TÜİK fiyat endekslerini açıklamıştır!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Hani "İzahı olmayanın mizahı olur" denir ya, izahı olmayan bu enflasyona da artık başka türlü yaklaşmak mümkün değil.

✔ "İlan edilen enflasyon oranı yetkililerce ziyadesiyle memnuniyetle karşılanmış, vatandaş ise bu oranlara şiddetle karşı çıkmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu, kısa adıyla TÜİK, fiyat endekslerinin ağustos ayındaki gerçekleşmesini dün kamuoyunun bilgisine sunmuştur.

Verilen bilgiye göre geçen ay tüketici fiyatları endeksi, yani TÜFE yüzde 1.46, yurtiçi üretici fiyatları endeksi, yani Yİ-ÜFE yüzde 2.41 artış kaydetmiştir.

Açıklanan bu oranlar hükümet kanadında ziyadesiyle memnuniyet yaratmıştır.

Vatandaşlar ise özellikle kendilerini yakinen ilgilendiren, ücret ve maaş artışlarında dikkate alınan TÜFE artışını müstehzi ifadelerle karşılamış ve bu oranın gerçek fiyat artışını yansıtmaktan çok uzak kaldığını dile getirmiştir.

Hatta kimi vatandaşlar bu konuda kızgınlıklarını ifade etmişse de, bu durum ne fiyat endekslerini açıklayan İstatistik Kurumu yetkilileri tarafından, ne de hükümet eden yetkililer tarafından dikkate alınmıştır.

★★★

TÜİK’in dün açıkladığı ağustos verilerini yıllar önce kaleme alsaydık herhalde buna benzer bir dille yazardık. Başlık da oranın ne olduğu değil, böyle bir açıklama yapıldığı olurdu.

Aslında bugün için de böyle bir başlık hiç de yanlış değil. Her ne kadar TÜİK’in bu açıklamayı ne zaman yapacağı aylar öncesinden programa alınmış ve belliyse de, açıklamanın içeriği boş olunca açıklamanın yapılmış olmasını ön plana çıkarmak daha doğru görünüyor.

İçi boşaltılmış kurumlar...

Aslında neredeyse tüm kamu kurumları askeri disipline girmiş gibi!

Asker, emredileni yapar. Üst ne emretmişse, ast onu sorgulama durumunda olamaz. Üst sonuçları yanlış olacak bir emir bile verse, o yerine getirilecektir.

Ama ekonomide askeri yaklaşımların yeri yoktur. Daha doğrusu olmamalıdır.

Siyasetçinin isteğiyle ülke çıkarları çoğu zaman örtüşmez.

Eğer siyasetçi teknik bir konuda ekonomik birimlere müdahil olmak istiyorsa en azından istenilenin yanlış olduğu, hadi yumuşatarak söyleyelim doğru olmadığı ifade edilir. Edilmelidir! Geçmişte ediliyordu da!

Ama ya şimdi!

Ekonominin en önemli kurumu olan Merkez Bankası’na bakın!

Vatandaşı en çok ilgilendiren veriyi üreten Türkiye İstatistik Kurumu’na bakın!

Merkez Bankası tutuyor, bir dönem kendi yazdığı metinlerin tersini yaparak faiz indiriyor. Ne diyordu Merkez Bankası geçen yılın eylülünden önce:

“Politika faizi enflasyonun altında belirlenmeyecektir.”

Ne oldu, bu görüş mü yanlıştı, şimdi mi yanlış yapılıyor?

Uzun süre yanlış bir görüşü benimsemişseniz, nasıl bankacısınız?

Yok eğer şimdi yanlış yapıyorsanız, görüşünüz mü değişti, yoksa görüşünüzü değiştirmek zorunda mı kaldınız?

Ve TÜİK... Zaten kuruma karşı çok ciddi bir güvensizlik varken tuttunuz enflasyon hesaplamasında dikkate aldığınız maddelerin fiyatını açıklamayı kestiniz. Neymiş efendim; bu fiyatlar yanlış yorumlanıyormuş! Kim, neyi yanlış yorumlamış; hem kamuoyunun yanlış yorum yapmasını, ki yanlış yapılan bir şey yok da, bu kadar dert ediyorsanız medyayı ve akademik çevreleri bir şekilde bilgilendirirdiniz. Ama siz ne yaptınız, “Yok öyle yapmayalım, hadi yasak koyalım” dediniz.

Şimdi de tutup bir oran açıklıyorsunuz.

TÜİK şunu iyi bilmek durumunda. Açıklanan enflasyon oranı yüzde 100 doğru olabilir. Evet yüzde 100, kusursuz bir ölçüm.

Ama şu da iyi bilinmeli...

Bu orana inanmama oranı da neredeyse yüzde 100!

Güven bir kez kaybolmaya görsün, bir daha öyle kolay kolay yerine konulamaz. Hatta belli durumlarda hiç konulamaz.

Bu oranlar yorum gerektirmiyor

Gün gelecek tabii ki bu resmi oranlar üstünden çeşitli değerlendirmeler yapmak gerekecek. Ben de yapacağım, çünkü elimde başka veri yok.

Ama inanın bugün bu oranları irdelemek içimden gelmiyor.

Aynı durumu Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantılarından sonra yapılan açıklama metnine göz attığımda da yaşıyorum. Neyini yorumlayacaksınız ki!

TÜİK’in dün yaptığı açıklamadaki oranların da neresinden tutacak, neyini irdeleyeceksiniz ki!

Her ayın 3’ünde bir açıklama yapılması gerekiyor ve o açıklama yapılıyor. Artık hepsi bundan ibaret! Açıklama yapılacak, yap!

Türkiye’de milyonlarca çalışan ve emekli de açıklanan bu oranlar doğru kabul edilerek zam ya da enflasyon farkı alıyor.

Bu oranlar doğru olsa bile ortada ciddi oranda reel bir kayıp var. Bir de bu oranların gerçeği yansıtmadığı düşünülürse...

YDO ŞİMDİDEN YÜZDE 118.9

Yeniden değerleme oranı eylül ve ekim aylarında Yİ-ÜFE hiç değişmese bile yüzde 118.9 olacak.

Yİ-ÜFE’nin ekim sonundaki yıllık ortalama artışına göre otomatik oluşan yeniden değerleme oranı, eylül ve ekimdeki fiyat artışlarıyla kesinleşecek. Fiyatların bu iki ay hiç değişmeyeceği varsayımıyla bile yüzde 118.9’a ulaşacağı kesin olan YDO’nun yüzde 125’ bulması bekleniyor.

Oluşacak YDO, 2023 yılında bir dizi verginin, gelir vergisi dilimlerinin, ceza ve harçların belirlenmesine temel oluşturacak.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar