerine yem desteği sağlanmasını talep ediyor. Balık satışlarındaki düşüşe rağmen yetiştiricilik devam ediyor. Balığa yem yediriliyor. İthal edilen balık unu ve balık yağı hem nakliye, lojistik maliyeti hem de dövizdeki artışa bağlı olarak pahalıya geliyor. Dolayısıyla üretimin devamlılığı, tüketicinin balık ihtiyacının karşılanması için 3 ay yem desteği sağlanması isteniyor.

Mezatların çoğu kapalı

Kıyı balıkçılığının yaygın olduğu Ege Bölgesi’nde balık satışlarının yapıldığı mezatların çoğu kapandı. Koronavirüs önlemleri kapsamında kalabalık ortamın oluşmaması için mezatlar kapanırken, satışlar internet üzerinden veya bire bir görüşme ile yapılıyor.

Urla İskele Su ürünleri Kooperatifi Müdürü Murat Erginer, 65 yaş üstü balıkçıların balığa çıkamadığını ancak diğer balıkçıların denize açıldığını belirterek şunları anlattı: “Kıyı balıkçılığı açısından balığın az olduğu bir dönemdeyiz. Bizim için özellikle Ege Bölgesi’nde sezon bir ay sonra başlar. Özellikle restoranlarda, otellerde yaygın olarak tüketilen kaliteli balıkların fiyatında büyük düşüş var. Kırmızı barbunun kilosu 80-100 lirayken şimdi 60-70 liraya düştü. Talep çok düşük, çünkü oteller, restoranlar kapalı. Koronavirüsle ilgili süreç devam ederse sadece İzmir’de binlerce balıkçı var. Çok ciddi sorunlar yaşanır. Sadece Urla Körfezi’nde 7-8 mezat (balık satış yeri) var. Çoğu kapalı. Bir ay sonra daha büyük sıkıntılar olacak bu nedenle önlem alınmalı.

Özetle, böyle bir dönemde sofralardan balığın eksik olmaması için, yıllık 1 milyar dolar ihracatı olan su ürünleri sektörüne de acil destek sağlanması gerekiyor.

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ NE İSTİYOR?

Ülke genelinde 14 bölge birliği, 270 kooperatif ortağı ile ve 30 bini aşkın balıkçı üye ortağı olan Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (SÜRKOOP) Başkanı Ramazan Özkaya imzası ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen yazıda sektörün sorunları ve talepleri dile getirildi.

Sektörün koronavirüs pandemisinin olumsuz etkilerini en ağır biçimde yaşadığı, arz-talep dengesinin bozulduğu, turizmin durma noktasına geldiği, restoranların tamamı ile satış tezgâhlarının büyük çoğunluğunun kapandığı ve balıkçıların geçimini sağlayamaz duruma geldiği belirtilen yazıda talepler ise şöyle sıralandı;

“Kaliteli protein kaynağı olan su ürünlerinin tüketimini teşvik etmek amacıyla bir kamu spotu hazırlanarak ulusal kanallarda yayınlanması. Devlet Bankaları tarafından balıkçı gemisi için “Ruhsat Teskeresi” sahibi balıkçılara faizsiz kredi imkânı sağlanmalı. Bankalara bulunan kredi borçlarının 1 yıl kadar ertelenmeli. Sınırlı Sorumlu Su Ürünleri Kooperatifleri’nin balıkçı barınaklarını kiralamalarına ait kira borçları ile elektrik, su ve SGK borçları ertelenmeli. Geleneksel kıyı balıkçılığının kayıt altına alınması ve desteklenmesi amacıyla ödenen destek bin liradan 2 bin 500 liraya çıkarılmalı. Kooperatifler ‘mücbir sebep’ kapsamına alınarak vergi ödemeleri ertelenmeli, beyanname süreleri uzatılmalı.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar