TÜİK Başkanı neden kendi verileriyle konuşmuyor?

Maruf BUZCUGİL
Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Geçen hafta TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın enflasyonla ilgili değerlendirmeleri ve şirket karlarının enflasyonun en önemli nedeni olduğunu savunan sözleri gündemi sarstı. TÜİK Başkanı’nın iddialı açıklamalarıyla ilgili ekonomi yönetiminin başındaki Mehmet Şimşek’ten hiç ses çıkmaması yadırgandı.

Yıllar sonra bir TÜİK Başkanı ilk kez sohbet toplantısında gazetecilerin karşısına çıktı. Elbette bu toplantının EKONOMİ yazarı ve ekonomi gazetecilerinin kendi aralarında “sayıların efendisi” olarak andığı Alaattin Aktaş’ın ses getiren yazısıyla aynı güne denk gelmesi havayı değiştirdi.

Alaattin Aktaş’ın “Devlet sırrı gibi saklanan fiyatların üstündeki perdeyi aralamaya çalışıyorum” diyerek TÜİK’in 2022’de açıklamayı kestiği madde fiyatlarını kendi yöntemiyle güncelleştirerek tablo halinde yayımlaması muhtemelen başkanın sunumunu değiştirmesine yol açtı. Bu konu geçen hafta uzun uzun tartışıldı ve başkanın TÜFE madde fiyatlarının neden açıklanmadığı savunması hiç kimseyi tatmin etmedi. Benim de katıldığım toplantıda Çetinkaya’nın sunumunda ve soruları yanıtlarken kapsamlı TÜİK verileri dururken hep başka kaynakları referans göstermesi dikkatimizi çekti.

TÜİK Başkanı özel sektörün tepkisini çekti

TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’nın gazetecilere yaptığı sunumda “enflasyondan bağımsız artan şirket karları enflasyonu yukarı çekiyor” ifadesine yer vermesi ve karları “fahiş” olarak nitelemesine özel sektörün en tepesinden sert tepkiler geldi. Bizim edindiğimiz izlenime göre özel sektör konuya “Yüksek enflasyonun ciroları ve bilançoları şişirdiği ortamda özel sektörün tamamını fahiş kar eder göstermek bizi yanlış yollara sürükleyebilir.” şeklinde yaklaşıyor.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın TÜİK Başkanı’na yaptıkları “Herkes önce kendi işini iyi yapsın” tonundaki resmi verilerle ilgili eleştiri de içeren uyarılarına bu noktadan bakmakta yarar var.

Şirket kârları enflasyonun tek sebebi mi?

Toplantıda anladık ki Alaatin Aktaş’ın cini şişeden çıkaran yazısı ve tablosu o gün yayımlanmamış olsa biz şirket karlarının enflasyonu artırıcı etkisini daha fazla öne çıkaran bir sunumla karşılaşacakmışız.

Kulislerde “emeklilerin durumunu iyileştirmeye karar veren iktidar ‘zenginden alıp fakire vereceğiz’ demeye mi hazırlanıyor.” sözlerini duymaya başladık bile. Erhan Çetinkaya hiç beklemediğimiz şekilde sunumunda “Türkiye’deki şirket karları enflasyonu yukarı taşıyan bir etkiye sahiptir, akademik olarak bu gösterilmiştir.” dedi. Ayrıca “Avrupa’da da durum böyledir: Şirket karlarının enflasyon üzerindeki etkisi 45%, işçilik maliyetlerinin ise 4,5%!!! Ayrıca Türkiye’de şirket kar artışları fahiş, yurt dışında değil.” Değerlendirmesini de yaptı.

Başkana bu konudaki TÜİK verilerini ve akademik kaynağı sorduğumda saygın iktisatçı Prof. Dr.Ensar Yılmaz’ın çalışmalarını adres gösterdi. Pakistan’ın IMF anlaşmasından yola çıkarak benzer şekilde Türkiye’de uygulanan programı “IMF’siz program” olarak niteleyen Ensar Yılmaz hoca şirket karlarıyla ilgili çalışmasını henüz tamamlamamış.

TÜİK daha sonra bana Başkent Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Berke Duvan’ın hakemli dergide yayımlanmış şirket karları ile ilgili çalışmasını itibarlı bulduklarını aktardı. Berke Duvan da Ankara’da ekonomi çevrelerinin tanıdığı bir iktisatçı.

TÜİK grafiği ücretlinin, emeklinin ezildiğini net gösteriyor

Aslında Başkan Çetinkaya’nın sözünü ettiği şirket karlarının 2018-2022 yılları arasındaki seyrini TÜİK verilerini yansıtan aşağıdaki grafikte izlemek mümkün. (2023 yılını da kapsayan yeni veriler 2 Eylül’de yayımlanacak.)

TÜİK verilerine göre iş gücü ödemelerinin GSYH’dan aldığı pay 2018’e göre 7,3, 2019’a göre ise 8,4 puan gerilemiş durumda.

Şirket kârları enflasyonu nasıl yükseltiyor?

Yükselen enflasyonun şirket karlarını nasıl etkilediği, birim işgücü maliyetinin birim kara oranının 2017’den sonra nasıl aşağılara indiği Berke Duvan’ın bilimsel çalışmasında irdeleniyor.

TÜİK’in referans verdiği Dr. Berke Duvan’ın çalışmasında şu çarpıcı değerlendirmeye yer veriliyor: “Covid-19 pandemisi ve ardından gelen dönemde (2020-2022) Türkiye’de yurtiçi enflasyon ortalama yüzde 47 olmuştur. Bu enflasyona birim kâr artışından gelen katkı yaklaşık 33 puandır.

Bir başka ifadeyle pandemi döneminde ortalama yurt içi enflasyonun yüzde 70’i birim kâr artışından gelmiştir. Yurt içi enflasyonda rekor, yüzde 96 ile 2022 yılında kırılmıştır. 2022’de kırılan enflasyon rekorunun 67 puanı (yüzde 69’u), yine birim kâr artışındandır.”

Tam da asgari ücret ve emekli zamlarının konuşulduğu ortamda birim işgücü maliyeti/birim kar oranındaki hızlı gerilemeye dikkatlice bakmakta yarar var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar