Tüketici güveni geçen yılki düzeyi nihayet yakaladı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Tüketici güven endeksi, ekim ayının ardından kasımda da artış kaydetti. Kasımda bir önceki aya göre yüzde 5,2 artışla 59,9'a yükselen güven endeksi, bu rakamla son 7 ayın en yüksek seviyesini görmüş oldu. Aylık bazda hanenin maddi durum beklentisi endeksinde yüzde 6,1, genel ekonomik durum beklentisinde yüzde 6,9 artış gerçekleşti. TÜİK ile Merkez Bankası’nın ortaklaşa oluşturdukları mevsim etkisinden arındırılmış tüketici güven endeksi bu yıl aydan aya küçük dalgalanmalar göstermekle birlikte genel anlamda yatay bir seyir izledi. Ocak-ekim döneminde aylık ortalama bazda 57.9 düzeyinde gerçekleşen endeks kasım ayında 59.9' a çıktı.

Ekim ayındaki 57’lik düzeye göre de bir miktar artış kaydederek 59.9’a yükselen endeks, böylece geçen yılın kasım ayındaki 60’a neredeyse ulaşmış oldu.

Tüketici güven endeksinin geçen yılı yakalamış olmasının altında bu yıl kayda değer bir artış yaşanması değil, geçen yılki gerileme daha büyük bir etken.

Geçen yıl on ay ortalamasında 68.5 olan endeks kasımda 60’a indi; bu yıl ise on ay ortalamasındaki 57.9’dan 59.9’a çıkıldı. Geçen yılki iniş eğilimindeki dip sayılabilecek düzey ile bu yılki tepe birbirleriyle böylece çakışır gibi oldu.

Ama tüketici güven endeksinin küçük artış ya da gerilemeler göstermesi aslında ikinci planda kalmalı. Bu durum klasik benzetmeyi getiriyor akla. Hakkari’ye gelen turist sayısının yüzde 100 artarak 2’den 4’e çıkması mı önemlidir, yoksa Antalya’ya gelen turist sayısının yüzde 25 artarak bir milyondan bir milyon 250 bine çıkması mı?

Dolayısıyla tüketici güven endeksindeki küçük oynamalara takılmak ve buradan büyük anlamlar çıkarmaya çalışmak biraz avuntudur. O küçük artış ya da azalışlar değil, düzey çok daha önemlidir. Tüketici güven endeksindeki bu değerlerin ne ifade ettiğine bakıldığında o küçük artış ya da düşüşlerin pek bir anlamı olmadığı anlaşılır.

Tüketici güven endeksi sıfır ile 200 arasında değer almakta ve 100’ün altındaki değerler kötümserliğe, 100’ün üstündeki değerler ise iyimserliğe işaret etmektedir.

Biz kasım ayında 59.9 düzeyine çıktık. Eğer endeksi yüzde 67 artırabilirsek 100’e, yani iyimserlik sınırına ancak ulaşabileceğiz.

Tüketici güven endeksinin şimdiye kadar 100 sınırına hiçbir zaman ulaşmadığını, dolayısıyla böyle bir düzeyin şu aşamada hayal olduğunu da belirtelim.

Öyle anlaşılıyor ki biz bu küçük oynamalarla avunmaya devam edeceğiz.

Konut ve otomobile bakış

Tüketici güven endeksinin tümüne bakalım bakmaya da biraz detaya inmekte de yarar var.

Endeksi oluşturan iki soruya verilen yanıtlarla oluşan değer dikkat çekici...

Bunlardan biri gelecek on iki ayda otomobil alma ihtimaline ilişkin soru. Bu soruya verilen yanıtlarla oluşan endeks değeri yalnızca 13.

Bir başka soru, yine gelecek on iki ayda olmak üzere konut satın alma ya da inşa ettirme ihtimaline ilişkin. Bu sorunun yanıtıyla oluşan endeks de yalnızca 7.6.

Yani vatandaşın çok büyük bir bölümü gelecek on iki aylık dönemde ne otomobil alabilecek durumda, ne de konut.

Tüketici güven endeksi kapsamındaki soruya verilen yanıtlar, vatandaşın gelecek on iki aylık dönemde tasarruf etme ihtimalinin de çok düşük olduğunu ortaya koyuyor. Gelecek on iki ayda tasarruf etme ihtimaline yönelik soruya verilen yanıtlarla oluşan endeks de yalnızca 23 düzeyinde bulunuyor.

Konut stokuna ilişkin düzeltme

Köşemizde dün yer yerdiğimiz konut stokuna ilişkin yazıda bir sayı hatası yaptığımızı anladık.

Yazımızda ilk el konut satışında dokuz aylık toplam yerine on aylık sayıyı kullanmışız. Yapı kullanma izin belgelerinin sayısı dokuz aylık dönemi kapsadığı için doğru karşılaştırma için ilk el konut satışında da dokuz aylık veriyi kullanmamız gerekiyordu. Oysa tablomuzu yanlışlıkla ilk el konut satışında on aylık veriyi kullanarak oluşturmuşuz.

Dikkatli bir okurum, Fisun Cengiz Gündoğdu bu konuda uyarıda bulundu. Kendisine çok teşekkür ediyorum.

2013 yılı başından bu yılın eylül ayı sonuna kadar olan dönemdeki yapı kullanma izin belgeleri ve ilk el konut satışını gösteren tabloyu düzeltilmiş haliyle yeniden bilginize sunuyorum. Konut stoku, satışı dokuz ay olarak düzeltince 1.3 milyonun üstüne çıkıyor.

Kentsel dönüşümün etkisi

Bu arada konut stoku kentsel dönüşümün etkisiyle göründüğünden elbette daha az olabilir. Bizim aktardığımız sayı izin belgesi ile satışların farkı.


Ancak 2013 yılına girilirken konut stokunun sıfır olduğu varsayımıyla hareket etmek zorunda olduğumuz da dikkate alınırsa belki de 2013’e devreden stok ile kentsel dönüşüm birbirini yakındır ve stok yine de 1.3 milyon dolayındadır. Bunu tam olarak bilme şansımız yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar