Trump'a suikast girişimi; Tehlikeli gidiş
Kutuplaşma yüzyılın hastalığı;
Küresel alanda ülkeleri birbirine düşman ederken, yerel ölçekte zaten şiddete meyilli insanoğlunun "karşı" olarak gördüğü her unsura adeta "savaş açmasını" sağlıyor.
ABD'de hafta sonunda Cumhuriyetçi Başkan Adayı Donald Trump'a suikast girişimi de, Amerikan halkının "kutuplaşmadan" düşen payına somut şekilde gösterir nitelikte.
Öncelikle şunu hatırlamakta yarar var; Amerikan tarihinde Başkanlara suikast görülmedik bir olgu değil; iç savaş döneminde Abraham Lincoln ve James Garfield'e, ABD'nin İspanya'ya savaş ilan ettiği dönemde William McKinley'e, soğuk savaş döneminde John F. Kennedy'ye suikast düzenlendi. Hepsi de, Amerikan toplumunda kutuplaşmanın çatışma düzeyine geldiği dönemler.
Trump'ın Başkanlık döneminin sonundaki Kongre baskını da, iç savaş dönemindeki kutuplaşmayı çağrıştırır nitelikteydi. Nitekim Amerikan toplumundaki gerilim sonunda Trump'a suikast girişimiyle, kan dökülmesine kadar vardı.
Her cephe, karşısındaki suçladı
Amerikan toplumu o kadar kutuplaşmış durumda ki, suikast girişimi sonrasında Trump yanlıları doğrudan Demokratlar'ı suçlarken, Demokrat seçmen, Trump'ın yeniden Başkan seçilebilmek için "kendi kendisine düzmece suikast düzenlediği" inancını dile getirdi.
Suikastçinin bizzat Trump'ın partisinden, Cumhuriyetçi Parti üyesi olduğunun açıklanması işi daha da karıştırdı; Cumhuriyetçi Parti içinde daha radikal unsurlar, Trump'ı "sistemin parçası olmakla" suçluyorlardı uzun süredir. Yani kutuplaşma sadece Cumhuriyetçi ve Demokratlar arasında değil, her iki cephe içinde de bölünmeye yol açmış durumda.
Bir de "Amerikan derin devletinin müdahalesini" konu alan "komplo teorileri var ortada dolaşan;
Suikast girişimi başarılı olup, Trump ölseydi ne olurdu? Hakkında açılan onlanca mahmeye rağmen siyasette var olmayı sürdüren Trump'ın sahnede çekilmesi, rakibi Demokrat Başkan Biden'ın akibetini de doğrudan etkileyecekti. Trump'ın öldüğü senaryoda, zaten hakkında bizzat kendi partisinden "adaylıktan çekil" sesleri yükselen Biden'ın devam etmesi pek mümkün olamazdı. Suikaste ilişkin bu "teorinin" de sosyal medyada alıcısı epeyce çok.
Soru işaretleri
Elbette bir de alanda etkisiz hale getirilen suikastçının kişiliği özelinde ortaya çıkan soru işaretleri var;
Bizzat Cumhuriyetçi Parti üyesi olan 20 yaşındaki Thomas Mathew Crooks adlı suikastçı, bu yaşında eğitimli keskin nişancıları kıskandıracak atış tekniğine nasıl ulaştı da, Trump'ı 125 metre ileriden kafa bölgesinden vurabildi? Ve suikastçı neden olay yerinde, saniyeler değil, saniseler içinde öldürüldü? Konuşmasın diye mi?
Trump'ın mitingine katılanlar, miting alanının hemen karşısına düşen binanın çatısına elinde tüfekle çıkan bir kişi gördüklerini, bunu polise bildirdiklerini, ısrarla önlem alınmasını istediklerini söylüyorlar. Ancak belli ki polis bu uyarıyı dikkate almamış. Neden acaba?
Soru işaretleri çok.
İşin ilginci, Trump'a suikast girişimi konusunda Türkiye de en az Amerika kadar bölünmüş durumda. Türkiye'deki kutuplaşma o kadar çok ve derin ki, sosyal medya hesaplarından binbir komplo teorisi paylaşılıyor suikast girişiminden bu yana.
Yazının yayınlanacağı 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde bile, hala 15 Temmuz 2016'da Türkiye'de gerçekten ne yaşandığı konusunda fikir birliğine varamamış olan bir toplumda, ABD'deki suikast konusunda ortak görüş mümkün değil elbette.
ABD Başkanlık seçimlerine daha dört ay var.
Sadece Amerika'da değil, tüm dünyadaki kutuplaşma göz önüne alındığında çok zor geçeceği kesin olan dört ay....